Bir konuyu yazdığımız zaman sonucunu takip etmek ve bir defalık yazıp unutmak veya unutturmak bize göre değil… Ne yazdık? Niye tenkit ettik? Düzeldi mi? Yoksa aynı tas, aynı hamam devam mı ediyor? Diye, alışveriş yapmak üzere gittiğimiz Migros – Maksi’yi tekrar gözlemleyelim dedik ve içeri girdiğimizde soğuk ve çok gürültülü bir ortamla karşılaştık.
Daha önce yazdığımız, tek eldivenli çalışan şarküteri bölümünü, yaptırılan anında eğitimi, varsa övgüye veya yergiye konu olabilir diye araştırma yapmak değil gerçekleri görme adına alışverişe başladık.
- Evladım, bakıyorum üşüyorsun, daha ne kadar sürecek bu tadilat?
- On, onbeş gün sürecek…
- Peki! Hasta olmuyor musunuz?
- Arkadaşlarımızın çoğu hasta…
- Sıkı giyinin deyip, reyondan hemen çıkıyorum.
Şarküteri ve et reyonunda daha önce tek eldiven ile çalışanlara bakıyorum, hepsi çift eldivenli çalışıyor ama soğuktan onlarda şikayetçi.
- Şefim, hasta var mı reyonunda?
- Ağabey, biz dolaplara karşı zaten soğuk bir ortamda çalıştığımız için alışkınız, yinede ayakta atlatıyoruz hastalığı.
- !!!!!
Gürültü o kadar fazla ki, daha fazla konuşulmuyor, alacaklarımı hemen alıp kasaya yöneliyorum… Kartımı çıkarıp ödeme yaparken, kasiyer bayan tüm kartlara ait kampanyaları sıralıyor, hızlıca… Şaşırıp, soruyorum beni tanıyor musun? Diye… Hayır cevabını alınca rahatlıyorum, niye sordunuz? Deyince, sadece gülümsüyorum.
Bu yazdıklarım hafta sonu ve en yoğun olması gereken saatlerde yaşandı, demek ki insanlar, bu ortamı bildiklerinden tercih etmemişler bu alış veriş merkezini, biz de ara verdik tadilat bitene kadar.
Sevgilerimle.
Cihangir Davutoğlu