Silivri Facebook
banner88

'' Ampuller ve fenerler elbet bir gün sönecek ''
 
Eğitim-Sen Silivri Temsilciliği, 2008–2009 eğitim- öğretim yılının büyük sorunlarla başladığını belirten yazılı bir basın açıklamasında bulundu. Silivri’de de büyük sorunların yaşandığını dile getiren Eğitim-Sen Silivri Temsilciliği’nin iktidara yüklendiği basın açıklaması şu şekilde;
“Önceki yıllar gibi, bu yıl da eğitim öğretim yılı, içindeki büyük sorunları daha da büyüterek başladı.
 
Yüz binlerce eğitim emekçisi, milyonlarca öğrenci ve veli büyük umutlarla eğitim öğretim yılına başladı. Ancak bu yıl da eğitim öğretimin temel sorunlarının çözülmesi, eğitimin niteliğinin arttırılması, yaşam düzeyinin yükseltilmesi noktasında olumluluklardan bahsetmek mümkün değil.
 
Okullarımız yine kalabalık sınıflarla, yetersiz materyaller ve büyük bir kargaşa içinde açıldı. AKP Hükümeti, altı yıllık iktidarı boyunca eğitime yapmış olduğu fiili ve hukuk dışı müdahalelerle eğitimi kendi ideolojisi etrafında şekillendirme noktasında önemli mesafeler almıştır. Bu müdahaleler sonucunda eğitimin temel özellikleri daha da gerilemiş ve eğitimin en önemli sorunlarından biri olan okullaşma sorunu hala çözümlenememiştir.
 
Milli Eğitim Bakanlığının 2008 yılı verilerine göre ilköğretimlerde okullaşma oranı %97 iken, ortaöğretim çağındaki gençlerin sadece %58’i okullara devam etmektedir. Yüksek öğretimde ise okullaşma oranı sadece%20’dir. 2002 yılından bugüne kadar ilköğretimde okuyan öğrenci sayısı artmış olmasına rağmen, öğretmen, okul ve derslik sayısının paralel artmadığı görülmüştür. Eğitime bütçeden ayrılan pay adını bilmediğimiz (KİRİBATİ, FİLDİŞİ SAHİLLERİ, VANUATU…) , sosyo-ekonomik açıdan bizden çok geride olan ülkelerden bile geride kalmıştır.
Silivri’deki tablo da bundan çok farklı değildir. Sayın Valinin “Okullar, öğrencilerin evlerinden daha sağlam” demesine rağmen Silivri’de halen dört okulun tadilatı ve deprem güçlendirmesi yapılması düşündürücüdür.
 
Öğrenciler, veliler büyük bir kargaşa yaşamaktadır. Öyle ki bu tadilat işleri nedendir bilinmez, öğrencilerin okulda olmadığı yaz döneminde değil de, okulların açıldığı ilk günde başlar. Bu nasıl bir planlama, nasıl bir çağ atlamadır(?) bilemiyoruz.
 
Turgut Reis İlköğretim Okulu ise tam bir papatya falı. Bu yıl, ertesi yıl, birinci dönem, ikinci dönem… Halbuki, geçen yılsonunda, Silivri’de yapılan tüm hizmetlere karşı geleneksel hale gelen teşekkür pankartı da asılmıştır. Dört beş aylık süre içerisinde otopark alanı, büyük bir süpermarkete dönüştürülebiliyorken, bu okulumuz yıllardır neden yapılmamaktadır? İnsan düşünüyor. Acaba Turgut Reis’in, “DİŞLİ” si mi yok?
 
Yine ilçemizde kadrolaşma adına atamalarda büyük sıkıntılar yaşanmakta; bir taraftan tayin sırası gelen öğretmenlerin sırası işletilmezken bir sonraki döneme bırakılmakta, diğer taraftan tayin isteyen öğretmenin tayini onaylanmayarak mağdur edilmekte ve bunu yapanlara ödül niteliğinde cezalar verilmektedir. Bunlar sadece birkaç örnek…
 
Ama böylede olur mu?
Hani Turgut Reis’in “DİŞLİ” si yok dedik ya. Bundan üç yıl önce öğretmenin biri kendi isteğiyle sıra tayini ile gelir. Ama ne hikmet ise verilen 1. sınıflar alınmaz, yine ne ilginçtir aynı yıl geldiği okula görevlendirilir. Bu yıl bu görevlendirmenin 3. yılı. Haliyle bu sınıfın da üçüncü öğretmenleri. Hani en değerli varlıklarımızdı çocuklar, hani geleceğimizdi onlar. Acaba bu görevlendirmeleri yapanlar kendi çocuklarını bu sınıflarda okuturlar mı? Bunlar sadece birkaç örnek…
 
Unutulmasın ki Eğitim-Sen bu yapılan haksızlıkların tutanakçısı olmaya devam edecektir. Bir gün ampuller ve fenerler elbet söner.
Bu yıl bir  “orta oyunu” da toplu görüşmelerde yaşandı %12–13 zam isteyenler, eğitim emekçilerinin sesi olduğunu söyleyenler paşa paşa %4 + %4,5’e imza attılar. KESK beklendiği gibi bu oyunun içerisinde yer almadı. Çünkü KESK toplu görüşmeden yana değil, toplu sözleşmeden yana. Ne ilginçtir ki görüşmeye katılan sendikaların hükümet ile anlaştıkları en önemli detay sendika ödeneklerinin yüzde yüz artışla,10 YTL’ye çıkartılması oldu. Acaba hükümet eğitim emekçilerine %1 artışı çok görürken, bu ödeneği neden yüzde yüz arttırdı? Herhalde bu parayı alın, bize karşı daha iyi mücadele edin, daha iyi örgütlenin, daha iyi direnin diye değil. Çünkü bu eşyanın tabiatına aykırıdır.
 
Eğitim-Sen bu yılda, daha önceki yıllarda olduğu gibi eğitim emekçilerinin sesi olmaya, yapılan haksızlara karşı dik ve onurlu durmaya, direnmeye devam edecektir. Unutulmasın ki tarihte son sözü hep direnenler söylemiştir.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol