RESMİ PLAKALI, BELEDİYE OTOBÜSÜ; NASIL AŞK OTOBÜSÜ OLDU?
Silivri’de bir zamanlar; hem jandarma, hem polis otellere göz açtırmıyordu. Her gün olmasa bile baskın üstüne baskın düzenliyordu.
En azından otelde suçüstü olmasa bile(Suç üstünden amaç, hayat kadınının para karşılığı otel odasında ve müşteri erkekle aynı yatakta tespiti) yakalanan kadınları muayenede sağlam çıksalar bile, yurt dışına yollarlardı.
Sermaye kadınlar yurt dışına çıkarıldığında, anında yeni sermaye bulmak ve çalıştırmak, patronlar için oldukça zor.
Otellere ait sermaye kadınlarını memleketlerine yollamak, aynen oteli 15 gün kapamaya bedel.
İşte, hayal olan, o hızlı günlerden biri. Silivri jandarması ve polisi aynı gece sabaha karşı, ilçedeki tüm otelleri aynı anda basıyor. Sadece Hamoğlu’na ait otel ile ilçe merkezindeki Park otel hariç.
Suçüstü, aynı oda ve yatak içinde 55 yabancı uyruklu kadını yakalıyor.
Ancak bunları toplu halde İstanbul da ki Zührevi Hastalıklar hastanesine götürmek için 1 otobüs veya 3 minibüs tutmak için para lazım. O da güvenlik güçlerinde böyle bir tahsisat yok.
Daha evvel yakalanan 1 veya 3 kadın güvenlik görevlisi ile birlikte ücretsiz İstanbul’a İETT ye bağlı otobüslerle yollanıyordu. Ama sayı 55 olunca işler karıştı.
Neticede kaymakam, yanılmıyorsam Bayram Er. Bel.Başkanıyla konuşur. Belediyeye ait yolcu otobüsünü 1 günlüğüne alır.
İstanbul Zührevi hastanesi yerine, Silivri Devlet Hastanesi’nde kadınların kanları alınır. Otobüse doldurulan kadınlar gruplar halinde otobüsten indirilip hastaneye sokulur.
Silivrili vatandaş akıllıdır. Hastane önüne yanaşmış otobüste hayat kadınlarını görür ve büyük tepki verirler.
Nedeni, bu kadınlar ya hastalıklı ise, zira vatandaş işine-evine-okula belediyenin bu otobüsü ile gidip gelmektedir.
Bel.Başkanı otobüsü tahsis ettiğine bin pişman olur. Hemen emir verir tüm otobüsün içi dezenfekte yapılır. Sonra tekrar hizmete devam eder.
Bir daha da belediye, bu tip iş için otobüs tahsis etmez.
Özcan BÜYÜKOĞLU