Bu vatanın, her evladı biraz Çanakkalelidir. Bende öyle sayarım kendimi. Anne tarafım Eceabat, Alçıtepeli’dir.
Ben, savaşları değil, savaş sonrasını anlatacağım sizlere.
İtilaf kuvvetleri, 12’si zırhlı olmak üzere 18 muhrip, 7 mayın tarama gemisi ve 109 adet irili ufaklı savaş gemisi ile saldırdılar.
Bizim bir tek mayın dökme gemimiz Nusrat.
510 adet toplarına karşılık,
150 topumuz vardı.
Bu 12 zırhlının 8 tanesi bu toplarla batırıldı.
Batmaz denilen ve namlu ağzının çapı 36 cm olan topları ile korku salan İngilizlerin Gurur kaynağı olan Queen Elisabeth; 8 dakikada boğazın karanlık sularına gömülmüştü.
Fransızların gurur kaynağı Bouvet’inde akıbeti aynı idi. Bir diğerinin, bir diğerininde akıbetlerini Türk tabyalarından atılan topçu ateşleri belirliyordu.
Peki, bu toplar ne oldu? Bu asansörlü, raylı, büyük gövdeli, kalın namlulu toplar ne oldu dersiniz? İrili, ufaklı 150 Türk topu ne oldu? Düşman kuvvetlerinin kaçarken bıraktığı bir o kadar düşman topu Ne oldu dersiniz? Hemen Söyleyelim.
Satıldı, Bir hurdacıya Satıldı, 1954 yılında Maliye Bakanlığının aldığı bir kararla bir hurdacıya satıldı; anlı şanlı tarihimiz.
Çanakkale savaşlarının yıldızı, Mayın dökme gemimiz, Nusrat ne oldu? 2000 yılların başında satıldı. Alan kişilerde, Restaurant yaptı.
Ya! diğerleri: Yavuz, Hamidiye, Mecidiye, Muavenet gemileri onlar ne oldu? Onlarda satıldı. Usturalara jilet oldular.
Aslında, Gelibolu yarımadası başlı başına bir müzedir. Sizler, bu yarımadayı gezerken İki küçük müze göreceksiniz. Biri Kabatepe limanında, diğeri Alçıtepe köyünün içindedir.
Bu müzelerin içindeki hatıratları bir kişi toplamıştır. Alçıtepe köyünden Salim MUTLU.
Yıllarca topladı, yavaş, yavaş topladı. Kimisini köylü tarlasında bulup getirirdi, kimisini satın aldı, Bizler götürdük verdik. Köyün bakkalıydı Salim amca; karşılığında birer Çanka gazozu içerdik. Yıllar sonra her iki parçadan birini devlete verdi. Böylelikle
Kabatepe Müzesi oluştu. Nur içinde yat Salim amca.
Beni en çok etkileyen olayların başında ise Gelibolu yarımadasına çıkarma emrini veren İngiliz General Sir Hamilton’un Savaştan sonra yazdığı anılarındaki sözlerdir.
Savaş karargahını İmroz adasına kuran General; anılarında aynen şöyle demektedir.
Yazıldığı gibi aktarıyorum sizlere.
Saroz körfezinden ve Dardanelden( Çanakkale Boğazına verilen isim) attığımız toplarla bu küçücük yarım adayı günlerce dövdük. Hatta, bu top mermileri karşılıklı olarak gemilerimize zararda verebilirler endişesi yaşıyorduk. Artık bu küçük yarımada da Canlı bir sinek dahi yaşayamayacağına karar verdim ve gemilerime çıkarma emrini verdim.
Maalesef Unuttuğum Tek bir şey vardı… Mustafa Kemal
Sir Hamiltonun yazısı aynen böyle bitiyordu.
Unutmak ve Unutturmak isteyenlere..