Silivri Facebook
banner88

“Masum Değiliz HİÇBİRİMİZ!”

 

 

Silivri’yi her gün daha da seviyorum. Buraya ait dokular gün be gün ete kemiğe bürünüyor. Kışı ayrı yazı ayrı tatlar, anlar, en güzeli de duygular paylaşıyoruz. Sahilde şöyle bir temiz hava aldım mı o da benimle alıyor sanki. Geçen hafta balıkçılardan aşağıya hiçbir dünya kaygım yokmuşçasına yürürken ( bazen bunu yapmak lazım) Sezen’in “Eller Günahkâr” şarkısı 84’ün dilinden ruhuma işledi. Beste de güfteyi kıskandırmıyor değil hani.

 


Eller Günahkar!
Diller Günahkar!
Bir Çağ Yangını Bu Bütün,
Dünya Günahkar!
Masum Değiliz HİÇBİRİMİZ!..
dilimizden dökülüveriyor.

 

İnsan bir yaşa gelince kendini şöyle bir hesaba çekiyor sanırım. Bu durumda her insan kimliğine, ruhuna, özüne yabancılaşır. İçten içe bulunduğu noktayı onuruna yakıştıramaz çünkü. Öfke dalgası içimizde kabarır kabarır önce zamana kızarız. Ah niye bu kadar hızlı geçer ve hiç hissettirmez. Hayatımıza giren insanlara kızarız.  Verdiğimiz kararlarda bizim dışımızda suçlular ararız. Ama sonuç ortadadır. Günahlar günahlar insanoğlunu sarmış yiyip bitirmiştir.

 

İnsan nasıl kirlenir bu kadar? Hangi çıkarlar, hangi hırs gözümüzü bürür? Kimleri kıskanırız da içimiz içimizi yer? O ilkel ben duygusuyla baş edemeyiz, etmemiz gerektiğini fark etmeyiz bir türlü. Dahası bunu çocuklarımıza da öğretmeyiz ve “bir çağ yangını gibi” büyüyüverir kötülük. Kırılan kalplerin hiç önemi yoktur. Oysaki satın alamadığımız tek şey içimizdeki o gerçek sevgidir. Ona giden köprüleri yıkıveririz. Yolun sonunda şan, şöhret, para yoksa gidilmeye değer görmeyiz o yolu. Vardığımız yer ise hiçlikten öte değildir. Ve şarkının dediği gibi kan ter içinde uykularından uyanırsın.

 

Hiç yeni doğan gördünüz mü? Mutlaka görmelisiniz. Koklamalısınız. Kimin çocuğu olduğunun da bir önemi yok. Her bebek o kadar günahsızdır ki insan onların yüzüne bakarken ağlayabilir. İnsanı o günahsızlık karşısında duyulan utanç ağlatır. Mükemmelliğin korunamayacağı gerçeğinin çaresizliği ağlatır. Onu şekillendirecek olan beyinlerin pasının, ellerin kirinin, ruhların kararmışlığının farkına varmak ağlatır. Bir bebeğe baktığında ağlayabiliyorsa insan umut vardır ve özüne, içindeki çocuğa sarılarak kendini kurtarır.

 

Her şeyinizi kaybetseniz de içinizdeki çocuğa, masumiyete, iyiliğe olan inancınızı kaybetmeyin.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol