Kelebekler özgürdür!
Kadına
Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında CHP
Silivri İlçe Kadın Kolları, dün Uğur Mumcu Meydanı’nda gerçekleştirdikleri
basın açıklamasında “Kelebekler Özgürdür” dedi.
CHP Silivri İlçe kadın Kolları, kadına karşı uygulanan şiddeti
protesto etmek amacıyla dün Uğur Mumcu Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı.
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında
“Kelebekler Özgürdür” adı altında gerçekleştirilen eylemde, CHP Silivri İlçe
Kadın Kolları Başkanı Nazan Kaçar tarafından okunan basın açıklamasında,
“Kadınlar binlerce yıldır kozalarında acılarıyla duruyorlar. Şimdi özgürlüğe
uçma zamanıdır” ifadeleri yer aldı.
CHP Silivri İlçe Kadın Kolları’nın “Kelebekler Özgürdür” adı altında
gerçekleştirdiği eyleme CHP Silivri İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe Gençlik
Kolları, Silivri Belediyesi Meclis Üyeleri, SİBESO Başkanı Ali Tabakoğlu, Hacı
Bektaş-ı Veli Anadolu
KADIN
KOLLARI TARAFINDAN YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI
CHP Silivri İlçe Kadın Kolları Başkanı Nazan Kaçar tarafından yapılan
basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı; “25 Kasım 1960, Dominik Cumhuriyeti,
Patria, Minerva ve Maria Teresa adlı üç kız kardeş diktatörlüğe karşı mücadele
ederken, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildiler. “Araba
kazasında” öldükleri söylendi, onların anısı, özgürlük ve insan hakları için
verdikleri mücadele, kadın hareketinin bir sembolü haline geldi. İçlerinden
birinin kod adının ‘kelebek’ olmasından esinlenerek; üç kız kardeş, dünya da
“Kelebekler” adıyla efsaneleştirilerek anıldı.
Önce 1981’de Latin Amerika Kadın Kurultayı, daha sonra 1985 yılında,
BM tarafından “25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele
ve Dayanışma Günü” ilan edildi. Dünyanın dört bir köşesinden kadınlar,
efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine,
ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa karşı; kadın
dayanışmasını örgütlüyor, seslerini yükseltiyorlar. Kelebek misali kanat
çırparak uçmayı sürdürüyorlar.
25 Kasım 2012 Türkiye, Sakine Akkuş, İpek Tekin, Songül Elçi, Ayşe
Çakır, Hacer Alan, Arzu Yıldırım, Gülhan Akan, Emine Erdem, Remziye Çakmak,
Adile Erzurumlu, Saliha Erdem, Arzu Odabaşı, Semiha Karadağlı, Ayşe Yılbaş,
Şefika Etik, Fatma Şen, Gülay Yaşar ve binlerce kadınımız yakınları tarafından
öldürüldüler. Onların yaşama hakkı ellerinden alındı.
Ülkemizde kadına yönelik şiddet artmış durumda. Son yıllarda kadın
cinayetlerinde % 1400 artış oldu. Sadece 2011 yılında 257 kadın öldürülürken,
2012 yılının ilk altı ayında 100’e yakın kadın hayatını kaybetti. Cinsel
saldırıya uğrayan kadınların çoğu korku, baskı gibi gerekçelere şikayetçi dahi
olamadı. Öldürülen her iki kadından biri kendi hayatına dair bir karar vermek
istediği için öldürüldü. Devletten koruma talebiyle polise veya savcılığa
başvuran kadınların yüzde 73’ü, sığınma evlerinde olan kadınların yüzde 27’si
cinayete kurban gitti. Kadına karşı şiddet; sadece fiziksel değil, ekonomik,
psikolojik ve cinsel olarak da sürmektedir.
Bu rakamlar, seçim dönemlerinde sık sık tekrarlanan kadına yönelik
şiddete “sıfır tolerans” gösterildiği söylemlerini yalanlamaya yetiyor.
Kadınlar kadın oldukları için şiddetin her türlüsüne maruz kalıyorlar. Organize
ve sistematik bir şekilde öldürülüyorlar. Biz; Toplumsal cinsiyetin erkeği
otorite, iktidar sahibi olmaya zorladığı, çocukken eline oyuncak silah olarak
verdiği, “namus” gerekçe edilerek yakını olan kandı öldürmesinin emredildiği bu
topraklarda, “Şiddete karşı mücadelenin” sadece kadınların değil erkeklerin de
sorunu olduğuna inanıyoruz.
Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi bir kamu politikası olarak
benimseyen ve sosyal politikalarını bu doğrultuda ele alan CHP’li kadınlar
olarak biz; Eşit Temsil Eşit Katılım yolunda yürümeyi demokrasinin olmazsa
olmazı olarak kabul ediyoruz.
Biz; Barışa ve Huzura EVET diyoruz
Ve biz kadınlar; yıllardır emek ve demokrasi mücadelesi ile kadın
özgürlük mücadelesinin birbirinden ayrılamaz olduğunun bilinciyle, kanda
yönelik her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı mücadeleyi yürütmeye devam
ediyoruz. Belliğimizi diri tutmak ve bize dayatılan bunca şeyin altında
ezilmemek için, “Böyle gelmiş böyle gider” diyenlere karşı “Yeter Artık” diyen
kadınların yaşamlarını kendi yaşamlarımıza katıyoruz.
Bizler; Kadına yönelik şiddete karşı verdiğimiz mücadelede, umudu,
inancı ve güveni örgütlemek amacıyla KELEBEKLER ÖZGÜRDÜR! Diyoruz.
Diyoruz ki, kadınlar binlerce yıldır kozalarında acılarıyla
duruyorlar. Şimdi özgürlüğe uçma zamanıdır.
Öyleyse “Sol açık, yola çık”