Silivri Facebook
banner88

Işık saçan hareketler bunlar

Yahu ben deli miyim koskoca belediye başkanlığı var işin ucunda. En yakın dostum olsa gene yanında olmam. Dün Özcan Işıklar bir yerel gazeteye çift kişilik yatak ebatlarında çarşaf gibi  bir demeç vermiş.

Mevcut yönetimin Silivri’yi değiştirdiğini ama geliştiremediğini söylemiş. Çok doğru söylemiş.
Ne değişti ki Silivri’de. 5 senedir neler yaptılar da anlatacaklar sorarım size. Hiç yani. Bir hastane mi yapmışlar? Okul mu dikmişler ? Doğalgaz mı getirmişler? Alt yapı mı yapmışlar? ne yapmışlarda konuşuyorlar?

Artık bana saçma geliyor. CHP’nin Ak Partiye yüklenmesi gerçekten saçma geliyor. CHP bir aileden gelmiş olmama rağmen “seçmen küstürmek” demek bu olsa gerek.
Ayrıca Işıklar’ın Silivri’nin varoşça yönetildiği ifadesine zerre kadar katılmıyorum.
Geçmiş 15 senelik CHP’nin  döneminde Silivri’de ikamet etmiyordum. Belki de o zamanlar gerçekten de çok modern yönetiliyordu.  O zamanlar Silivri’de bir belediye binası, bir sinema salonu, bir mezbaha ve Silivri Belediyesi’ne ait bir çok yer varmış bunları ben göremedim.
Işıklar şimdiki yönetimle o dönemi  kıyaslayınca böyle bir kanıya varmış olabilir ( O dönemde kendisi de mevcut yönetimin içindeymiş.
 
Şimdi de o dönemde yardımcısı olduğu Selami Değirmenci’den adaylığı kaparsa ve seçilirse göreceğiz nasıl bir modern yönetim sunacağını ). İşsizliğe bulduğu eşsiz formüllerini takip ederiz. Spora çok önem verdiğinden bahsetmiş ( Sanırım Silivrispor profesyonel ligden onların zamanından amatör kümeye düşmüş ) Birlikte modern sporlar yaparız. Varoş yönetimden kurtuluruz. Ayrıca şu internet  meselesi de iyi. Demiş ya  “ her yeri Internet ortamına sokacağız  “diye. Ben şeyi merak ettim. Faturalarımızı da ödeyecek mi? Beni o kısmı ilgilendiriyor.

Zaten Değirmenci aday olmaz da CHP Silivri’de seçimi alırsa kırmızı karları gördük demektir. Niye boşuna kabus gibi hayaller kuruyorum ki.

Ankara’ya gittim yaşasın!

Ankara meselesiyle başlamıştık ilk yazıda. Gelenek bozulmasın Ankara’yla devam edelim.
Geçen hafta sonu Belediyenin düzenlediği Ankara Anıtkabir Gezisine katıldım. En son yıllar önce gitmiştim Ankara’ya.Sanırım orta son sınıftaydım. Yine böyle bir Kasım ayıydı. Ankara bana hep gri bir kent gibi gelir. Pek fazla değişmemiş. Çok soğuk bir şehir. En önemlisi de denizi yok. Deniz olmayan yerde yaşamayanlardanım bende.

Fakat gezi gerçekten çok güzeldi. İnsanlar Atanın huzurunda,saygı duruşları, istiklal marşları,sürekli nöbet değişen askerlerin yürümesi,insanların onları “helal olsun sizlere” diyerek alkışlaması. Çok farklı bir atmosfer var orda. İnsan kilitlenip kalıyor. 7’den 70’e derler ya, küçük öğrencilerden yaşlı ninelere dedelere kadar her yaştan insan vardı. Orada görevli olan askerlerden biriyle ayaküstü biraz konuştuk. Söylediğine göre Atayı ziyarete gelenlerin yoğunluğu her gün böyleymiş. Şaşırdım. Ben her gün böyle bir yoğunluk yaşandığını tahmin etmiyordum. Ama ziyaretçilerin hiç eksik olmadığını söyledi. O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Ta ki hemen yanı başımda cereyan eden o ana kadar.

Bankta oturuyoruz. Yanımıza yaşlı bir amca geldi. Elinde siyah bir poşet. Anıtkabir’e gidenler bilir. Aslanlı yolun hemen sonunda ağaçların olduğu küçük bir koru vardır. Yaşlı adam elinde poşetle arkadaki ağaçlıklara yürüdü. Asker hemen kamuflajlarının altındaki telsizle arkadaşlarını uyardı. İlk başta ne oluyor anlamadım. Sonradan bu tip olayları sık sık yaşadıklarını öğrendim. Asker Anıtkabir’in etrafında bu tür poşetlere gizlenmiş, bir çok bomba yakaladıklarını , fakat basın aracılığıyla bunları yansıtmaktan kaçındıklarını ifade etti. Nasıl olur böyle bir şey diyecektim ama olur olur, her şey olur. Örümcek beyinli insanlar olduğu sürece bu Türkiye’de her şey olur. Kötü hissetim kendimi ve Anıtkabir’den de kötü bir ruh haliyle ayrıldım. Ama her ne kadar içimde şüpheler korkular olsa da o temizlik görevlisi askerin sözleri bana yetti.
“Sizler rahat olun”.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim. Ankara’ya bizi götüren sevgili şoför bey. Yaşlı teyzeyi otobüste bırakıp kapıları kilitlediğin için sana çok kızgınım. Ve sevgili yaşlı teyze. Yol boyunca “ ben insanım,nasıl beni bırakırlar,ben yaşlıyım ay başım” diye sızlandığın için sana da kızgınım.
Kalın sağlıcakla…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol