Silivri Facebook
banner88

HAYATIN FARKINDA OLMAK BİR AYRICALIKTIR

Metro’nun kuytu bir köşesinde, pejmurde kıyafetli  genç bir adam keman çalıyordu... İnsanlar her sabah olduğu gibi yine telaştalar... işlerine yetişmek için koşuyorlar, adamı farketmiyorlardı bile, sadece kulaklarına gelen bu hoş müziği duyunca şöyle bir bakıp geçiyorlardı veya bir saniye durup önündeki şapkaya bir kaç kuruş atıyorlardı... bazıları ise kemanı duymuyordu bile telaştan...

Birden annesinin elinden tutmuş bir çocuk, kemancının önünde durmak istedi... Annesi gelmesi için hızla çekiştiriyordu ama çocuk gitmemek için direniyordu... Sonunda annesine yenik düştü... Küçük çocuk çaresizce üzgün gözlerle kemancıya baktı, gitmek zorundaydı... Kemancı belli belirsiz gülümsedi ona...

Genç kemancı 45 dakika boyunca Bach’tan 6 parça çaldı o gün Metro’da... kimse dinlemedi onu o gün orada ve sadece toplam 30 dolar birikti şapkanın içinde...

Halbuki genç kemancı bir gün önce Boston’nun en büyük konser salonunda yüzlerce kişiyi toplamıştı, salon tıklım tıklım dolmuştu... ve konser biletlerinin en ucuzu 100 dolardı... Evet; o soğuk kış sabahı metrodaki kemancı, dünyanın en büyük keman virtiözlerinden biriydi... Joshua Bell... O gün Joshua Bell, metro istasyonunda elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanıyla en karmaşık ve zor eserleri çaldı ve onu hiç kimse farketmedi...

Bu sadece küçücük bir örnek...yaşamda ıskaladığımız o kadar çok güzellik var ki...yanından geçip gittiğimiz, aldırmadığımız binlerce güzellik... hayatımızda neler kaçırıyoruz, hemde hiç haberimiz olmadan... belki de yaşamımızı çok daha güzelleştirecek şeyler bunlar... belki yaşamımıza daha fazla anlam katacaklar...  belki de hayatımızı değiştirecekler... 

Yıldızları süpürürsün, farkında olmadan,
Güneş kucağındadır, bilemezsin.
Bir cocuk gözlerine bakar, arkan dönüktür,
Ciğerinde kuruludur orkestra, duymazsın.
Koca bir sevdadir yasamakta olduğun, anlamazsın.
Uçar gider, koşsan da tutamazsın...  William Shakespeare

Hayatın farkında olalım... anlarımızın farkında olalım... ayrıntılara takılalım... yaşamın ayrıntıda gizli olduğunu bilelim... aldığımız nefesin farkında olalım... baharın kokusunun... yeni açmış bir gonca gülün zerafetinin... yağmurdan sonra toprağın nefis kokusunun... kızarmış ekmek kokusunun sade mutluluğunun... kana kana su içmenin zevkinin... yediğimiz şahane bir yemeğin lezzetinin... masmavi, uçsuz bucaksız bir denize bakmanın verdiği dayanılmaz huzurun... yıldızlarla dolmuş lacivert bir gökyüzünün...çiseleyen yağmurun altında yürümenin keyfinin...yeni doğmus bir bebek teninin ipeksi yumuşaklığının... kahkahalarla gülmenin verdiği enerjinin farkında olaıim... minicik bir kuşun cıvıltısına kulak verelim... baharda yeşeren yaprakların yeşiline, sonbaharda kırmızıya, turuncuya dönen şahane rengine hayran olalım.. tüm çiçeklerin, ağaçların adlarını bilelim... yani yaşamı iliklerimizde hissedelim... yani gerçekten yaşayalım...

Viyana’da yaşayan bir arkadaşım farkındalık üzerine bir şiir yazmış, bana gönderdi... Şiirin başlığı ilgimi çekti... “Farketmek isyandır” demiş... Buna sonuna kadar katılıyorum... Hayatın farkında olabilme becerisi, ayrıntıları ve anları yaşayabilme isteği,  bizlere dayatılan günlük rutinin dışına çıkabilmektir... Sistemin bize dayattığı başarı ve mutluluk kıstaslarının dışına çıkabilme cesaretidir... kendi değerlerine sahip çıkma yürekliliğidir...  ve bir ayrıcalıktır...

FARKETMEK İSYANDIR
Ihlamur ağacının salgıladığı kokunun  yanından geçiyorum.
yüreğime kokusunu çekiyorum
yağmur yağıyor
toprağın kokusu alıyor beni benden
farkediyorum ayrıcalığı
farketmenin dünü, bugünü, yarını yoktur
farketmek bir ayrıcalıktır
kaybolmadan farkında olmak
sevdikçe bir o kadar farkederek
yaşamak...
kokulara sarılarak farketmek
kim imkansızı seviyorsa
ağacın kokusu gibi
toprağın kokusu gibi...
nereye gidiyorsun canım benim
gitsen de peşinden gelirim artık, imkansız olsan da... Erdal Boyoğlu

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol