Silivri Facebook
banner88

ÖZEL RÖPORTAJ... VURAL SÖNMEZ İLE DOBRA DOBRA.

VURAL SÖNMEZ İLE DOBRA DOBRA…

 

Ak Parti Silivri Belediye Başkan aday adayı Mimar Vural Sönmez ile dobra dobra bir sohbet ettik. Bu zamana kadar yaptığı projeleri hakkında konuştuğumuz sohbette Sönmez’in açıklamaları gündem yaratacak türden. Geçtiğimiz aylarda Canlı Yayın konuğumuz olan Sönmez’in gençlik yıllarını ve aday adaylık sürecini konuşmuştuk. Bu sefer projeleri hakkında bilgi veren Sönmez, adaylığı hakkında da iddialı konuştu.

 

İbrahim Yucal: Vural Bey,  Silivri yaklaşık 150.000 nüfuslu bir ilçe.  Yani Anadolu’da küçük bir il kadar nüfusu var. Ama partilerin aday adayları sayısına baktığımızda onlarca aday adayı var. Sizce bunun nedeni nedir? Silivri neden farklı? Neden bu kadar çok aday adayı var?

Vural Sönmez: Burada sorunuzu iki farklı kimlikle cevaplamak istiyorum. Silivrili Vural sönmez olarak vereceğim cevap, oldukça karamsar.  Bu kadarcık bir nüfusta sorunlar çoksa, ya da çözümsüz görünüyorsa ve çözme konuda umutlar zayıfsa, çözüm önerilerinin artması da doğaldır. Demek ki sorunlar çok ve çeşitli. Bu da ister istemez çözüm arayışını artırıyor. Ben dahil tüm adayların bu konuya dikkat etmesi lazım.  Silivri’de yaşayan insanlar bu kadar çok aday adayının çıkmasını normal karşılıyorlarsa, demek ki basit ve sıradan çözümleri değil en iyi çözümü görmek istiyorlar. Ya da sorunlarını en iyi bileni arıyorlar. Aday adayları da bunu görüyor ki bir başka aday adayından daha iyi sorunları bildiğini düşünerek adaylığını açıklıyor.
Sorunuzu bu defa İstanbullu Vural Sönmez olarak cevaplayayım. Biliyorsunuz uzun yıllardır neredeyse unuttuk Silivrili olmak yanında İstanbullu olduğumuzu. Silivri maalesef  İstanbul’dan öyle koptu ki .
Bugün maalesef daha düne kadar ortada olmayan bir Beylikdüzü bir Çekmeköy kadar bile İstanbullu hissedemiyoruz. Silivri, yaz aylarında ne kadar cıvıl cıvıl ise kış aylarında o kadar sönük. Adeta bir Sovyet kenti gibi, gri ve ruhsuz. Bu da insanları çileden çıkarıyor.  Çarşılar boşalıyor. Sokaklar ıssızlaşıyor.  Sahil bandı dışında  Silivri’nin İstanbul’un bir parçası olduğunu hissedemiyorsunuz.
Bu da doğal olarak insanlarda İstanbul’a tekrar kavuşma isteği ortaya çıkarıyor. Silivri’nin İstanbul’un  bir parçası olmasını sağlayacak güçlü bir vizyon gerekiyor.  Yani bir taraftan 150.000 lik bir ilçede yaşıyorsunuz ama diğer taraftan 20 milyonluk bir şehirle bütünleşmeye çalışıyorsunuz. Bu da siyasete olan talebi artırıyor. Siyaset bu kadar önemli olunca da adayların çoğalması gayet normal.

İbrahim Yucal: Peki bu kadar aday adayı içinde sizi farklı kılan nedir? Yani insanların diğer adaylarda bulamadığı, sizde bulacağı ne olacak?

Vural Sönmez: Bu İnsanın kişisel hikayesi ile ilgili. Bakın siyasette de iş yaşamında da bazı tesadüfler hayata bakış açınızı etkiliyor. Benim hayat hikayem de böyle dönüm noktaları var ve bakış açımı etkiledi.
Şimdi siyasette de bunu ortaya koyuyorum.Ben Silivri Çanta Köylüyüm. Yani köy çocuğu kimliğim var. Ama Çorlu’da doğdum. Çünkü Silivri’de hastane olmadığından Çorlu’da hastanede doğmuşum. Yani o devirde Silivri imkânları kıt bir kasaba. Yani kasabalıyım. Marmara Üniversitesi’nde iki yıl bilgisayar programcılığı okudum. Yani İstanbulluyum.  Bunlar yan yana gelince zaten kişiliğiniz zenginleşir. Ama 5 yılda Kıbrıs’ta çok farklı ülkelerden insanların eğitim gördüğü bir Amerikan üniversitesinde Mimarlık okudum. Dünyanın 30 a yakın ülkesinden insanları ve bunlar aracılığıyla ülkelerini, kültürlerini tanıma fırsatım oldu. Tabi bir de Amerikan üniversitesi’nin sunduğu Avrupalı, Amerikalı hocalarımız oldu. Şimdi buna da bakarsak Çanta Köy’den başlayan ilginç, maceralı bir hayat hikayesi. Tabi bu durum, yeri geldiğinde bir köylüyle kahvede köyün, yeri geldiğinde bir uluslararası toplantıda dünyanın sorunlarını konuşma yeteneği kazandırıyor. 

 

İbrahim Yucal: Bu arka planınız  Silivri’ye yansıyacak mı?

Vural Sönmez: Evet. Yansıyacak. Bu bakımdan Silivri’de yaşadığım, Silivrili olduğum için şanslıyım.
Çünkü Silivri köy ve kent nüfusunun iç içe yaşadığı bir yer.  İşim icabı Silivri’nin bir köyündeki inşaata gittiğimde de ya da İstanbul’da mimarlıkla ilgili bir toplantıya katıldığımda da yabancılık çekmiyorum. Silivri’ye sanıyorum bu noktada bu özelliğimle faydalı olabilirim. 20 yıllık bir mimar olarak neredeyse mahalle mahalle sokak sokak insanları tanıyorum. Onların Silivri’ye neden göç ettiklerini, nasıl hayata tutunduklarını, nasıl mücadele ettiklerini, dişlerinden tırnaklarından artırdıkları birikimlerle bir ev sahibi olmak istediklerini, çocuklarının geleceğini garantiye almak istediklerini, mutlu ve huzurlu bir yerde yaşama isteklerini biliyorum.  Silivri gelişirse  bu insanlar  kendilerini, geleceklerini güvende hissedecekler.Geldikleri memleketlerinde bile kapı komşularıyla ideolojik yada mezhepsel ya da kültürel nedenlerle kanlı bıçaklı olmuş insanlar Silivri’de barış içinde yaşıyor ve huzurlu. İstedikleri tek şey iyi koşullarda yaşamak ve çocuklarını iyi bir kentte yetiştirmek. Ben bireysel hikayemde hayattan aynı şeyleri bekliyorum ve eğer belediye başkanı olursam faydam olacağına inanıyorum.

 

İbrahim Yucal: Bu  düşüncelerinizi Silivri’ye anlatabildiniz mi? Kampanyanız nasıl gidiyor? Özellikle sosyal medya ağırlıklı bir kampanya yürüttüğünüzü, çarşı pazara pek çıkmadığınızı görüyoruz. Bu bilinçli bir strateji mi?

 

Vural Sönmez: Biliyorsunuz partimiz henüz Silivri adayını açıklamadı. Diğer dokuz aday adayı arkadaşımızla partimizin yetkili kurulunun vereceği nihai kararı bekliyoruz.Tabi bu aday adaylığı sürecinde iki kriter etkili olacak. Birincisi, bir partinin adayı olarak seçmeni oy vermeye ikna edecek  biri olup olmadığımız dikkate alınacak. Ben bu noktada oldukça huzurluyum. Hatırlarsanız partimizin kurulduğu dönemde Silivri’de Adalet ve Kalkınma Partisi ilçe teşkilatını kurdum ve ilk ilçe başkanlığını yaptım. O dönem 30 yaşında genç bir mimar olarak sanıyorum elimden geleni yaptım.
Kaldı ki 20 yıldır bir mimar olarak Silivri’nin gezmediğim köyü mahallesi kalmadı. İnsanlarla yüz yüze ilişki kurma konusunda  da oldukça mutluyum. de Bu sadece mesleki bir durum değil. Yüzlerce düğün, sünnet, nişan, cenaze, hasta ziyareti. . Aynı zamanda Silivri’de yaşayan, Silivrili bir insan olarak  buda benim huzurlu olduğum bir konu. Dolayısıyla aslında  Vural Sönmez yarın aday olursa insanları ikna edebilir mi?  20 yıllık meslek hayatım, 41 yıllık hayatım, kuşakları bulan aile geçmişim dikkate alınırsa evet.  Ama son birkaç ay da bunu ayrıca ispatlamak için sokağa çıkmalı mıyım?
Bakın kampanya sürecinde bir iki arkadaşımla bu konuyu konuştuk. Bu süreçte Vural Sönmez Silivri insanıyla ne kadar tanışıyor sorunu  değil mesele. Neticede muhtar seçilmeyecek. Yani kim gelirse gelsin aynı ikametgah ilmuhaberini verecek meselesi değil. Bir belediye başkanı olarak ne hizmet üretecek? İnsanlar da Genel Merkezimiz de bunu görmeli. Ve sosyal medyaya ağırlık verme kararı verdim.

İbrahim Yucal: Silivri’yi baştan aşağı dönüştürmek istiyorsunuz! Zor olmayacak mı sadece merkezler mi yapacak bunu?

Vural Sönmez: Projelerimizin  üç boyutu var ve tüm projelerimizde bu üç boyut mutlaka olacak. Birinci boyut, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ülkenin her yerinde ve İstanbul’da uyguladığı makro projeler.
Ama bunların Silivri’ye gelmesi için ilçe belediyesi olarak tamamlayıcı yerel yatırımları yapmak gerekli. Bunları mutlaka yapmak geekiyor. Örneğin deniz otobüsü Silivri’ye gelmeli. Ama bunun için iskele ve tesis alanını belirlemeli, düzenlemesini yapmalısınız. Bu ilçe belediyesi bunu yapmadıktan sonra kalkıp Büyükşehir deniz otobüsü getirmiyor diye yaygara yapmanın anlamı yok. Sonuçta bu deniz otobüsünü nereye yanaştırıp, yolcuyu hangi iskeleden alacaksınız? Metrobüs gelmeli. Ama bunun için bir güzergah planlaması yapmalı ve iç arterleri, erişim altyapısını hazırlamalısınız. İşte bunları ilçe belediyesi olarak yerel düzeyde hazırlamaya dönük ulaşım, ulaştırma, alt ve üst yapı projelerimiz var.
İkinci boyut ise yatırım projelerinin mutlaka Project Cycle Management yani Proje Döngüsü yönetimi ile ele alınması olacak. Her projemiz mutlaka çevre ve ekonomiyi aynı ölçekte önemseyen, süresi, bütçesi, hedefleri, amaçları ve diğer teknik tarafları ile sorunları çözen bir fonksiyona sahip olacak.
Bugün İstanbul’un Batı Büyüme Aksında yer alan, 1/100000 gelişim planında İstanbul’un gelişeceği ikinci yön olarak belirlenen bir ilçeden bahsediyoruz. Öyle çay bahçeleri, festivaller, makyaj yatırımlarla kaybedilecek zamanımız yok. Kentsel dönüşüm örneğin: Kimseyi yerinden yurdundan etmeden kaliteli ve güvenli binaları ancak bu şekilde yapabiliriz.

İbrahim Yucal: Bu tempo, açığı kapatacak mı? Yani sonuçta bir ilçe belediyesinden söz ediyoruz!

Vural Sönmez: Tabi ki kapatabilir. Silivri deniz lojistik merkezi, kara lojistik merkezi, liman yatırımlarına ev sahipliği yatırımları, benzer yatırımları bu ülkeye hangi parti kazandırdıysa o partinin yapabileceği, o vizyondaki bir ilçe belediyesinin de bu yatırımların gerçekleşmesini kolaylaştıracağı anlaşılmalı.
Biz de Silivri’nin 3 yıldır kamuoyunu meşgul eden devlet ve özel üniversitelerine kavuşmasını istiyoruz. Ama bu yatırım ancak siz ilçe belediyesi olarak yapmanız gerekenleri yaparsanız gelir.
Siz alt ve üst yapısında üzerinize düşeni yapmazsanız üniversite gelmez. Sonra bunu kalkıp Büyükşehir engelledi diye sunmak yanlış bir yöntemdir. Şurada iki köyün asfaltını yapamayan bir belediye olarak kocaman kampüsleri nasıl destekleyeceksiniz?
Üçüncü boyut ise bizim fırsatları değerlendirmek olarak tanımlayacağımız projeler.
Silivri bu gün İstanbul’un Marmara Denizi’ne en uzun kıyısı olan ilçesi. 41 Km kıyısı var. Üstelik iki komşu ülkeye ve Avrupa’ya ülkemizi bağlayan karayolu ilçemizden geçiyor. Dahası Silivri, İstanbul’un en geniş alana sahip, ormanı, gölü, nehiri, otlakları, meraları, doğal kaynakları olan bir ilçesi.  Bunların hepsi, İstanbul’da ve Türkiye’de yapılması düşünülen dev projelere ev sahibi olma fırsatı veriyor. Biz adeta bir kalkınma ajansı gibi bu fırsatları değerlendirmek için de projeler hazırlayıp kamu ve özel sektöre sunacağız. Örneğin Haydarpaşa Limanı İstanbul’dan çıkıyor. Neden Silivri’ye taşınmasın? Örneğin Veliefendi Hipodromu taşınıyor. Neden Silivri’ye taşınmasın? Örneğin İstanbul’da uluslar arası fuar alanları taşınıyor. Neden Bu fuarlar, konferanslar Silivri’de olmasın. Bunlar binlerce insana iş demek. Yüzbinlerce insanın Silivri’ye gelmesi, Silivri ekonomisinin gelişmesi demek.

İbrahim Yucal: Sizce bu kapsamda bir proje gündemi Silivri için fazla değil mi? Vural Bey yanlış anlamayın. Bu projelerde hayal kısmı mı fazla, gerçek kısmı mı?

Vural Sönmez: Projelerimizi afaki ve şov amaçlı hazırlamadık. 73 projemizin hepsi partimizin ar-ge çalışmalarında görevli, ülkemizin en değerli beyinlerinin eseri. Kimi projelerimiz gerek Avrupa Birliği ve gerekse Birleşmiş Milletler gibi uluslar arası kurumların projelerine katılmış uzmanların eseri. Hepsi, 1 Nisan günü masaya konulup, gün, saat, yer itibariyle uygulamaya geçecek ciddi projeler. Lütfen sevgili vatandaşlarımız ama özellikle genç kardeşlerimiz internet sitemizden bunları incelesinler.

İbrahim Yucal: Peki Vural Bey Cemaatten misiniz?

Vural Sönmez: Hayır. Değilim. İşin doğrusu  da şudur: Ben 41 yaşındayım. Yani cemaatin doğuşu ve gelişimi konusunda yeteri kadar gözlemim var. Bence cemaat var olma nedeni olan tasavvuf alanına tekrar geri dönmeli. Başbakanımızın güzel bir tespiti var. Siyaset, sandık dışından gelerek siyaset yapmak isteyenler için her zaman yıkıcıdır ve eğer sandıkla gelmiyorsanız hem kendinizi hemde siyaseti zor durumda bırakırsınız.  Bugün bu durum var. Çünkü din de, bilim de bir doğruya ulaşmaya çalışılır. Ama siyasette bir doğru yoktur. Örneğin siz ülkede domates konusuna el atacaksanız bir parti gelir domates yetiştirmeyi teşvik eder. Diğer parti ithal edelim der. Bir başka parti domatesi yetiştirmeyelim, yerine başka sebze yetiştirelim der. Millet sandığa gider nihayetinde oy verdiği parti de oy vermediği parti de alternatif göstermek zorunda.
Ama din öyle mi? Tasavvuf öyle mi? Alternatif gösteremez? İkisinde de bir doğruyu elde edebilmek için tükenmeyen bir çaba var.  Oysa siyaset yapısı gereği sizi alternatif göstermeye zorlayacak.  Ya da siz zorlayacaksınız. Osmanlı buna izin vermedi. Atatürk’de buna izin vermedi.  Örneğin Mevlevilik her iki dönemde de saygınlığını korudu.  Bazen padişahlar Mevlevi oldu ama sorun yaşanmadı.  Şu an böyle bir kilitlenme söz konusu.

 

İbrahim Yucal: Sayın Sönmez, bu özel ve güzel röportaj için çok teşekkür ederiz.

 

Vural Sönmez: Ben teşekkür ederim. Sevgiler.




 

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol