BİR KAÇ İYİ ADAM

Seçim otobüsünün kolonlarından çıkan sesi bastıran bu ses kimindi? Aramaya başladım. Öylesine kararlı, öylesine içten bağırıyordu ki; Evet bu  bir Partizan olmalıydı! Dalga, dalga bayraklar ve Meşaleler, Bir volkan misali patlıyordu; çarşı, alev, alev  yanıyordu. O kızıllık yüzüne vurmuş, bakır tenli bir adam gördüm. Bir elinde bayrak bir eli yumruk olmuş havada, aman tanrım! Ahmet’ti, bu benim kara yağız yeğenim Ahmet, Ahmet KONUR.

              Üç fidandılar, koca çarşının ortasında üçü de omuz omuza, Ahmet, Emin, İsmet.

Emin, Fener köyünden Doldurmuş otobüsleri, düşmüş konvoyun önüne, yetişmiş Ahmet’in yanına gözleri arkadaşında bakışlarınla çok şey anlatıyorlar birbirlerine ve bakışmalar sese dönüşüyor koca meydan inliyor,binlerce ağız tek bir ses,  tek bir kelime; CHP, CHP, CHP

             Üç fidandılar, koca çarşının ortasında üçü de omuz omuza, Ahmet, Emin, İsmet.

İsmet, Yarenlik ediyor Ahmet’ime, Ahmet’in yanında sanki bir dağ sökülmüşte  yerinden, yürüyor. Koca Dayım İsmet.. Eşine yıllar sonra;  ikinci bir  imza daha attırıyordu, severek ve isteyerek. Onu CHP saflarına kattı. Hiç sevilmez mi?Bu insan, Bu koca yürek.  

 
            Üç fidandılar, koca çarşının ortasında üçü de omuz omuza, Ahmet, Emin, İsmet.

Yürüdüler, yolunda yol oldular, Ses oldular, sesinde sel olup, çağladılar. Kaya idiler omuz omuza, önünde duvar oldular. Uyumadılar, günlerce ve gecelere nöbet koydular. Meşaleler arasında bakıra çalan yüzleri ve gözlerinde yemyeşil umutlarıyla Haykırdılar; CHP, CHP, CHP.

             Şimdi soranlarınız olacaktır. Niye böyle bir şey yazdım diye? Binlerce insan sokakta idi, yüzlercesi bayrak sallıyordu ve haykırıyordu ama niye bu üç kişi?

              Normal hayatlarında bu insanlara yerden bir çöp bile aldıramazsınız. Milyar verseniz eğilip almazlar.Eğemezsiniz onları.

              Siyaset adamı değil onlar; Yürek adamıdırlar, dava adamıdırlar. İnandıkları davaya baş koyanlardan onlar. Yıllardır CHP’de onlar, Özcan’a İnandıkları için meydanlardaydılar.
Şimdi, sessizce gidecekler, ama siz gitmelerine izin vermeyin. Onlara ve onlar gibi Birkaç iyi adama  yarenlik etme sırası sizde.

ŞİİR KÖŞESİ
Yukarıdaki yazıda  birkaç iyi adamı anlattım sizlere. Büyük ustanın şiiri ise Sanki beni anlatıyor.
Çok yorgunum, beni bekleme kaptan.
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman.
Beni o limana çıkaramazsın...
                                           N.Hikmet

Karınca yaz boyunca çalışırken ağustos böceği saz çalmış. Bilirsiniz
hikayeyi. Tabi kış gelmiş, karınca sıcacık evinde afiyet içinde yaşıyorken
bir gün kapısı çalmış. Bakmış ağustos böceği. "Tamam" demiş, "yaz boyunca
saz çaldın simdi aç kaldın ve benden yemek istemeye geldin değil mi? Saz
çalacağına biraz çalışmış olsaydın böyle aç kalmazdın."

Ağustos böceği de "Yoo. yanlış anladın demiş. Biz yaz boyunca saz çalınca,
ayıptır söylemesi biraz para yaptık da . Hatta meşhur da oldum, şimdi Avrupa
turnesine çıkıyorum. Belki oralardan istediğin bir şeyler vardır, diye
sormaya geldim" demiş.

Karınca bir bakmış ağustos böceğinin hiç öyle aç bir hali yok. Üzerinde bir
kürk var, arkada da kocaman bir limuzin, önünde şoförü ile onu bekliyor.

"Yok, bir şey istemiyorum" demiş, " ama Fransa'ya uğrayacaksın değil mi?"
-Evet
-İyi o zaman, demiş karınca, Paris'e gidince orada La Fontaine diye biri
var, ona söyle onun sülalesini ....... ben demiş .

ENGİNDE YAVAŞ YAVAŞ (BUGÜN DE AKŞAM OLDU)
Enginde yavaş, yavaş günün minesi soldu
Derdim bana arkadaş bugün de akşam oldu
Gölgeler indi suya kuşlar vardı uykuya
Gurbeti duya, duya bugün de akşam oldu
Su uyur fısıldaşır gider yare ulaşır
Yolcu yolda yaraşır bugün de akşam oldu
                                                          Güfte: Vecdi BİNGÖL  Beste: Saadettin KAYNAK

Ben daima erkekte istikbal, kadında mazi ararım. Oscar Wilde