FLAŞ-FLAŞ HABER....
6-7 EYLÜL 1955: TÜRK SİYASİ TARİHİNE; İSTANBUL'UN YAĞMALANMASI OLARAK GEÇEN OLAYDA.,TEĞMEN RÜTBESİYLE, SELİMİYE KIŞLASINDA İDİM.
AŞAĞIDA OKUYACAKLARINIZ, BİREBİR ŞAHİT OLDUĞUM ,YAŞADIĞIM OLAYLARDIR.
İstanbul da,hafta içi ,öğleden sonraları yayınlanan İSTANBUL EXPRESS adlı bir gazete vardı.Bu gazete seyyar satıcılarla sadece İstanbul /EMİNÖNÜ-BEYOĞLU-BEŞİKTAŞ-FATİH ilçelerinde satılırdı.Günlük basım sayısı da en çok 1000 adet olan bu gazete,6 eylül 1955 de 290 bin adet bastı ve de bedava dağıtıldı..Gazetenin sahibi Mithat Perin.Yazı İşleri Md.Gökşin Sipahioğlu.
Gazete Sahibi olayı önceden biliyordu. Zira kağıt stoğu yapmıştı.
6 eylül 1955 de, gazeteyi satanlar şöyle bağrıyordu: SELANİK DE Kİ ATATÜRK'ün EVİ BOMBALANDI.TRT saat 13.00 haberlerinde ,Selanikte Atatürk'ün evinin bombalandığını açıkladı.
Selanik de bulunan ve bugün müze olarak onarılarak- yeniden faaliyete geçirilen Atatürk'ün doğmuş olduğu evin önünde bomba patlatılmış ve binanın dışı hasar görmüşdü.
O tarihte İstanbul'un hem valisi, hem Belediye Başkanlığını üstlenen Ord.Prof.Fahrettin Kerim Gökay'dı.
Olayların hemen sonrasında: Başbakan Adnan MENDERES -"KOMİNİSTLERİN TUZAĞINA DÜŞTÜK,"dedi. Ancak olaylar aydınlanınca ; BOMBALATANIN DA,YAĞMALATANIN DA DEVLET OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI.
İlk anda 45 tescilli komünist göz altına alındı. Aralarında: Aziz Nesin-İlhan Berktay-Kemal Tahir-İzzettin Dinamo- gibi meşhur kişiler vardı. 1955 Aralık ayında delil bulunamadı gerekcesiyle serbest bırakıldı.
İç İşleri Bakanı Namık GEDİK:-OLAY MİLLİ İSYANDIR" iddiasında bulundu.
En büyük zarar: Beyoğlu-Kurtuluş-Şişli-Nişantası-Yeşilköy-Arnavutköy-Bebek-Kuzguncuk-Çengelköy-Kadıköy de oldu. 7 bin iş yeri ve eve saldırı oldu.9 milyon hibe olarak,devlet zarar görenlere toplam 69 milyon TL dağıttı.
Rumlar %59 Ermeniler %17 ve Müseviler %12 mağdur oldu.Rumların tamamı memleketlerine göç etti.
Yağmacılar: MAKARİOS'a ÖLÜM ve KIBRIS TÜRKTÜR sloganı kullandı.
Yapılan tahkikatlar sonrası,Atatürk evinin önüne atılan bombanın ,Yunanistan da ki Türk Başkonsolosunun bekçisi Hasan Uçar tarafından yapıldığı tespit edildi
Olaylar sırasın da 11 kişi öldü.Dayak nedeniyle 300 ün üstünde yaralı.60 Gayrimüslim kadın tecavüz nedeniyle tedavi oldu.Nedeni aynı kadına , çok kişinin tecavüz etmesi.200 ü aşkın gayrimüslim kadına ise 1 er kişinin tehditle tecavüz ettiği öğrenildi.
Yağmacıların ellerinde liste vardı. Listeye göre yağmalama yapılıyordu.Ev ve iş yerleri tek tek 2 gün önce tebeşirle işaretlenmişdi.
İstiklal caddesini gezerken Cumhurbaşkanı Celal Bayar ,İç İşleri Bakanı Namık Gedik'e -"DOZU FAZLA KAÇIRDIK" dediği çevresindekiler tarafından net duyuldu.
Sıkıyönetim mahkemelerinde 5104 sanık Hk dava açıldı. Zaman içinde delil yetersizliğinden tümü serbest bırakıldı.1957 seçimlerinde RUM ailelerinin yoğunluk olduğu seçim sandıklarında DP en çok oy aldı
-----------------------------
Liseye başladığım yıl , 3 yıl olan süreyi 4 yıl yaptılar.Mezun olduğum da 3 yıla indirdiler. Lise mezunlarına yedek subay hakkı tanınıyordu.
Yedek Subay adayları 1954 yılından itibaren, Ankara-Mamak askeri tesislerinde Amerikan usulu teste tabi tutuluyor, Başarılarına göre sınıflara ayrılarak Yd-Sb okullarına sevk edilmekteydi.
Liseden çift diploma (Lise bitirme ve Olgunluk diploması) aldıktan sonra doğru Yd.Sb hizmeti için müracaat yaptım.Testlerde büyük puan aldım ve Tuzla da ki UÇAKSAVAR -Topçu okulunda 6 aylık eğitim için askerliğe ilk adım attım.
Okul sonlanırken büyük bir imtihan geçirdik. Alınan puanlara göre kura çekimi yapıldı.100 üzerinden 98-99 ve 100 puan alan öğrenciler kuraya katılmadı. 99 puan aldığım için beni de kuraya katmadılar. Uçaksavar taburlarının bulundukları yerler azdı. Nereye tayin istediğimi sordular. O tarihde İst. Kadıköy de yaşıyordum. Eve yakın olan bir yer dedim.Kısmetmiş.Haydarpaşa lisesinden mezun oldum ve hemen bitişiğinde ki Selimiye de 15 nci Uçaksavar-Topçu taburu vardı. Orada uçaksavar muhabere subayı olarak görev aldım.
Selimiye de görev sürem 1 yıldı. Henüz 2 ay geçmişdi ki olay 6 Eylül 1955 öğleden sonra İstanbul da patladı....Aradan tam 58 yıl geçti.
Saat 17 sıraları. Selimiye kışlasında görevim bitti. Nöbetçi de değilim.Servisle eve döneceğim. Bir baktım servis araçları yerinde yok. Araştırdım ki,(Selimiye kışlası 1 nci ordu Komutanlığının merkezi)eve dönüş yok. İzinler iptal. Kışlayı terk yasaklanmışdı.
Saatler geçerken kulağımıza haberler gelmeye başladı. İstanbul ayaklanmışdı. Atatürk'ün evinin bombalanmasını ,YAĞMALAMA ile protosto ediliyordu.
Saat 21.00 olduğunda protosto işi ,mağazaların yağmalanmasına dönüşdü. Özellikle gayrimüslim vatandaşlara ait iş yerleri,evleri ,kiliseler yağmalanıyor,tahrip ediliyor,yakılıyordu.
Yeni bir emir geldi. Komutanlık emrine göre Selimiye Kışlası geçiçi hapishane olacak. Yakalanan yağmacılar kışlada toplanacakdı. Kışlanın çevresine siperler kazılarak makineli tüfekler yerleştirildi.Çatıda da en az 20 makineli tüfek ve erat görev başı yaptı.
Bu hazırlıkdan amaç, göz altına alınanların yakınları, Selimiye kışlasına yapabilecekleri bir hücuma karşı tedbirdi.
Saat 23.00 ü gösterdiğinde ,Çeşitli yerlerde yakalanan yağmacılar GMS lerle asker veya polis tarafından kışlaya getiriliyor ,sorgu sual, kimlik kontrolu yapılmadan boşaltılan odalara konuyordu.Kışlanın Nizamiye girişinde yağmacılarla dolu araç kuyruğu , Üsküdar Millet parkına kadar uzanıyordu.
Saat 01.30 sıralarında kışla içinde bir tur attım.tuvaletlerin durumu feci idi. Her wc yağmalanan altın -elmas-pırlanta eşya,değerli kol saatleri vs ile resmen tıkanmışdı.Selimiye kışlasında Subay ve astsubaylara ait 15,erata ait ise 35 tuvalet vardı. Özel bir ekip, başlarında subaylar olmak üzere erler tek tek wc lerden bunları topluyor, çamaşır suyu karıştırılmış sularda yıkanıyor ve çuvallara doldurulup,ağızları mühürlenerek,tek tek sayılmadan ve de zaman yokluğu gerekçesiyle tespit yapılmadan en alt katta ki salona indiriliyordu.
Çuvalları tek tek saymam imkansızdı.Ama 300 den fazla çuval ağzı mühürlü olarak alt salonda bulunan cezalı erlerin konduğu,demir parmaklıklı hüçrelerde üst üste yığılıyordu..Her oda kapısında da 1 sb,1 astsubay ve 3 er toplam 5 personel nöbet tutuyordu.
Saat 03.00 sıralarında ,komutanlık GMS lerin hazırlanması talimatı verdi.30 GMS, Tam techizatlı olarak her araca ; bir rütbeli ve 10 asker konarak Anadolu yakasında devriye çıkartıldı.Benim görev yerim Kadıköy Yeldeğirmeni -Kuşdili-Altıyol -Moda ve çevresi oldu.Burada korunması ve yağmalanmasına mani olunacak ,dini yerler ,gayri müslim evleri,iş yerleri ve mezarlıklar vardı.
Kadıköy-Yeldeğirmeni Çoçuk yetiştirme yurdu karşısında kilise önüne geldiğimiz de bir kalabalık gördük.Aralarına aldıkları 2 kişinin kollarına girmişler,adamları sünnet etmiye hazırlanıyorlardı.Hem de ekmek bıcağıla.Sokak ortasın da.
GMS den hemen indik. Biz 11 kişiydik. Kalabalık 100 ün üstünde. Görebildiğimiz kadar 2 sakallı papazın pantolonunu indirmişler sünnet işlemi başlamak üzere. Havaya ateş açarak kalabalığın içine daldık ve adamları yarı baygın kurtarıp, asker korumasında taksi ile Haydarpaşa askeri Hast. yolladık.
Bahariye Caddesi üzerinde devriye yaparken yine bir kalabalık.1 Türk vatandaş Kumaş dükkanı dükkanın önünde elinde Türk bayrağı sallıyor.25-30 kişilik bir grup çevrelemiş.
Türk iddia ediyor: -"Bu dükkan benim diyor. Çevreliyen eli sopalı yağmacılar -"İMKANSIZ.Listede adres burası"iddiasında. Anlaşılan o ki, birileri evvelce gayrimüslümleri tespit yapmış ve yağmacılara liste halinde vermiş.
Moda da başka bir olay. Şarküteri satan bir Musevi , dükkanın tabelasını, komşu su Türk bakkal ile değiştirmiş.Yahudi dükkanı kurtardı ama,Türk'ün dükkanı yağmalandı ve ateşe verildi.
Kadıköy-Altıyola çıkarken beyaz eşya satan bir Türk vatandaşın dükkanı yağmalanıyor. Sahibi avazı çıktığı kadar bağırıyor. Ben Türküm.Müslümanım, yanlış yapıyorsunuz diyor. Dinliyen yok. Meçburen partolonunu indiriyor ve SÜNNETLİ OLDUĞUNU herkese gösteriyor ama dükkan yarı yarıya yağmalanmışdır.
Ertesi sabah Bakanlar kurulu açil toplanır.İstanbul -İzmir de da sıkıyönetim ilan edildi.İstanbul'un başına da 1 nci ordu Komutanı Org.Nurettin AKNOZ paşa getirildi.
Sıkıyönetimin ilk içraatı akşamları 22.00 den sonra sokağa çıkmak yasaklandı. Sonra bu saat 01.00 e ertelendi.
Bana görev yeri olarak Üsküdar kazası verildi. Bağlarbaşı Çinili karakolu polisler ile birlikte emrimize girdi. Haydarpaşa gar binasından -Küçüksu deresi arasında ki bölge sorumluluğunu üstlendim. Üs olarak Selamsız'ın üstünde tarihi Çinili karakolu. 120 er,2 astsubay,4 çavuş ve 4 onbaşı ve teğmen olarak ben.4 GMS 4 jeep emrimizde. Yasak saatlerinde motorize devriyelerimiz ilçeyi dolaşmakta. Ayrıcana gayri müslimlerin ev-işyeri- ibadethaneleri-mezarlıkları sabit nokta koruması altında.
Üsküdar ilçesinde Bağlarbaşı ile Zeynep Kamil Hast. arasında çok sayıda Ermeni-Rum ve Musevi ailesi yaşıyordu. Yıllardır Türklerle birlikte yaşamışlar.Dostluklar çok sağlam.Pek çok Türk vatandaş bize gelip, gayrimüslüm dostlarını korumak için izin istedi.
En büyük derdimiz, Beyoğlu kazasında bar ve pavyonlar da çalışan konsmatrisler. Üsküdar da ikameti olan 140 kadar kadın,yasak saatlerin de , Kabataş'dan ,Üsküdar'a gizlice kayıklarla geçirilmekte sonradan da yayan ve duvar diplerinden evlerine gitme olayı.
İlk gün yasağa uymayan 325 kişi yakaladık. . Üstten gelen emirle bir defalık af edildi. Daha sonra bu sayı 20-25 indi. Bunlar da savcılığa teslim edildi.