Silivri Facebook
banner88

6-7 EYLÜL 1955 İSTANBUL YAĞMALANDIĞINDA TEĞMENDİM... (ÖZCAN BÜYÜKOĞLU)

FLAŞ-FLAŞ  HABER....                   

   6-7 EYLÜL 1955: TÜRK SİYASİ TARİHİNE; İSTANBUL'UN   YAĞMALANMASI  OLARAK GEÇEN  OLAYDA.,TEĞMEN RÜTBESİYLE,  SELİMİYE KIŞLASINDA  İDİM.

   AŞAĞIDA OKUYACAKLARINIZ, BİREBİR ŞAHİT OLDUĞUM ,YAŞADIĞIM OLAYLARDIR.

İstanbul da,hafta içi ,öğleden sonraları yayınlanan İSTANBUL EXPRESS  adlı  bir gazete vardı.Bu gazete  seyyar  satıcılarla   sadece  İstanbul /EMİNÖNÜ-BEYOĞLU-BEŞİKTAŞ-FATİH  ilçelerinde   satılırdı.Günlük basım sayısı da en çok 1000 adet olan  bu gazete,6 eylül 1955 de 290 bin  adet bastı ve de  bedava dağıtıldı..Gazetenin sahibi Mithat Perin.Yazı İşleri Md.Gökşin Sipahioğlu.

Gazete Sahibi  olayı önceden biliyordu. Zira  kağıt stoğu yapmıştı.

6 eylül 1955 de, gazeteyi  satanlar  şöyle bağrıyordu: SELANİK DE Kİ  ATATÜRK'ün EVİ  BOMBALANDI.TRT  saat 13.00  haberlerinde  ,Selanikte Atatürk'ün evinin  bombalandığını  açıkladı.

Selanik de bulunan ve bugün müze olarak onarılarak- yeniden faaliyete geçirilen  Atatürk'ün  doğmuş  olduğu  evin  önünde  bomba  patlatılmış ve  binanın  dışı  hasar görmüşdü.

O tarihte  İstanbul'un  hem  valisi, hem Belediye Başkanlığını üstlenen Ord.Prof.Fahrettin Kerim Gökay'dı.

Olayların hemen sonrasında: Başbakan Adnan MENDERES   -"KOMİNİSTLERİN TUZAĞINA DÜŞTÜK,"dedi. Ancak  olaylar aydınlanınca ; BOMBALATANIN DA,YAĞMALATANIN DA DEVLET OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI.

İlk anda  45  tescilli komünist  göz altına alındı. Aralarında: Aziz Nesin-İlhan Berktay-Kemal Tahir-İzzettin Dinamo- gibi meşhur kişiler vardı. 1955  Aralık  ayında  delil bulunamadı gerekcesiyle serbest bırakıldı.

İç İşleri Bakanı Namık GEDİK:-OLAY  MİLLİ İSYANDIR"  iddiasında bulundu.

En büyük zarar: Beyoğlu-Kurtuluş-Şişli-Nişantası-Yeşilköy-Arnavutköy-Bebek-Kuzguncuk-Çengelköy-Kadıköy de oldu. 7 bin iş yeri ve eve   saldırı oldu.9 milyon hibe  olarak,devlet  zarar  görenlere toplam 69 milyon TL dağıttı.

Rumlar %59     Ermeniler %17   ve Müseviler %12   mağdur oldu.Rumların  tamamı  memleketlerine göç etti.

Yağmacılar: MAKARİOS'a ÖLÜM  ve KIBRIS TÜRKTÜR  sloganı  kullandı.

Yapılan  tahkikatlar sonrası,Atatürk evinin  önüne atılan bombanın ,Yunanistan da ki Türk Başkonsolosunun  bekçisi  Hasan Uçar tarafından yapıldığı  tespit edildi

Olaylar sırasın da  11 kişi öldü.Dayak nedeniyle 300 ün üstünde yaralı.60 Gayrimüslim kadın  tecavüz nedeniyle tedavi oldu.Nedeni aynı kadına ,  çok kişinin  tecavüz etmesi.200 ü aşkın gayrimüslim kadına ise 1 er kişinin  tehditle tecavüz  ettiği öğrenildi.

Yağmacıların  ellerinde  liste vardı. Listeye göre  yağmalama yapılıyordu.Ev ve iş yerleri tek tek 2 gün önce tebeşirle işaretlenmişdi.

İstiklal caddesini gezerken   Cumhurbaşkanı  Celal Bayar ,İç İşleri Bakanı Namık Gedik'e -"DOZU FAZLA KAÇIRDIK" dediği  çevresindekiler tarafından net duyuldu.

Sıkıyönetim  mahkemelerinde 5104 sanık Hk dava açıldı. Zaman içinde  delil yetersizliğinden  tümü serbest bırakıldı.1957  seçimlerinde RUM  ailelerinin  yoğunluk olduğu   seçim sandıklarında DP  en çok oy aldı

-----------------------------

Liseye başladığım yıl , 3 yıl olan süreyi 4 yıl yaptılar.Mezun olduğum da  3 yıla indirdiler. Lise mezunlarına yedek subay hakkı tanınıyordu.

Yedek Subay  adayları 1954 yılından itibaren, Ankara-Mamak  askeri  tesislerinde  Amerikan usulu teste tabi tutuluyor, Başarılarına göre  sınıflara ayrılarak Yd-Sb okullarına sevk edilmekteydi.

Liseden çift diploma (Lise bitirme ve Olgunluk diploması) aldıktan sonra  doğru Yd.Sb hizmeti için müracaat yaptım.Testlerde  büyük puan aldım  ve Tuzla da ki  UÇAKSAVAR -Topçu  okulunda 6 aylık eğitim için  askerliğe ilk adım attım.

Okul sonlanırken  büyük bir imtihan geçirdik. Alınan puanlara göre kura çekimi yapıldı.100 üzerinden  98-99 ve 100  puan alan  öğrenciler  kuraya katılmadı. 99 puan aldığım için beni de kuraya katmadılar. Uçaksavar taburlarının  bulundukları  yerler  azdı. Nereye  tayin istediğimi sordular. O tarihde İst. Kadıköy de yaşıyordum. Eve yakın olan bir yer dedim.Kısmetmiş.Haydarpaşa lisesinden mezun oldum ve hemen bitişiğinde ki Selimiye de   15 nci Uçaksavar-Topçu taburu vardı. Orada uçaksavar muhabere  subayı olarak  görev aldım.

Selimiye de  görev sürem 1 yıldı. Henüz  2 ay geçmişdi ki   olay  6 Eylül 1955 öğleden sonra İstanbul da patladı....Aradan tam 58 yıl geçti.

Saat 17 sıraları. Selimiye kışlasında  görevim bitti. Nöbetçi de değilim.Servisle  eve döneceğim. Bir baktım servis araçları yerinde yok. Araştırdım ki,(Selimiye kışlası 1 nci ordu Komutanlığının  merkezi)eve dönüş yok. İzinler iptal. Kışlayı terk yasaklanmışdı.

Saatler geçerken kulağımıza  haberler  gelmeye başladı. İstanbul  ayaklanmışdı. Atatürk'ün  evinin  bombalanmasını  ,YAĞMALAMA ile protosto ediliyordu.

Saat 21.00  olduğunda  protosto   işi ,mağazaların  yağmalanmasına  dönüşdü. Özellikle  gayrimüslim   vatandaşlara ait   iş yerleri,evleri ,kiliseler yağmalanıyor,tahrip ediliyor,yakılıyordu.

Yeni  bir emir geldi. Komutanlık emrine göre  Selimiye  Kışlası  geçiçi  hapishane olacak. Yakalanan yağmacılar  kışlada toplanacakdı. Kışlanın  çevresine  siperler kazılarak   makineli tüfekler  yerleştirildi.Çatıda da  en az  20  makineli  tüfek   ve erat   görev başı yaptı.

Bu hazırlıkdan amaç, göz altına alınanların yakınları, Selimiye  kışlasına  yapabilecekleri   bir  hücuma karşı  tedbirdi.

Saat 23.00 ü gösterdiğinde  ,Çeşitli  yerlerde  yakalanan   yağmacılar   GMS   lerle  asker veya polis  tarafından  kışlaya  getiriliyor  ,sorgu sual, kimlik kontrolu yapılmadan    boşaltılan  odalara  konuyordu.Kışlanın Nizamiye  girişinde  yağmacılarla  dolu  araç  kuyruğu ,    Üsküdar Millet parkına    kadar  uzanıyordu.

Saat 01.30  sıralarında  kışla  içinde   bir tur attım.tuvaletlerin  durumu  feci idi. Her wc  yağmalanan  altın -elmas-pırlanta  eşya,değerli  kol saatleri vs  ile  resmen tıkanmışdı.Selimiye  kışlasında  Subay   ve astsubaylara ait 15,erata ait ise 35  tuvalet vardı. Özel bir ekip,   başlarında subaylar olmak üzere  erler tek tek wc lerden bunları topluyor, çamaşır suyu karıştırılmış  sularda yıkanıyor  ve çuvallara doldurulup,ağızları  mühürlenerek,tek tek sayılmadan ve de zaman yokluğu  gerekçesiyle tespit yapılmadan   en alt katta ki  salona indiriliyordu.

Çuvalları  tek tek saymam imkansızdı.Ama  300 den fazla çuval  ağzı mühürlü  olarak  alt salonda  bulunan  cezalı erlerin  konduğu,demir parmaklıklı  hüçrelerde   üst üste yığılıyordu..Her oda kapısında da  1 sb,1 astsubay ve 3 er toplam 5 personel nöbet tutuyordu.

Saat  03.00  sıralarında  ,komutanlık   GMS  lerin hazırlanması talimatı verdi.30 GMS, Tam techizatlı  olarak   her araca ; bir rütbeli ve 10 asker konarak Anadolu yakasında  devriye  çıkartıldı.Benim görev yerim Kadıköy  Yeldeğirmeni -Kuşdili-Altıyol -Moda  ve çevresi oldu.Burada  korunması  ve yağmalanmasına  mani  olunacak ,dini  yerler ,gayri müslim evleri,iş yerleri ve mezarlıklar vardı.

Kadıköy-Yeldeğirmeni  Çoçuk yetiştirme  yurdu karşısında   kilise   önüne  geldiğimiz de  bir kalabalık gördük.Aralarına aldıkları  2 kişinin   kollarına girmişler,adamları sünnet etmiye hazırlanıyorlardı.Hem de ekmek bıcağıla.Sokak ortasın da.

GMS den hemen indik. Biz 11 kişiydik. Kalabalık 100 ün üstünde. Görebildiğimiz kadar 2 sakallı papazın  pantolonunu indirmişler   sünnet işlemi başlamak üzere. Havaya ateş açarak kalabalığın içine daldık  ve  adamları yarı baygın  kurtarıp, asker korumasında  taksi ile Haydarpaşa  askeri Hast. yolladık.

Bahariye  Caddesi  üzerinde  devriye yaparken  yine bir kalabalık.1 Türk vatandaş  Kumaş dükkanı dükkanın önünde  elinde  Türk bayrağı sallıyor.25-30 kişilik bir grup çevrelemiş.

Türk iddia ediyor: -"Bu dükkan benim diyor. Çevreliyen eli sopalı  yağmacılar  -"İMKANSIZ.Listede  adres burası"iddiasında. Anlaşılan o ki, birileri  evvelce gayrimüslümleri  tespit yapmış ve yağmacılara liste halinde vermiş.

Moda da başka bir olay. Şarküteri  satan bir Musevi , dükkanın tabelasını, komşu su Türk bakkal ile   değiştirmiş.Yahudi dükkanı kurtardı ama,Türk'ün dükkanı yağmalandı ve ateşe verildi.

Kadıköy-Altıyola  çıkarken   beyaz eşya satan bir Türk vatandaşın  dükkanı yağmalanıyor. Sahibi  avazı  çıktığı kadar bağırıyor. Ben Türküm.Müslümanım, yanlış yapıyorsunuz diyor. Dinliyen yok. Meçburen  partolonunu  indiriyor  ve SÜNNETLİ  OLDUĞUNU herkese gösteriyor ama dükkan  yarı yarıya   yağmalanmışdır.

Ertesi sabah  Bakanlar kurulu açil  toplanır.İstanbul -İzmir de da sıkıyönetim ilan edildi.İstanbul'un başına da 1 nci ordu Komutanı Org.Nurettin AKNOZ paşa getirildi.

Sıkıyönetimin  ilk içraatı akşamları 22.00 den  sonra  sokağa çıkmak yasaklandı. Sonra  bu saat 01.00 e ertelendi.

Bana  görev yeri olarak Üsküdar kazası verildi. Bağlarbaşı  Çinili  karakolu  polisler ile birlikte  emrimize girdi. Haydarpaşa gar binasından -Küçüksu    deresi arasında ki  bölge  sorumluluğunu  üstlendim. Üs olarak Selamsız'ın üstünde tarihi Çinili karakolu. 120 er,2 astsubay,4 çavuş ve 4 onbaşı ve teğmen olarak ben.4 GMS  4 jeep  emrimizde. Yasak saatlerinde  motorize devriyelerimiz ilçeyi dolaşmakta. Ayrıcana   gayri müslimlerin ev-işyeri- ibadethaneleri-mezarlıkları   sabit  nokta  koruması altında.

Üsküdar  ilçesinde  Bağlarbaşı ile Zeynep Kamil Hast.  arasında çok sayıda Ermeni-Rum ve Musevi  ailesi yaşıyordu. Yıllardır  Türklerle  birlikte yaşamışlar.Dostluklar  çok sağlam.Pek çok Türk vatandaş   bize gelip, gayrimüslüm  dostlarını  korumak için   izin istedi.

En büyük  derdimiz, Beyoğlu  kazasında   bar ve pavyonlar da çalışan konsmatrisler. Üsküdar da  ikameti olan 140 kadar  kadın,yasak saatlerin de ,   Kabataş'dan ,Üsküdar'a  gizlice  kayıklarla geçirilmekte sonradan da yayan ve duvar diplerinden evlerine  gitme olayı.

İlk gün  yasağa uymayan 325 kişi yakaladık. . Üstten gelen emirle  bir defalık  af edildi. Daha sonra  bu sayı 20-25 indi. Bunlar da savcılığa teslim edildi.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol