Silivri Facebook
banner88

KURBAN EDİLEN KIZLAR... (NECLA COŞKUN)

KURBAN EDİLEN KIZLAR...

 

Küçük bir kız çocuğuna sordular: Büyüyünce ne olacaksın?

Masum mükemmel bir gülümsemeyle cevap verdi çocuk: Gelin.

 

Allı pullu bembeyaz bir kar prensesi olacaktı büyüyünce.

 

Bilmiyordu henüz, herkesin böyle güzel hayalleri yoktu. Çok geçmedi büyüyüp serpilemedi bile, gerçek hayatta gelin telleri boynuna geçirilmiş bir ilmek oldu. Pek çok küçük kız çocuğu gibi birileri onu da kurban ediverdi.

 

Bir önceki yazımda “Çocuk istismarı nedir ve bunun kapsamına neler girebilir? ” sorularına yanıtlar aramıştık. Bu konuda bir farkındalık oluşturma çabasının her yetişkinin sorumluluğunda olduğuna inanıyorum. Gün geçmiyor ki çocukların gördüğü bir şiddet çeşidinin daha haberini okumayalım. Biz bir yılda 20 bin çocuk gelin davası görülen bir ülkeyiz. Bunun bir o kadar da mahkemeye intikal etmemiş olayını düşünün.

 

Yazımın yayınlanmasından sadece 8 gün sonra yine 12 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilip 14 yaşında da ikinci kez anne olmasıyla ilgili haberi görmem beni daha da derinden sarstı. O nedenle çocuk istismarının cezaya tâbi bir durum olduğunu özellikle cinsel istismar, tecavüz ve ölüm gibi noktalara varan olaylarda, cezaların çok arttığını da yazma ihtiyacı hissettim. Hatırlatmak isterim ki bu 22 yaşındaki kocaya 8 yıl 6 ay hapis cezası Yargıtay tarafından da onaylandı. Bu örneğin maalesef niceleri ülkemizde yaşanıyor o nedenle cezaların duyurulması hatırlatılması gerekir diye düşünüyorum. Yıllarca ülkemizde caydırıcı cezalar olmadığı hatta kızların tecavüzcüleriyle evlendirilerek suçlular ödüllendirildiği için bu çirkin olaylar yaşanmaya devam etti.

 

Bu sorunu azaltabilmek istiyorsak caydırıcı tedbirler almalıyız. Çocuk cinsel saldırı suçunun cezasının 3-8 yıl aralığından 6 ila 10 yıla çekilmesini ve cinsel suç işleyenlerin de tıpkı terör suçluları gibi aldıkları cezanın 4’te 3’nü yatacak olmalarını bu açıdan önemli buluyorum. İnsanımızın “kim bilecek, bir şey olmaz, kimse şikâyet etmez” gibi rahatlık gösterdiği durumları ortadan kaldırmak gerekir. “Yapanın yanına kalıyor, ilgilenen, ceza alan yok” denmemeli bu konu gündemde ve en ağır cezalar verilebilir unutulmamalı. Mağdurlar bunun farkında olarak hak mücadelesi verebilmeliler. Avrupa’da bu türde suçlulara 15 yıl 30 yıl hatta suçun niteliğine göre ömür boyu hapis cezası veren ülkeler olduğu göz önüne alındığında bizim ülkemizde de insanımızın bunu fark etmesi ve mücadele edebilmesi için çabaya ne kadar ihtiyacımız olduğu ortada.

 

Bu tür suçluları toplum korumamalı. Özellikle küçücük kızlarımızın kurban edilmesi geleneklerle töreyle açıklanmaya daha da ileri gidilip savunulmaya çalışılmamalı.70 yaşındaki erkeklerle evlendirilen küçücük çocuklar karşısında vicdanlar insafa, suçlular da hâkim önüne gelmeli.

 

Her yeni gün bir çocuğumuzun daha kurban edilmemesi, yaşamlarının karartılmaması, eğitim, sağlık gibi haklarının korunması için çocuk istismarının ciddi bir suç ve bunun karşılığının hapis cezası olduğu unutulmamalıdır. Çocuklarımızın, gençlerimizin fiziksel ve ruhsal sağlıklarını korumak adına herkes üzerine düşeni yapmalıdır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol