Ne barışı ? Ne elçisi ? Barbarlığımızın tescili !!!

 

Artık utanç duymanın ötesine geçtim, iğrenmek kelimesi bile hislerimi yansıtmaya yetersiz kalıyor.

 

Batının ahlaksızlıklarını almışız…..öyle diyordu Sayın Başbakanımız.

 

AKP’yi kapatma kararının ardından acilen AB desteği geldi ve Jose Manuel Barroso Bey New York Broadway sahnelerindeki şovları aratmayacak profesyonellikte bir şov sergiledi ve gözlerimizin içine baka baka yalan söyledi, aba altından sopa gösterdi, bol bol akıl ve gözdağı vererek ülkesine geri döndü.

 

Oysa o kadar şanslı olmayan sanatçı Pippa Bacca ülkesine, ailesine, nişanlısına dönemedi; neden?

 

Çünkü sapık yaratık ve benzeri türevleri, tüm kadınların, hele de Türkiye’ye gelen yabancı kadınların sadece ve sadece Türk erkeklerinin meşhur! seks performansından mutlaka ve mutlaka yararlanmak isteyeceği düşüncesinden bir türlü kurtulamadılar.

 

Sakın bana bunu tüm Türk erkeklerine mal etme, her toplumda kötüler, sapıklar var demeyin, evet var, bunu ben de biliyorum (ve insan olanları tenzih ediyorum)  ama hiç değilse ceza yaptırımları ağır, buradaki gibi kısa bir süre sonra aynı suçları ve beterlerini işlesinler diye “iyi hal” ‘den veya “Rahşan Affı” ‘ndan yararlanarak birer suç makinesi olarak topluma sızamıyorlar.

 

Bizimkiler hala 301’i tartışadursun, küresel ekonomik krizin veya kapatma davasının Türk ekonomisine, borsaya, faize yansımaları karşısında alınacak tedbirleri düşüne dursunlar…

 

Ülke toplu halde cinnet geçiriyor, 3. sayfa haberlerindeki vahşet, aile içi şiddet, gencecik insanların yaptığı katliamlar nüfusunun %99.9’unun Müslüman olduğu bir ülkede yaşanıyor.

 

Dinimiz bize bunu mu emrediyor? Küçücük çocukların kafalarına takke ve türbanı geçiren, ülkeyi biz ve siz diye ayıran dini bütün hükümetimiz bu toplu cinnet geçirme durumuna nasıl bir çözüm düşünüyor acaba?

 

İşsizlik had safhada, toplum sadaka kültürüne alıştırılıp, TV dizi ve sabah programlarıyla uyuşturularak, zaten balık hafızalı ve yarı cahil halkımız duyarlılığını tamamen yitirmiş vaziyette.

 

Benim çocukluğumdan hatırladığım, misafirperverliğimizi, ahlaki değerlerimizi, ibadetin de kabahatin de saklı yapıldığı dönemlerimizi, çok sesli kültürümüzü, hoşgörümüzü ne zaman yitirdik?

 

Rahmetli annemin bakıcısı 3 ay daha bizimle, annemin kaybından sonra, hem yaşadığı travmayı atlatması, hem de annemize gerçekten çok sevgi, şefkat ve özveri ile bakmasından dolayı oluşan vefa borcumuzu bir şekilde ödemeye çalışıyoruz, tabii ki aylık ücretini de alacak ama biraz dinlensin, gezsin istedik ve kardeşim kendisini İstanbul’a gönderdi.

 

Benim oturduğum bölge Parkköy, yani aslında yazlık yer, hava çok güzel, güneşli, balkonum geniş, güneşlenmeye müsait. Ben birkaç saatliğine Belediye’ye gideceğim, sen rahat rahat güneşlen, dinlen dedim ve çıktım.

 

Akşamüstü geldiğimde kız tir tir titriyor, korkmuş, ağlamış, ne oldu dedim ve anlattıklarından sonra çılgına döndüm.

 

Karşı evde çalışan birisi, buna işaretler ediyor, seslenip bir şeyler söylüyor (zaten doğru dürüst Türkçe bilmiyor anlayana kadar) adam pantolonunu indirip alenen masturbasyon yapıyor. Hemen içeri kaçmış, kapıları kilitlemiş korku içinde.

 

Balkona çıktım adam orada ve çalışıyor, çabuk buraya gel diye seslendim (bekçilere haber verdim) ve yüzsüz sapık (eve çağırınca ne zannettiyse artık!!!) sırıtarak geldi. Kendimi kaybettim avaz avaz bağırıyorum, senin anan bacın yok mu? Daha Taksim’deki tacizcilerin akan salyalarının görüntüleri hafızalardan silinmedi, barış elçisinin kanı yerde, bu muyuz biz? Türkiye, Türkler bu sapkınlıklarla mı tanınacak?

 

Çok utanmış, çok özür dilermiş, lanet olsun ekmeği ile oynamayayım, belasını benden bulmasın, Allah’a havale ettim.

 

Korkmadın mı diyorlar; hayır korkmadım, korkmamalı hatta en ufak tolerans göstermemeli ve bunları teşhir etmeliyiz.

 

Ama bir ayrıntı ….. bu sapıkları da kadınlar doğuruyor, analar yetiştiriyor…

 

Kadınları eve kapatın, beyinlerini yıkayın, cehaletlerini körükleyin, tüm kazanılmış haklarını ellerinden alın ve en az 3 çocuk doğurtun … AB bizi bekliyor, AB nüfusu yaşlı, yakışıklı, temiz, güzel giyinen, güzel kokan, kültürlü, libidosu yüksek ama işsiz! Türk gençleri yaşlı AB kadınlarına jigolo olarak armağan olsun.

 

AB Türkleri bekliyor, yürü be sade vatandaşım, kim tutar seni………………………..

 

Hoşça kalın, sevgiyle kalın….