Silivri Facebook
banner88

EYLÜL'E KADIN ELİ DEĞMELİ... (NECLA COŞKUN)

EYLÜL’E KADIN ELİ DEĞMELİ

Mevsimlerden bir yaprak daha düştü. Yaz mevsimine Eylül’ü kucaklayarak veda ettik. Ah o yaz akşamları, aşkları, sıcakları, tatlı yaz hatıraları hissine kapılıyor bu günlerde insanlar.

Ben onlardan biri değilim. Hiç öyle duygusallıklarım kendimi salıvermişliklerim yoktur. Aksine her yeni başlangıçta önüme bakar yeni bir heyecanla dolarım. Bu eylül günlerinin de hissiyatı ayrıdır benim için ah bir de pişmanlıkları.

Gezmesiydi, tatiliydi, bayramıydı, baklavasıydı, her şey dâhildi derken bütün bunların toplamı bir bakmışız ki koca kış ( hadi abartmayalım yaza girerken son yirmi gün) yapılan diyet ve sporlar sonucu verilen kiloların toplamından bir fazla oluvermiş.

Sınav sorusu gibi oldu ama insanımız alışıktır sınava sorun değil sanırım. Zaten diyet yapabilenlere kin besleme potansiyelim var üstüne bir de spor yapabilenleri kıskanıyorum. Düzenli spor yapabilmek nasıl bir disiplin anlayamıyorum. Küçük yaşta kazanılması gereken zorunlu faaliyet mi, genetik kodlarla taşınan bir şifre mi çözemedim. Bütün hırs ve hazırlıklarımla başladığım bu türden faaliyetler on beşinci dakikanın sonunda dilim dışarıda insan kendiyle barışık olmalı canım türevi pes cümleleriyle son buluyor.

Anneannelerimizin zamanında yokmuş böyle sıfır beden merakı fit görünme hastalığı ne güzelmiş hayat. Yaza diyet reçeteleri ile değil reçel tarifleriyle başlanırmış. “Vişnenin mevsimi çabuk geçer reçelini kaynatıp kavanozlayalım” cümlesini duyar gibiyim.

Yaz sonu tarhanalar ovulur, salçalar yapılır, dolmalık patlıcanlar kurutulur, acı biberler öğütülür bamyalar ipte sıralanırdı. Kadınların çalışanı çalışmayanı bir bağ bozumu telaşına girerdi. Kıtlık çıksa savaş olsa bütün kış yetecek erzak elde edilirdi.

Hoşaflıklar, turşular unutulmaz, çocuklar için meyve kuruları, hamilelere kış karpuzları da kilerlerde yerini alırdı. Şimdi yaza güze kadın eli değmediği için organik marketlerden bir avuç meyve kurusuna bir avuç da para saymak zorunda kalıyoruz maalesef.

Öyle ya da böyle bir mevsim daha geçti. Eylül akşam esintileriyle, kendi tatlı telaşıyla geldi. Daha yapılacak çok iş var yaz sonu temizliklerine girişilecek, çocuklar için geride bırakılan bayramlık telaşı okul kıyafeti için yaşanacak.

Forma olsun olmasın tartışmalarının üstünden bir daha geçilecek, muhtemelen velilere kayıt parası ödemeyin denilip, okullara da ihtiyaçlarını veli desteği ile karşılaması söylenecek, balık ucuzlayacak sofrada yerini alacak.

Bütün bu telaşlar eylülün o yumuşak esintisiyle geçip gidecek gitmesine de biz mevsimlerin tadını ne kadar alabiliyoruz bilmem. Bu hafta hepimize her mevsimin tadını alabilmek için gelecek kaygısı duymadığımız güzel günler görebilmeyi diliyorum.

Necla Coşkun

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol