Silivri Facebook
banner88

Aklınızı kullanın
 
HABER: Müge CESUR
 
Silivri’de uzun yıllardır gazetecilik yapan Kaan Göktaş’ın ‘Kur’an açısından Evrim Teorisi’ isimli ilk kitabı çıktı. Yeni çıkan kitabı ile ilgili ilk kes Değişim’e konuşan Göktaş, kısa bir süre sonrada ikinci kitabı “Bu Kıldığın Namaz Değil’ adlı kitabının piyasada olacağını söyledi.
Kaan Göktaş 1983 yılında Silivri’de doğdu ve eğitimini de Silivri’de tamamladı. Gazeteciliğe 14 yaşında başlayan Göktaş, Hürbakış, Manşet, Silivri Haber, Trakya Express gibi bir çok yerel gazetede muhabirlik, temsilcilik ve haber müdürlüğü yaptı. 2005 yılında kendi şirketi olan SH Dijitali kurdu. SH Dijital bünyesinde kısa süreli bir gazete ve 24 sayı boyunca da aktüel haber dergisi çıkardı.
 
Gazetecilik mesleğini çok seven Göktaş, 2001 Yılın Basın Ödülü, 2002 Yılın Basın Ödülü, 2007 LKD En İyi Kurumsal Kullanıcı Büyük Ödül Finalisti gibi ödüller aldı.
Gazeteciliğin yanında Türkçe Rap dalında, prodüktörlüğünü de yaptığı üç albümü yayınlandı. Bir dönem İşçi Partisinin ilçe başkanlığını yaptı. Şu anda da hala aynı partinin üyesi olarak siyasal çalışmalarına fırsat buldukça devam ediyor.
Kaan Göktaş’la yeni çıkan kitabı hakkında görüştük.
 
-‘Kur’an açısından Evrim Teorisi’ adlı kitabınızın yazılış amacı nedir?
 
- Kitabın amacı, bilimsel gerçeklere sözde Allah adına karşı çıkarak “evrim teorisi yoktur” diyen mehdi özentisi şeyh bozuntusu kimi kişilerin aslında Yahudilik ve Hristiyanlık adına hizmet ettiğini, gerçek İslam' ın ve Kuran' ın ise bilimle çelişmeyi bırakın, bilimsel gerçekleri bin yıl önceden haber verdiğini ortaya koymak. Çamurdan heykel şeklinde yaratılış Kuran' da geçmez. Bu masal, önce antik medeniyetlerin efsanelerinde, sonra da onlardan esinlenerek sonradan insanlar tarafından değiştirildiği bilinen Tevrat' ta ve Hristiyan sözlü külliyatında yer alır. Bu ikisinden de uydurma hadisler yoluyla İslam sözlü külliyatına geçmiştir. Ancak Kuran' da, Tevrat' ta ya da hadislerde anlatıldığı gibi bir “yaratılış” tan bahsedilmez. Kuran' da da “çamur” yani “balçık” tan bahsedilir ama kocaman bir farkla; “canlı hayatın balçık katmanları arasında başladığını” söyleyerek.
 
-Araştırmalarınızı yaparken nasıl bir yol izlediniz?
 
Bu kitabı derlemek ve kaleme almak için uzun bir araştırma safhası gerekti. Öncelikle yaratılış ve ilk insanı konu alan tüm efsaneleri, mitleri, Tevrat ve İncil ile Yahudi ve Hristiyan sözlü dini geleneklerini (mişna) inceledim. Daha sonra, İslam sözlü külliyatında, yani hadis denilen eserlerde tarama yaptım. Konuyla ilgili daha önceden yazılan pek kitap bulunmasa da bazı kaynakları da inceledim. Tabi buradan sonra Allah' ın insanlara bahşettiği akıl devreye giriyor. Bilimsel kaynaklardan insanın dünyaya gelişini, evrimi okuduğunuzda, bazı temel paradoksal, “sorulmak için sorulmuş” sorular haricinde akla ve mantığa aykırı bir şey göremiyorsunuz. Mesela evrim teorisinin en büyük handikapı ara türler denilen fosillerin henüz bulunamayışı. Bunu Darwin de söylüyor.
 
Bu yüzden zaten evrim, halen bir “teori”. Mesela bazı sivri zekalar, “madem evren bir patlamayla (big bang) meydana geldi, o patlamadan önce ne vardı?” gibi sorular sorarlar. Bunlar sırf sorulmak için sorulan sorulardır. Bu gibi spekülasyonlara girmezsek, Kuran' da 30' dan fazla tekrarlanan ilahi emir olan “Aklınızı Kullanın” emrine uyan ve Allah' ın bahşettiği aklını kullanan bir insan, tarih öncesi çağların efsanelerine, değiştirilmiş Yahudi ve Hristiyan kitaplarına, oradan apartılmış uyduruk hadislere değil, bilimin gösterdiklerine inanıyor, onları kendine yakın buluyor. İşte Kuran tam bu noktada adeta bir “hakem” görevinde. Dini kendi ruhban saltanatları için çarpıtıp insanlara yanlış göstermekten çekinmeyenler, Kuran' ın da kendi yalanlarını onayladığını empoze ediyorlar insanlara.
 
Oysa öyle değil. Doğal olarak, Kuran, aklın ve mantığın onayladığı şeyi onaylıyor. Yani çamurdan heykel gibi yaratılan, cennetten dünyaya “paraşütle” gönderilen insan değil, milyonlarca yılda tek hücreden başlayarak günümüz insanına kadar süren bir bilimsel,, evrimsel süreç.. Kitapta sadece Kuran ayetlerini kullandık. Ayetlerin çevirilerini ünlü İslam alimi Dr. Edip Yüksel yaptı. Ayrıca Yaşar Nuri Öztürk ve Muhammed Esed gibi ünlü isimlerin çevirilerinden de yararlandım. Sonuçta ortaya doyurucu bir eser çıktığı kanaatindeyim.
 
-Genelde din konulu kitaplar okuyucudan büyük tepkiler alır. Senin böyle bir kaygın ya da korkuların var mı?
Ne gazeteciyken, ne kitabı yazarken doğruları söylemekten asla korkmadım. Üstelik korkmam için bir sebep de yok. Korkması gerekenler 1400 yıldır İslam' ı esir alan ruhban sınıfı. Korksunlar çünkü yavaş yavaş saltanatlarının sonu geliyor. İnsanlar aydınlanıyor. Artık insanımızın hocaların, şeyhlerin, mezheplerin söyledikleri yalanlara ihtiyacı kalmayacak. Eskiden ulaşılamaz konumda olan ve insanlarımızı bu kişilerin iki dudağından çıkacak kelimelere mahkum bırakan, İslam' da bu kişilerin bir kabalaizm oluşturmasına neden olan bilgi, artık çok yakın, ulaşılabilir durumda. İslam' ı kullanarak kurdukları ve insanların inançlarını sömürdükleri tarikat-mezhep-ruhban saltanatları sona ermek üzere.
 
Onlar da zaten bunun çırpınışı içindeler. İnsanlar artık dini konularda falanca şeyhe, bilmem ne hocaya değil, tek  kaynak olan Kuran' a başvuracaklar, din adına aradıkları her şeyi onda bulacaklar.
 
-Kitabın içinde sana yanlış gelen bazı konular yer alıyor. Üzerinde en fazla durduğun konular hangileri ?
 
“ Kitapta konusu gereği Kuran' da insanın yaratılışını anlatan ayetlerin üzerinde durdum ve onları açıkladım en çok. Ancak yoğunlukla üzerinde durulan bir başka konu da hadisler konusu. Kitaba kesinlikle tek bir hadisi bile kaynak olarak koymadım ve bunu da kitabın sonunda uzun bir şekilde açıkladım. Dini referans olarak sadece Kuran' ı alıyorum. Hadisleri hiçbir şekilde dini emir ve kaynak olarak görmüyorum. Hadisler peygamberimiz adına onun ölümünden onlarca yıl sonra uydurulmaya başlanmıştır.
 
Hadislerin büyük kısmı peygamberimize iftiralar yalanlar içerir. Hadisleri dine sokanlar, Kuran' ı değiştiremeyeceklerini anlayıp kendi çıkarlarını bir şekilde devam ettirme çabasına giren münafıklardır. Oysa bunu hadis kitapları yazılmadan 200 yıl önce, Peygamberimiz hayattayken bilen Yüce Allah, Kuran' da bakın ne diyor :
“Allah’ tan ve ayetlerinden sonra başka hangi HADİSE inanıyorlar?” (45:6)
“Doğru sözlüler iseler ona (Kur’an’ a) benzer bir HADİS getirsinler.” (52:34)
“Halktan öyle kimseler var ki, bilgisizce Allah’ ın yolundan saptırmak ve onu küçük düşürmek için boş HADİSLERİ izlerler. İşte onlara küçük düşürücü bir azap vardır.” (31:6)
 
-Kitapla ilgili ilk tepkiler nasıl?
 
şu an kitap piyasaya çıkalı dört-beş gün oldu. İlk tepkiler çok iyi. İnsanlar ilgi gösteriyor ve merak ediyor. Kitap çıkmadan bir hafta önce Nevşehir' de düzenlenen “Kuran ve Akıl Sempozyumu” nda konuşmacı olarak bulundum. Orada 70' i aşkın ilahiyatçı ve din düşünürüne kitabın konusunu ve içeriğini tanıttım. Çok ilgi gösterdiler. Normalde herkes bir saat konuşurken, ben 2.5 saat kadar kürsüde kaldım ve bitmek bilmeyen sorular sordular. Sorular bitip indiğimde ise tebriklerle karşıladılar beni. Şu anda da tepkiler, ilgi çok iyi. Umarım daha da iyi olacaktır.
 
-İleride bu kitabın devamı şeklinde ya da başka kitap çalışmalarınız olacak mı ?
 
İkinci kitap için çalışmalarımı tamamladım. Onun da ismi “BU KILDIĞIN NAMAZ DEĞİL”  olacak. Kışa doğru piyasada olur diye planlıyoruz. Devamı da gelecek tabi. Mesela şu an bir başka çalışma üzerinde kafa yoruyorum. Allah bizlere akıl vermiş ve kullanmamızı emretmiş. 30' dan fazla defa Kuran' da “Aklınızı Kullanın” emri vardır ki, “namaz kılın, oruç tutun” emirlerinden fazladır sayısı. Ben de aklımı kullanmaya devam edip, insanlara faydalı olacak, doğruyu gösterecek şekilde üretmeye devam edeceğim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol