Silivri Facebook
banner88

Kalayci Geldiii Hanimlaaaaaaaar......
 
Sabahın erken saatinde sıtma görmemiş sesiyle simitçi perdeyi açıp insanları yataklarından fırlatıyor ve başlıyor bir curcuna, arkasından su minibüsleri birbirini takip ediyor.
 
Kiminde havalı korna.
Neymiş?
Kornayı havalı çalacaksın ki geldiğin anlaşılacak, bet sesli muavinler avazı çıktığı kadar sucu geldi diye bağırıyorlar, hızını alamayanlar megafonu açıp bas bas bağırıyorlar…
 
Bunları sebze satanlar takip ediyor, yine megafonla domates, patlıcan, biber...
Yahu! Alan yok biraz ilerle…
Hayır! İllaki on dakika bekleyip herkesi rahatsız edecek…
 
Bunlar sabah faslı, öğleden sonra bunlara yenileri ekleniyor, başta hurdacılar, sonuna kadar açtığı cızırtılı cihazıyla ortalığı birbirine katıyor
"Hurdaciiiiiiiiiiyaaaaaa…"
Yeter! Be kardeşim, hastası var, uyuyan çocuğu var, yaşlısı var, var da var ama ilgilenecek kimse yok…
 
En çok özlenen de her sene site ve sokaklarda avazı çıktığı kadar bağıran kalaycı Ayşe, Fatma bacılar çok yakında ortaya çıkarlar, biraz geç kaldılar bu sene…
 
Bütün bu dertler yetmezmiş gibi bir de İ.S.K.İ sorunu yaşayan yerler var.
Özellikle çok iyi bildiğim için yazıyorum 150 Evler Sitesi…
İ.S.K.İ su vermiyor ama açtığımız kuyudan aldığımız suya saat bağlayıp atık su parası adı altında para alıyor…
Birde kullandığımız suya ceza kesiyor…
 
Silivri’nin, zamanında Kerbela gibi susuz olduğu dönemlerde derin kuyu açtırıp 24 saat su veren bu site neden İ.S.Kİ suyundan faydalanamıyor?
İki yıl önceden müracaat var ama cevaplar hep aynı…
- Boru yok.
- Boru geldi müteahhit işi bıraktı.
- Yaz sezonu başladı, bitsin gireceğiz.
- Plan projeden onay bekliyoruz.
- Onay geldi, Belediyenin onay vermesi lazım.
- Belediye onay verdi ama 150 lik boru bitti.
 
İnşallah, maşallah çözülecek, bekliyoruz…
 
Geçen yaz isyan edip konu ile ilgili köşe yazımda şunları yazmışım:
 
 
SU VER  İ.S.K.İ !   KUYUMUZU KAPATIYORUZ!..
Bizler yirmi yılı aşkın süredir, yazlık siteler olarak bilinen bölgenin Silivrili sakinleriyiz. Bu güne kadar en büyük sorunumuz su olmuştur. Deniz sularını depolara çekip, su mu kullanmadık. Tankerlerle aldığımız suları sabah 15 dakika, akşam 15 dakika çatılarda bulunan 1 tonluk depolara doldurup kullanmaya çalıştık.
Ama azimliydik, önce İller Bankasından kredi karşılığı kanalizasyon hatlarımızı yaptırdık ve deşarj sistemini kurduk, bu işler için 3.000 haneden para toplayıp Belediyeye teslim ettik.
Daha sonra kendi sitemizde 135 metrelik kuyu açtırdık, oradan aldığımız suyu 150 tonluk depomuza doldurarak, yirmi dört saat suyu akan bir site olduk…..
Biz bunları yaparken yanımızda ne İ.S.K.İ vardı ne de bir başkası…
Özel bir şirket su vermeye başladığında, kullandıkları boruların kansorejen etkili asbest içerdiğini öğrendik ve kendi suyumuzu karşıladığımızdan talep etmedik.
 
Silivri, Büyükşehir Belediyesine bağlandığında, tamam dedik artık suyumuzu da alırız, hizmetler ve yatırımlar artarak devam eder… 
 
Ama İ.S.K.İ yi unutmuşuz!!!
Kansorojen etkili borular değiştirilmeye başlandı, eski belediye binasının  oradan yazlık bölgelere doğru geliyordu… Bu sefer su olmadığından yeni abone alınmayacağı duyumlarını aldık… Buraya kadar tamam olmasına tamamda, İ.S.K.İ ye yazı ile baş vurmamıza  rağmen, beş metre yakınımızdan geçen eski hattı bağlıyamam diyor,
haklı tabi sağlığımızı düşünüyor!!!
 
Yeni hat döşendikten sonra su ver!!!…
Abonelik, su olmadığından kapalı!!!
 
-EEEE!!! Ne olacak?
-Ne olacağı var mı?…  Siz kuyudan su almıyor musunuz?...   
Alıyoruz!!!                                                                                                                                                         Tamam işte,                                                                                                                                                oraya saat takacağız…
Bize atık su parası ödeyeceksiniz.                                                                                                                                          -Atık su kanallarını biz yaptık…
Olsun, şimdiye kadar ödemediğiniz için su parası olarak, altı bin küsur, güvence parası olarak beş bin küsur ödeme yapın bakalım!!!
 
Biz bu konuları konuşurken Altınorak Sitesinden bir bey geldi, kendi sorunlarını anlatırken bana döndü…
Beyim siz Deli Dumrul Hikayesini bilirsiniz! Benim durumumda aynen öyle dedi…
 
Hemen lafı başka konuya getirdim, su hiçbir şeye benzemez, Allah kimseyi susuz bırakmasın diye mırıldandım!!!
 
Sahi Deli Dumrul köprüyü geçenden 1, geçmeyenden 2 akçe alıyordu değil mi??? 
 
Sevgilerimle…
 
 
 
İşte! Bir yıl önceki yazdıklarım ama bir arpa boyu ilerleme yok…
Şimdi artık gürültülü, megafon ile bağıran satıcılı, su problemi ile baş başa yerlerde oturmanın keyfini(!) çıkarıyoruz.
 
Sevgilerimle

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol