Neredeyim, Neredeyiz?

 

         Önceki yazımda yazdığım üzere, basit bir ameliyat sonrası eşimin başına gelen talihsiz bir emboli olayı, şahsıma ve tüm ailemize ve dostlarımıza  büyük üzüntü ve acı vermiş, bu zorunlu ve kutsal uğraş görevim gereği bugüne kadar da yazı hayatıma  ara vermiş oldum…
         Okur ve dostların vefakar yaklaşımları, sürekli aramaları, yazım yolculuğumuzu devamlı hatırlatmaları
karşısında duraklama ve suskunluğumu ilk defa DEĞİŞİM için aralamağa çalışıyorum.
          Tanrının yüce varlığına inanarak saygın eşimin tedavisine  devam ederken, umarım yazım yolculuğumuza da ısınmış olurum…
          NEREDEYİM’in de yanıtını sunmuş olduk…
                                                            x           x              x
 NEREDEYİZ …
          Üç aya yakın geçen süreyi, tüm meşgaleme karşın ÜLKESİNİ seven ve YÜCELMESİNİ dileyen, bekleyen ve gözleyen bir birey olarak gözden kaçırmadan izlemeğe çalıştım…
          Ülkemin her boyutu dinamik.Her konusu başlı başına başlıklar taşıyan GÜNCEL OLAYLARLA dolu.
          Bu arada TARİH BOYUNCA TÜRKÜN YÜCE VARLIĞI TÜRK ORDUSU’NUN, BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE KARŞI BAŞLATTIĞI K.Irak’a  SINIR ÖTESİ HAREKAT, tüm dünya’ya parmak ısırtmış, yeryüzünün gözleri  karlı ve buzlu günlerde yapılan bu olağanüstü kesin başarılı olaya çevrilmiş,
ardından sınırlarımız için de ve o bölge de devam eden temizlik harekatı tüm hızıyla ve kökü kazınırcasına sürmektedir…ÜLKEMİZE ve ULUSUMUZA huzur ve güveni sağlayan fedakar ORDUMUZLA ne kadar iftihar edilse azdır ve her TÜRK’ÜN ONUR KAYNAĞIDIR …
                                                       x              x                 x
         ORDUMUZ bu amansız başarı mücadelesini verirken, iç bünyede ortaya çıkan dalgalanma ve hiçte akılcı olmayan OLAYLAR ve DURUMLAR ZİNCİRİ, gerçekten ATATÜRK TÜRKİYE’SİNE  hiç yakışmıyor…
         1923 yılın da YÜCE ÖNDER ve DAVA arkadaşlarının kurduğu yepyeni “TÜRKİYE CUMHURİYETİ”nin TEMEL İLKELERİ, hiçbir zaman yıpratılamaz ve erozyonlara uğratılamaz…
          Bu ilkeler ne bir PARTİNİN ve nede bir zümrenin tekelindedir…
          TÜRKİYE MEDENİYET YOLCULUĞUN DA, O ASİL ÇİZGİNİN doğrultusun da yüremeğe mecburdur…Sun’i gündem ve akıl çelici gelişmeler, DEMOKRASİ MİZİN temel ilkelerine de yakışmıyor.
Ben burada son üç ayda ortaya çıkan çirkinlikleri sıralayacak değilim.Bu ÜLKE’NİN her ferdi artık çok şeyin farkında ve durumlar ve yaratılan çirkinliklerin elbette bilincinde.Sakın, tevazu ve suskunlukları kimse duyarsızlıkla algılamasın…Toplum ve TÜRK İNSANI her şeyin farkın da.
Siyaset ve toplumsal çalkantılar, HALKIN hak etmediği boyutlara akıl çelerken, toplumsal bunalım ve maddi manevi sıkıntılar öylesine bunalım yaratıyor ki, Üniversiteli bir genç kız profesör bir anneyi  katledecek noktaya getiriyor…Bir değil birçok bu tür olay ard arda gelişip durmada…
Başta ÜLKE’NİN KADERİNİ ELİNDE TUTAN SİYASİLER OLMAK ÜZERE, TÜM ÜLKE SORUMLULUK BİLİNCİYLE, NEREDEYİZ  SORGULAMASINI önce kendi kişiliği içinde arayıp bulması ve ÖZVERİLERDE OLMASI GEREKİYOR…EĞİTİM, EĞİTİM ve CİDDİ BİR EĞİTİM TEK KURTULUŞ ÇARESİDİR…Yoksa, Adana Valisinin öğrencilerden aldığı, “Çanakkale savaşları, Sarıkamışla Erzurum arasında bir yerde yapılmıştır…” yanıtı, hem hepimizin UTANCI ve hem de varılan  noktanın  ACI GERÇEĞİ  HALİMİZİ SERGİLEMEĞE YETER…
TEK YOL, BÜYÜK KURTARICI M.KEMAL ATATÜRK’ÜN ÇİZDİĞİ VE ASIRLARA BIRAKILAN MİRAS ÇİZGİ VE YOL HAZİNESİNDEN SAPMAMAKTIR…