Silivri Facebook
banner88

BAHARIN TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEYELİM HEP BİRLİKTE

Bu güzel şehirde yaşadığım için mutlu oluyorum... İlkbaharda Viyana bir cennete dönüşüyor… Yeşilin, kırmızının, mavinin, sarının bütün tonlarına rastlamak mümkün… Baharın renkleri her yerde, her köşede…

Pencereleri sonuna kadar açtım, baharın kokusu girdi içeri... içime çektim bu kokuyu, bütün hücrelerime kadar dolmak istiyorum bu kokuyla... Bu kokuyu ben çok seviyorum... Bu koku bana çocukluğumu anımsatıyor... anneannemin çiceklerle bezenmiş şahane bahçesini anımsatıyor, okuldan çıktıktan sonra Berrin ile koşa koşa gittiğimiz çay bahçesini anımsatıyor, oradaki eğlenceli sohbetlerimizi... ne çok gülerdik o zamanlar... ne kadar çok eğlenirdik... kimseyle derdimiz yoktu... verilecek hesabımız yoktu kimseye... gelecek korkusuyla tanışmamıştık henüz... çocuktuk, dünyamız daha kirlenmemişti...

Bu sabah evim bahar kokuyor... Bu koku bana şahane çağrışımlar yapsa da, onlar geride kaldı, biliyorum... ve ben bir baharı daha yaşamanın keyfini çıkarmak istiyorum... Bahar tazelenmek demek... doğanın tazelenmesi, duyguların tazelenmesi... bahar yeni umutlar demek.... sil baştan yeniden başlamak demek hayata.... 

İçimde tarifsiz bir coşku var şimdi, baharla birlikte gelen... bir tüy kadar hafifim... karamsarlıklarımdan sıyrıldım... bütün sevdiklerimi aramak istiyorum, onları daha da bir seviyorum sanki... küskün olanlarla barışmak istiyorum... güzel olan herşey yerinde kalmalı, bitmemeli... güzel olan ıskalanmamalı... o bazen dost bir bakışla, bazen bir sesle, bazen bir renkle, bazen bir kokuyla, bazen bir görüntüyle, bazen bir tatla, bazen bir kitapla, bazen bir melodiyle, bazen eski bir hatırayla mutlaka bize gelecektir...

Viyana baharları güzel… burada olmaktan memnunum diyorum ama yine de içimdeki burukluğu, özlemi dindiremiyorum... aynı güzellikleri oralarda yaşamak istiyorum inatla... ben böyle havalarda memleketimi daha çok özlüyorum…

Bir taş evim olsun istiyorum Ege’de... odalarına bahar kokusu sinmiş... kocaman bahçesi olsun, içinde baharın bütün renklerinden çiceklerim... çıplak ayakla gezmek istiyorum bahçemde, toprağın tenine dokunmak... bütün negatif enerjiyi, olumsuzlukları alsın benden istiyorum...

Komşum deniz olsun istiyorum, onun yosun kokusunu içime çekmek derin derin... bahçemde sevdiklerimle, dostlarımla bahar sabahları şahane kahvaltılar yapmak istiyorum; kendi yaptığım reçellerle, üzerine saf zeytinyağı gezdirdiğim kokulu domateslerimle...fırından yeni çıkmış sımsıcak ekmek, üzerine sürdüğümde hemen eriyen gerçek tereyağı... kuşlar konsun masaya, etrafimızı sarsınlar istiyorum... Köpeğim Viski kovalasın rengarenk kanatlı kelebekleri yanıbaşımda... 

Ege’nin rüzgarı esse hafiften ılık ılık, saçlarımız uçuşsa özgürce diyorum... Güneş bizi okşasa sevecenlikle, yakmasa... Sonra bakır cezvede kahve pişirsem sevgili arkadaşlarıma… kahve demek muhabbet demek… sonra fallara bakılsa... onlara şahane seyler söylesem, umutlu şeyler… bahar gibi güzel şeyler… onlara aşktan haberler versem… baharın hakkını versek yani…

Radyodan yayılan bir şarkıyı mırıldansak birlikte… içinde aşkı, umudu, güzelliklerı barındıran şarkılar olsa onlar… şiirler söylesek, hem de ezbere…

Bu sabah mutluluğa aç pencereni
Bir güzel arın dünkü kederinden
Bahar geldi bahar geldi güneşin doğduğu yerden
Çocuğum uzat ellerini
 
Şöyle yanıbaşıma çimenlere uzan
Kulak ver gümbürtüsüne dünyanın
Baharın gençliğin ve aşkın
Türküsünü söyliyelim bir ağızdan…
Ataol Behramoglu

Bu masal burada bitmedi…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol