Aradığını bulamadın mı? Buradan keşfet!
Orası Ak Partili, Gitmeyin!
Hani, Belediye Başkanımız Özcan Işıklar’ın son günlerde ağzından düşürmediği, “Biz kimseyi ötekileştirmeyeceğiz” cümlesini hatırlarsınız değil mi? Aynı zamanda, iki ay öncesine kadar, Hüseyin Şahin’in diline de pelesenk olmuştu; “beni ötekileştirmeye çalışıyorlar” diye. Ötekileştirilmekden değil de; itekleşmekden gitmiş oldu zat-ı muhterem.
Dün: 07.Nisan.2012
Üçüncü Bölge Milletvekillerimiz Süleyman Çelebi ve Mevlüt Arslanoğlu, ilçemizin sorunlarını dinlemek amacıyla çarşı esnafını ziyaret edeceklerdir.
Tam yola koyulmuşlardı ki; Sayın Arslanoğlu, “Ya babam, benim içim ezildi, şuradan biraz ekmek arası bir şeyler atıştırayım” diyerek, yanındakilere durumunu izah etmeye çalıştı ki; O ne? Arkalardan bir partilinin sesi duyuldu: “Bende acıktım”, bir diğeri “bende” “bende” sesleri yükselince, Sayın vekilimiz; “Eh Madem öyle gelin hepinize köfte ısmarlayayım” diyerek, Çardak Köftecisini gösterdi: “ Bakın burası tarihi bir yermiş, gelin burada yiyelim dedi…
“Ötekileştirmeye bu kadar hassasiyet gösteren CHP’li bir yöneticinin ötekileştirmeden ne anladığını, bir an geldi ki; anlayamadık…Nasıl mı?”
Usulca ve umarsızca bir cümle söyleniverdi oracıkta… Ahmet Yücegök’ün sesi buz gibi bir hava estirdi… Orası Ak Partili, Gitmeyin!
Önce, kısa bir uğultu ve sonrasında sessizlik!
İlk tepkiyi imtiyaz sahibimiz, Cihangir Davutoğlu veriyor ve protesto ederek gruptan uzaklaşıyordu. Yılmaz Kandemir’in çabaları da sonuç vermedi. Davutoğlu, duruşunu değiştirmedi.
Orası Ak Partili, gitmeyin!
Ya müşterilere ya da çalışanlarına ne diyeceksiniz? Sayın Arslanoğlu ve Sayın Çelebi orada yemek yiyenlere “afiyet olsun”demiş olsaydılar çok daha güzel olmaz mıydı! Burada, Müsseseyi değil CHP’yi nasıl ötekileştirdiğiniz ortaya çıkmaktadır…
Niçin Yazdım!
Yıllarca, gönlümüzde “Sol Armada” olarak kalan. İşçi Hakları, Emeğin Karşılığı, Kapitalizme Karşı olmak gibi kavramları bize ezberleten. Yıllarca kolunun altında cumhuriyet gazetesi eksik olmayan, ağabeyimiz Ahmet Yücegök’ün ağızından bu dört kelime dökülüvermişti. Umuyorum ki; espri olsun diye söylemiştir.
İnandığınız fikirlerle ters düşmeyin…Ötekileştirdiklerinizi, çelikleştirdiğinizin farkına varın.Yoksa, yıllarca koltuğunuzun altında taşıdığınız gazete ve dergiler birer aksesuar mıydı!
Sevgili Ahmet Yücegök’ün bu çıkışı korktuğum bir gerçeği vurgulamakta! Türkiye’de sosyalistler kitleseleşmek için, bir şeyler yapmıyorlar. Son birkaç ay içerisinde CHP içersinde keskin açıklamalar ve uygulamalar yapılmakla birlikte “sosyalistlerin, sosyal demokratlarla buluşması” diye tanıtılan parti çalışmaları sosyalistlerden sosyal demokrat olmaya gönüllülerin olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. İşte; bu aldatmalarla, geçişler olabileceğinden şüphem kalmadı ve endişelerim de artmaktadır.
Yeni bir akımın öncüleri olarak; sanırım sizlere, “Lüks Demokratlar” diye seslenebileceğiz
Hani, Belediye Başkanımız Özcan Işıklar’ın son günlerde ağzından düşürmediği, “Biz kimseyi ötekileştirmeyeceğiz” cümlesini hatırlarsınız değil mi? Aynı zamanda, iki ay öncesine kadar, Hüseyin Şahin’in diline de pelesenk olmuştu; “beni ötekileştirmeye çalışıyorlar” diye. Ötekileştirilmekden değil de; itekleşmekden gitmiş oldu zat-ı muhterem.
Dün: 07.Nisan.2012
Üçüncü Bölge Milletvekillerimiz Süleyman Çelebi ve Mevlüt Arslanoğlu, ilçemizin sorunlarını dinlemek amacıyla çarşı esnafını ziyaret edeceklerdir.
Tam yola koyulmuşlardı ki; Sayın Arslanoğlu, “Ya babam, benim içim ezildi, şuradan biraz ekmek arası bir şeyler atıştırayım” diyerek, yanındakilere durumunu izah etmeye çalıştı ki; O ne? Arkalardan bir partilinin sesi duyuldu: “Bende acıktım”, bir diğeri “bende” “bende” sesleri yükselince, Sayın vekilimiz; “Eh Madem öyle gelin hepinize köfte ısmarlayayım” diyerek, Çardak Köftecisini gösterdi: “ Bakın burası tarihi bir yermiş, gelin burada yiyelim dedi…
“Ötekileştirmeye bu kadar hassasiyet gösteren CHP’li bir yöneticinin ötekileştirmeden ne anladığını, bir an geldi ki; anlayamadık…Nasıl mı?”
Usulca ve umarsızca bir cümle söyleniverdi oracıkta… Ahmet Yücegök’ün sesi buz gibi bir hava estirdi… Orası Ak Partili, Gitmeyin!
Önce, kısa bir uğultu ve sonrasında sessizlik!
İlk tepkiyi imtiyaz sahibimiz, Cihangir Davutoğlu veriyor ve protesto ederek gruptan uzaklaşıyordu. Yılmaz Kandemir’in çabaları da sonuç vermedi. Davutoğlu, duruşunu değiştirmedi.
Orası Ak Partili, gitmeyin!
Ya müşterilere ya da çalışanlarına ne diyeceksiniz? Sayın Arslanoğlu ve Sayın Çelebi orada yemek yiyenlere “afiyet olsun”demiş olsaydılar çok daha güzel olmaz mıydı! Burada, Müsseseyi değil CHP’yi nasıl ötekileştirdiğiniz ortaya çıkmaktadır…
Niçin Yazdım!
Yıllarca, gönlümüzde “Sol Armada” olarak kalan. İşçi Hakları, Emeğin Karşılığı, Kapitalizme Karşı olmak gibi kavramları bize ezberleten. Yıllarca kolunun altında cumhuriyet gazetesi eksik olmayan, ağabeyimiz Ahmet Yücegök’ün ağızından bu dört kelime dökülüvermişti. Umuyorum ki; espri olsun diye söylemiştir.
İnandığınız fikirlerle ters düşmeyin…Ötekileştirdiklerinizi, çelikleştirdiğinizin farkına varın.Yoksa, yıllarca koltuğunuzun altında taşıdığınız gazete ve dergiler birer aksesuar mıydı!
Sevgili Ahmet Yücegök’ün bu çıkışı korktuğum bir gerçeği vurgulamakta! Türkiye’de sosyalistler kitleseleşmek için, bir şeyler yapmıyorlar. Son birkaç ay içerisinde CHP içersinde keskin açıklamalar ve uygulamalar yapılmakla birlikte “sosyalistlerin, sosyal demokratlarla buluşması” diye tanıtılan parti çalışmaları sosyalistlerden sosyal demokrat olmaya gönüllülerin olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. İşte; bu aldatmalarla, geçişler olabileceğinden şüphem kalmadı ve endişelerim de artmaktadır.
Yeni bir akımın öncüleri olarak; sanırım sizlere, “Lüks Demokratlar” diye seslenebileceğiz
Aradığını bulamadın mı? Buradan keşfet!