Silivri Facebook
banner88

Planlı Provokasyon
Geçen hafta çok mutsuz bir gün yaşadık… Büyük zamanımızı, hizmetimizi ve fedakarca emek verdiğimiz Silivrispor kendi sahasında yenilince hepimiz çok üzüldük…

Ama bu üzüntümüzü katlayan bir olay oldu…

 
Silivrispor kaybettiği maçın ardından soyunma odasına girdi,moraller bozuk, futbolcular üzgün ve yenilgiyi kabullenemediklerinden sinirler gergin… Hocalara ve futbolculara, bunun uzun bir maraton olduğunu, önemli olan sonunda şampiyonluğun gelmesi şeklinde konuştuğumuz bir sırada, seslerimiz duyulmasın diye demir kapıyı kapamaya gidiyorum. Tam o sırada arkamdan beni itekleyerek, soyunma odasındaki konuşmaları ve görüntüleri almak üzere koridordan  içeri hışımla Trakya Hürhaber Gazetesinden Engin Akın giriyor. ‘İçeri giremezsin’ diye uyardığımda, ‘vay sen bana nasıl küfür edersin’ diye bağırmaya başlıyor. Çekil şuradan sözü nasıl küfür oluyorsa?… İçeri giremeyince üzerime saldırıyor. Tüm yöneticilerin yanında beni dövmek istiyor. Araya girenlerin başında Antrenör Ufuk Bek var ve ‘yeter artık yaptıkların çık dışarı’ diye karşı koyuyor… ‘Ben basınım istediğim yere girerim’ diye bağırdığını herkes duyuyor… İşte bütün olay bu… Bir de bu iki isim futbolculara da saldırmış diye yazıyorsun… Bu ne kadar zavallı bir düşünce, bu ne kadar gerçek dışı bir yaklaşım…
 

Gi-re-mez-sin Akın, giremezsin, hiçbir zaman soyunma odasına gi-re-mez-sin…

 
Senin amacının olayları saptırmak ve çok üzüntülü olan futbolcu, teknik kadro ve yöneticileri tahrik etmek. Ama gerçek hedefinin de şahsım olduğunu çok iyi biliyorum… Bilmeyenler de bilsin diye yazmakta fayda var…
 

Aylar önce geldin benden iş istedin, araya Oray Parlak girdi ve bana her gün, ‘Engin gelirse bizi uçurur, çok iyi yerlere geliriz’ diye telkinlerde bulundu. Seni, Değişim Gazetesinde çalıştığın zamanlardan tanırım, çok zaman sabretmeni ve kişisel sorunlarının bir müddet sonra çözülebileceğini söyledim. Refik Bek ile aran bozulduğunda Maksi’deki gazete bayiine gelip seninle konuşur ve ‘kötülükle bir yere varılmaz’ derdim. Gelip iş istediğinde çok olumlu baktım ve ‘Çarşamba günü gelip başlayacağım’ dedin. Refik Bey seni istememesine rağmen, ben almak istiyorum dediğimde, gülerek ‘sen bilirsin ağabey’ dedi. Ama sen ne yaptın, ertesi gün gelip, ‘borcum var 5.250 YTL verebilir mi sin’? Dedin, cevabım ‘kesinlikle veremem’ oldu, aynı gün geri dönüp, bu parayı nerelerden hallettiğini anlattın. Yani bir anlamda, beni çalıştığın yere karşı kullanmış oldun… Gazetede çalışan arkadaşlarımın (Oray hariç) karşı çıkmaları ve ‘ya o, ya biz’ demeleri, seni acaba niye istemiyorlar? Diye uzun, uzun düşünmeme sebep olmuştu.

 
Kendimi kullandırmayıp, sana haber yollayıp ‘gelmesin’ dediğim günden beri bana tavır aldığını ve hakkımda olumsuz yazılar yazdığını görüyorum… Bu husumet Silivrispor’a yönetici olduğum günden beri de devam ediyor. Bardağı taşıran son damla üzerime yürümenle noktalandı. Gazetene gidip gerçek dışı anlatmalarınla, beni hedef tahtası yapmak isteğin, hiçbir zaman taraftar bulamaz. Silivri küçük bir yer herkes, herkesin kim olduğunu biliyor… Biz de yazılarımıza küfür, hakaret dolu yorumları kimlerin yazdığını çok iyi biliyoruz…

Sevgilerimle.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol