Silivri Facebook
banner88

''Silivri Türkiye'nin en büyük rant bölgesi''
 
HABER: Melis AVCI
 
Özellikle son haftalarda gündemden düşmeyen Kipa arazisinde yaşanan rant iddiaları ile ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Kurultay Delegesi Mali Müşavir Yılmaz Kandemir geçtiğimiz günlerde bir basın toplantısı düzenlemiş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan ve Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Metin Karakaş’ın istifa etmesi gerektiğini açıklamıştı.
 
Yapılan toplantıda çarpıcı açıklamalarda bulunan Kandemir, Silivri’nin çok büyük bir rant bölgesi olduğunu iddia ederek, bundan sonraki dönemlerde meclis üyeliği yapacak insanlarında dürüst, korkusuz, ahlaklı olmaları gerektiğini söyledi. CHP İlçe Başkanlığı’nın son dağıttığı bildirinin, CHP Silivri İlçe Başkanı Abdullah Yıldırım’ın haberi olmadan dağıtıldığını söyleyen Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan’ın yalan söylediğini dile getiren Kandemir’in yapmış olduğu açıklamalar şu şekilde;
 
Turan, olayı saptırıyor
 
“Hüseyin Turan yalan söylüyor. İlçe başkanımızda Abdullah Yıldırım, Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan ve Başkan Yardımcısı Namık Öndeş’le görüşmüş. Dağıtılan bildiriden haberi olduğunu onlara söylemiş. Hüseyin Turan yalan söylüyor. Kendi kafasına göre olayı saptırıyor. CHP’nin sahilde, toplu konutlarda, çay bahçelerinde ve kahvelerde dağıtmış olduğu 1500 bildiri, hukuken kesinlikle suç teşkil etmez.
 
Bu bildirinin içeriğinin % 95’i, Vatan, Hürriyet, Milliyet, Güneş, Sözcü gibi gazetelerin köşe yazarlarının, % 5’i de partimiz tarafından derlenmiştir. Burada özellikle 15. 08 tarihli Hürriyet Gazetesini kaynak olarak göstermişiz ki, benim kimseyle (kişi olarak düzenliyorum basın toplantısını) bizim kimseyle alıp veremediğimiz bir şey yok. Önemli, olan benim için Silivri halkının menfaatleri. Gerisi hikâye. O onu demiş, bu bunu demiş böyle bir şey yok. Bizde Silivri’de siyaset yapan CHP olarak, Silivri halkına bu bildiriyi dağıtma yetkimiz var. Bu bildiri içinde izin alınmasına gerek yok. Bazıları izin alınacağını falan söylüyor. Bizde bu bildiriyi dağıtırken izin alınmasına gerek olmadığını iddia ediyoruz.
 
Burada dediğim gibi bunlar  %95’i ulusal basından köşe yazılarından ve muhabirlerin haber olarak yaptığı yazılardan toplanmış bir bildiridir. Eğer bir sorunları varsa, giderler ulusal basından olan gazetelere dava açarlar. Onlar buradan yapılan alıntılar. Tabi gereken her şeyi yapacaklar. Beki ulusal basına dava açtıktan sonra bize de dava açarlar. Bu onların bilecekleri iş. Ama dediğim gibi, bu bildiride herhangi bir partinin, hukuken herhangi bir sorunu olacağını düşünmüyorum. Bana bizim hukukçu arkadaşlarımızda öyle diyor.
 
Neden korkuyorlar?
 
Sonra neden korkuyorlar. Neden korkuyorlar ki? Bunu zaten 10 günden beri bütün gazeteler yazıyor. Ha şimdi Silivri halkı Hürriyet Gazetesi, Vatan Gazetesi, Sözcü veya Milliyet gazetesi almak zorunda değil. Herkes aynı gazeteyi okumak zorunda da değil. Biz ne yaptık, tuttuk gazetelerden okuduğumuz köşe yazılarından derlediğimiz yazıları bir araya getirdik. Tekrar Silivri halkımız aydınlansın diye. Bu olaylar 10 günden beri Türkiye çapında ulusal basında hem de yerel basında sıkça gündeme geliyor.
 
Bütün bunlara rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi bildiri dağıtmayacak. Yok öyle bir şey. Kim ne yapıyorsa, kim ne yapmak istiyorsa elinden geleni yapar. Gerekirse gider mahkemeye verir. Bizde elimizdeki, ulusal basında ki gazeteleri mahkemeye sunarız olur biter. Bir dertleri varsa bir sorunları varsa belediye yönetiminin Hüseyin Turan’ın ya da Metin Karakaş’ın, giderler ulusal basına dava açarlar. Savcılık kararıyla o gazeteleri toplatırlar. Ondan sonra dönerler Silivri CHP’ye dava mı açarlar, ne yaparlar onu bilemiyorum artık. Ama ilk önce gidecekleri yer ulusal basına dava açmak.
 
CHP Silivri son olaylarda pasif kalmadı
 
Cumhuriyet Halk Partisi dün veya önceki gün ilçe yönetimi Belediye meclis üyeleriyle birlikte bir basın toplantısı düzenlendi. Basın bildirisi yerel basına dağıtıldı. CHP’nin bu konuda pasif kaldığını düşünmüyorum. Bu olay ben Silivri’de 35 yıldır siyaset yapıyorum. Silivri’de ki kanaat önderlerinde biriyim sadece olaya CHP olarak bakmıyorum. Ondan dolayı bu olayın bu kadar geniş bir şekilde Türkiye’de konuşulurken, benim susmam benim görüşlerime göre ters. Ondan dolayı böyle bir karar aldım ve Mali Müşavir Yılmaz Kandemir olarak, bir basın toplantısı düzenledim. Silivri halkını aydınlatmaya çalışıyorum. Bu olay kesinlikle 3–5 gün içinde kapanacak bir olay değil. Unutturmayacağım, unutturmayacağız, unutulmayacakta. Seçimlere kadar bu olay gidecek.
 
İmar komisyonları çalışıyor, diğer komisyonlar yatıyor
 
Silivri’de 4,5 yıldır yüzlerce plan tadilatı yapıldı. Bu sadece Kipa değil. Aklıma gelen toplu konutların ilerisinde eski Mustafa Çağlar’ın tarlası, bundan 2-3 ay önce kişiye özel mevzii imar  planı yapıldı ve belediyeden geçti bu karar. Orada bulunan 50 dönümlük arazinin, net bilmiyorum ama 5 dönümü kamuya terk (Silivri müftülüğüne) tapulandırıldı. 10 dönümü ticaret alanı olarak işlendi. Geri kalan 35 dönüm alanı da konut alanı olarak bırakıldı.
 
Şimdi burada ilginç olan bir şey var. Tabi ben bütün belediye meclis toplantılarını izlediğim için bazı yapılan hareketler gözümden kaçmıyor. Neden hemen imarın kenarında olan 50 dönümlük eskiden Mustafa Çağlar’a ait olan arazı neden imara açıldı. Ne aceleleri var? 100 binlik, 25 binlik planlar zaten İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce çiziliyor. O planlar onaylandığı zaman, Hacı Hasan Çeşmeye kadar olan yerler zaten plana giriyor. Bu şekilde acele etmelerinin tek nedeni buradaki olaylar. Tabi o günlerde de basında çıktı bu olay. İBB halk ekmek fabrikasının yeğeniydi sanırım, tam emin değilim. O kişinin arazisinde mevzii imar planı yapılıyor, ticaret alanı işleniyor. Orda yaratılan rant ticaret alanı. Millet görmüyor. Orada bir plan tadilatı yapılıyor. Alelacele mevzi imar planı yapılıyor ve orda da gene bir 10 dönüm ticaret alanı işlenerek, tarlanın içinde bir kent rantı yaratılıyor.
 
Niye acele ediyorlar? Büyükşehir’de planlar hazırlanıyor. Acele etmelerinin tek sebebi, orada ki 10 dönümlük ticaret alanını taramasıdır. Bunu kimse kalkıp bana öyle değildi demesin. Orada da yaratılan rant odur. Oranın ticaret alanını işlenmesidir. 10 dönümlük ticaret taramasını yapmak için, bir an evvel onu meclise getirip büyük şehirden ve Silivri’den belediye meclis kararıyla geçirdiler. Orda da bir problem, soru işaretleri olduğunu düşünüyorum. Tabi buna benzer dediğim gibi 4,5 yılda yüzlerce plan tadilatı var. Bakıyorsun ki, bütün Türkiye’de böyle. Sadece Silivri’de değil. Belediyelerde komisyonların hiçbiri çalışmıyor. Bakıyorsun bütün kararlar imar komisyonundan çıkıyor. Binlerce karar çıkıyor belediyelerden. İmar komisyonu çatır çatır çalışıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde de gördük zaten. Anlatmaya gerek yok. Ulusal basından da takip ediyoruz. İmar komisyonları çatır çatır karar alıyor, çalışıyor diğer komisyonlar yatıyor. Sonra tabi belediyelerde yolsuzluklar çıkıyor. Kafası çalışan muhasebeci arkadaşlar kabataslak bir hesap yapsınlar. Silivri’de yaratılan kent rantının ne kadar olduğunun.
 
Silivri Türkiye’nin en büyük rant bölgesi
 
Silivri, Türkiye’nin şuan da beldelerde bağlandıktan sonra en büyük rant bölgesi. Ben iddia ediyorum Silivri ilçesi şuanda Türkiye’nin en büyük rant bölgelerinden biri. Düşünebiliyor musunuz, önümüzde ki 15 yıl içinde hükümetin ve Büyükşehir Belediyesi’nin planlarına göre, 2 milyon nüfus belki de daha fazla nüfusu Silivri’ye yerleştirileceği söyleniyor. 2 milyon nüfusu bir konutta 4 kişi oturuyor diye hesaplandığı zaman, 50 bin konut yapılması lazım. Artı bu insanların Silivri’de oturması için geçimini sağlayacak iş yerleri yaratılması lazım.
 
Fabrikalar olacak, liman olacak, havaalanı olacak yeni 100 binlik planlarda. Sağlık merkezleri olacak. Biliyorsunuz Büyük Çavuşlu’da üniversite kampüsleri olacak. Bunlarla birlikte 860 km2lik Silivri ilçe sınırları içerisinde yaratılacak olan alan, 100 milyar dolar civarında. Bu bir kent rantıdır. Buna hükümetin kesinlikle el atması lazım. Bu kent rantının bulunduğu yerdeki yaşayan insanlara dönmesi için kanun çıkması lazım. Bende bunu iddia ediyorum. O kadar da iddialıyım. Hep düşündüm bunu. Yıllardır düşünüyorum.
 
Yıllardan beri bu kent rantları Silivri’de yaratılıyor ve bu kent rantından birileri pay alıyor. Kimse bana almıyorum demesin. Önümüzdeki 15- 20 sene içinde İstanbul’un bir kısmı Silivri’ye kaydırılacak. 700 milyar dolarlık bir kent rantı yaratılacak. Bu kent rantından kim payını alacak? Üzerine basa basa söylüyorum. Önümüzde ki dönem Silivri Belediye Başkanlığı yapacak olan insanlar dürüst, ahlaklı ve korkusuz olacak. Korkuyorsa hiç belediye başkanlığına çıkmasın. Bu kadar büyük rantın olduğu bir yerde tehditlerde alacak belediye başkanı. Ama 100 milyar doların kalkıp birilerinin cebine girecek hali yok. Tabi bağış olarak görüyoruz işte. Bunun %2’sini Silivri Belediyesi bağış olarak alsa (2005 yılında AKP’nin çıkarmış olduğu kanunla belediye gelirleri yasasına bir madde eklendi; belediyeler bağış alır diye) 2 milyar dola para yapar. Bu da 2 kamyon dolar demektir. Bütün hesaplar bunun üzerine.
 
Silivri’de de bütün hesaplar bunun üzerine dönüyor. Bunlar çok iddialı sözler. Kimseden de çekinmiyorum. Bundan sonra belediye meclis üyeliği yapacak insanlarında dürüst, korkusuz, ahlaklı olmaları lazım. Yoksa böyle parmak kaldır indir değil. Gerekirse belediye başkanı gerekirse parti gurubunda kavga edecek. Silivri’nin menfaatine olmayan bir şey olduğu zaman gerekirse partisinden istifa edip bağımsız kalıp hareket edecek. İnsanların belediye meclisine belediye başkanlığına falan talip olması lazım.  Yoksa Silivri’de kesinlikle bu rant olayı ve yolsuzluk söylentileri bitmez. Önümüzde ki dönemlerde hep birlikte yaşarsak göreceğiz.
 
Başkan Turan’a ricam var
 
Sayın Hüseyin Turan arkadaşımıza benim bir ricam var hiç masraf yapmasın. Bundan sonra öyle yoğur festivali falan yapmaya, Silivri’nin adını Türkiye’ye duyurmaya gerek yok. Yoğurt festivaline kalkıp 750- 800 milyar para harcamasın. Saçma sapan şeyler yapmasın. Zaten bu olayla Silivri’nin adı yeterince duyuldu. Yarın öbür gün Ergenekon davası Silivri’de başlayacak. Dünyanın en ücra köşesi bile Silivri’nin adını duyacak. 
 
Reklâmın iyisi kötüsü olmaz ama Silivri ezberlenecek. Yarın öbür gün pehlivanlar (ben belediye başkanı adaylarına pehlivan diyorum) ortaya çıkacak, güreş başlayacak. Kim güçlüyse kim galip gelecekse o belediye başkanı olacak. Onun kararını da zaten Silivri’de yaşayan 83.000 seçmen verecek. Silivri insanının, doğru adamı seçeceğine de eminim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol