Silivri Facebook
banner88

İstanbul Kültür Başkenti Olacak (mış), AB'ne de Diyarbakır'dan Girilecek (ti)
 
Çok bilinen hikayedir, İngiltere'de Hyde Park'ta gece yalnız gezen kız tacize uğrar, sanık yakalanır, hakim karşısına çıkartılır. Hakim 2.5 sene ceza verir. Savcı, "Efendim tacize 6 ay ceza veriyorduk, siz 2 sene daha fazla verdiniz" deyince hakim: "6 ayı taciz için verdim, geri kalan 2 seneyi ise, İngiliz kızlarının parklarda rahat rahat gezmeleri için verdim" der.
 
Taksim Gezi Parkında bir genç kızımız taciz edilse (cezadan bahsetmiyorum bile, yukarıda yazıyor) tepkiler sizce ne olur? Kaşınmış işte, ne işi var gece vakti parklarda, kırsın dizini otursun evinde değil mi?
 
Gencecik pırıl pırıl 2 genç kızımız, eğitimli ve medeni olduklarından, içkili araba kullanmamak için yılbaşı eğlencesinden evlerine taksi ile dönmeye çalışıyorlar, ama cahil ve sarhoş maganda şoför izin vermiyor, minibüs taksiyi biçiyor, bir ocak daha sönüyor.
 
Yürüyemeyen felçli bir maganda kendi icadı bir sopa ile pedalları kullanarak, hepinizden daha iyi araba kullanırım diye efelenebiliyor, trafik canavarı falan değil Azrail.
 
Azıcık kar yağıyor, gelişmiş Türkiye'miz her şeye hazırlıksız yakalandığından feci bir kaza şükür ki ucuz atlatılıyor. Efendim kaza - kader, hayır efendim yollar tuzlanmış olsa, araba kaymaz, kadıncağız tekerleklerin altında sürüklenmezdi.
 
Kerameti kendinden menkul bir imam çıkıp, karılarınızı çalıştırmayın, nefislerine hakim olamazlar ihanet ederler diyor, ciddi bir kadın tepkisi olmuyor, herkes uyuşmuş durumda, kimsenin hiçbir şey umurunda değil.
 
TV'lerde bir reklam dönüyor, fındık reklamı, fındığı bazen Çin'liler yiyor, bazen Arap'lar. Arap'ların konuşmaları şöyle; Türk'ler bir avuç yiyor, günde bir avuç iyi gelir diyorlar, biz 4 avuç yiyelim, öteki soruyor neden?  E neden olacak medeni durumdan, hah hah hah. Aman ne komik 4 karı esprisi. Her şey nasıl organize, nasıl oya gibi işleniyor.
 
Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere emanet ettiği laik Türk Cumhuriyet'inin damarlarına şeriat nasıl da ince ince zerk ediliyor. Afferin bize.
 
Ünlü bir sosyolog, profesör Nur Vergin Hanım da verdiği bir röportajda (baştan sona tartışılır ama buna pes dedim) mahalle baskısını kendinden örnek vererek şöyle yanıtlamış; yeni bir eve taşınmıştım, kuran okutmak istedim, ama konu komşu ne der diye düşünüp vazgeçtim. Tövbe tövbe, 50 yaşıma girdim, böyle bir saçmalama duymadım. iktidara yağ çekmenin profesörcesi bu ise gerisini koyverin gitsin.
 
Turist sadece rakı-balık-dansöz için gelmez, geldiği şehrin tarihini, kültürünü, sanatını da öğrenmek ister, müze gezmek ister. Biz ise tarihi mirası harcaya harcaya yok edemedik ama hala büyük bir azimle çalışıyoruz, Bizans kalıntılarının üzerine otel inşa edip turizme katkıda bulunuyoruz. O da yetmedi; Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nün "Yeni Yıl Karma Sergisi" 'nde bulunan nü tabloları bıçaklıyoruz.
 
Daha ilk hafta tamamlanmadan Diyarbakır'da bombalar patlıyor, gencecik çocuklar ölüyor, ocaklar sönüyor, ortalık yangın yeri, içim acıyor, içim yanıyor..Tüm bu kalleş, hain saldırılar Türkiye'yi sindirmeye yönelik. Tüm dünya kınıyor(muş), AB ülkeleri terörle mücadeledeki haklılığımızı görüyor(muş), ve bizi destekliyor(muş).
 
Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 yaşındaki oğlunun ticari girişimi ile ilgili soruya verdiği yanıt; Bill Gates'e özeniyordu (maşallah çıta bayağı yüksek), finansörü de annesi; herhalde mutfak masrafından biriktiriyordur !!!
 
Türkiye güllük gülistanlık, her şey tamam AB'ne girebilmek için muasır medeniyet seviyesine ulaşılmış, tek sorun kaldı: "Sigara Yasağı" .
 
İşsizlik had safhada, borçlar gırtlağı delmiş, sosyal güvence sıfır. Meclisin en önemli sorunu "sigara yasağı".
 
Karşı değilim, zararlarını biliyorum, tiryakiyim ama başkalarına zarar vermekten kaçınır yasağa uyarım. Ancak tüm ileri ülkelerde sigara yasaklandığında alt yapı senelere yayılarak hazırlandı. Eğitim, kültür seviyeleri, toplumun refahı göz ardı edilmedi.
 
Ha bir de şu var. Tekel 2008'de özelleştirilecek, bu satıştan önce bu karar alınınca aklıma bazı soru işaretleri geliyor: siz satmayı düşündüğünüz şirketinizin ürettiği mallara yasak koyarsanız, şirketinize biçtiğiniz değere alıcı bulabilir misiniz? Yoksa çekilecek peşkeşin ön hazırlığı mıdır bu? Bakalım hep beraber göreceğiz.
 
Ha ceza indirimlerine yeni bir bahane de hazır olacak; hakim bey sigarasızlık başıma vurdu, psikopata bağladım ne yaptığımı bilmiyordum. Peki evladım suç sigarasızlıktan işlenmiştir, cezai müeyyidesi yoktur.
 
Rahmetli babaannemin bir lafı vardı: her şey tamam, lazımlık örtüsü eksik. Bizde de her şey tamam, lazımlık örtüsü eksik.
 
Alın size 2008'den bir haftalık bir potpuri.
 
Neyse yine de Çetin Altan'ın tabiriyle; "enseyi karartmayalım".
 
Hoşça kalın, sağlıcakla kalın, haftaya görüşebilmek dileği ile, sevgiler.
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol