Silivri Facebook

HayKonfed Destek İstedi…

HayKonfed Destek İstedi…

Belediyelerin de CEZA KAPSAMINA alınmasını, dağa taşa yazın, yere göğe haykırın.. Belediye bakımevleri hayvanların ESİR EDİLDİKLERİ ÖLÜM KAMPI halinde. Tasarıda sadece ŞAHISLARA ceza var. Belediyelere CEZA yok. Orman Su İşleri Bakanlığı ve "İl Hayvanları Koruma Kurullarının" BELEDİYELER üzerinde idari yaptırım yetkisi yok. Bu tasarı kanunlaşırsa, belediyeler KATLİAMLARINI artırarak devam ettirecekler.. Belediyeler de CEZA KAPSAMINA alınmalı.. Nesrin Çıtırık/ HayKonfed Başkanı..

TASARIYA İLİŞKİN GÖRÜŞ ve ÖNERİLER;
Bu haliyle tasarı, hayvanları ve onların haklarını korumaktan oldukça uzaktır. Tasarı, 

1- Tasarı, belediyelerin sorumluluğunu göz ardı etmektedir ve bu durum belediyeler için cezasızlığa yol açacaktır. Mevcut mevzuat kapsamında, belediyelerin hayvanları zaten koruması, bakımevleri kurarak KISIRLAŞTIRILMALARINI ve tedavilerini yaparak üremelerini kontrol altına almaları gerekirken, BELEDİYELER bunu yapmadığı için “kısırlaştırılmadığı için kontrolsüz olarak çoğalan hayvanları vuran, öldüren, zehirleyen, canlı canlı gömen, kışın kar altında yazın da susuzluktan ölecekleri ıssız uzak kırsala atan, bakımevi denilen ölüm kamplarında acılı ölümlere mahkum eden” belediye çalışanları ile emri veren yetkililer hakkında taslak metinde hiçbir düzenleme yapılmamıştır. Toplu katliam ve kıyımların başlıca faili olan yerel yönetimler, adeta KATLİAMLARI RAHATÇA DEVAM ETTİRMELERİ için cezai kapsam dışında bırakılmışlardır. 

KONUYA İLİŞKİN TALEP: Katliamların durması için tasarıda belediyelerin de cezai sorumluluk altına alınmaları hususu mutlaka düzenlenmelidir.

2. Hayvanları Koruma Kanunu’nun uygulanmasını sağlamakla yükümlü Orman Su İşleri Bakanlığı’nın ise kanunu uygulamayan ve hayvanlara zulmeden belediyeler üzerinde idari yaptırım yetkisi olmadığı için, “cezası ve yaptırımı olmayan yasa maddelerini” belediyeler uygulamamaya ve şimdiye kadar olduğu gibi katletmeye devam edecekler. Toplu ihlal ve katliamların başlıca faili olan yerel yönetimler, bu tasarıda da idari yaptırım kapsamı dışında bırakılarak, belediye katliamlarının adeta devamına imkan sağlanmıştır.

KONUYA İLİŞKİN TALEP: Bakanlığın belediyeler üzerinde idari yaptırım yetkisi sağlanmalıdır.

3. Yasa gereği olarak oluşturulan İl Hayvanları Koruma Kurullarının da belediyeler üzerinde bir idari yaptırım yetkisi yoktur. Alınan kararlar belediyelerce dikkate alınmamakta, toplantılara katılması gereken Belediye Başkanları toplantıya katılmadıkları gibi, çoğu kez karar alma yetkisi olmayın bakımevi veterinerini veya bir idari personeli toplantıya yollamaktadırlar. 

KONUYA İLİŞKİN TALEP: İl Hayvanları Koruma Kurulu'nun aldığı kararlar için belediyeler üzerinde idari yaptırım yetkisi olmalıdır. 

4. Hayvanlara yönelik ihlallerde, savcılıklara müracaat edilmesinde Orman Su İşleri Bakanlığı görevlileri yetkili kılınmıştır. Suçların soruşturulması için “Orman ve Su İşleri Bakanlığı'ndan yazılı başvuru” şartı aranması keyfi uygulamalara yol açacaktır. Tasarı, Bakanlığın yazılı müracaatı şartı korunarak yasalaştığı takdirde, A) SAHİPLİ HAYVANLAR için hayvan sahiplerinin; B) SAHİPSİZ HAYVANLAR İÇİN ise Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın müracaatı şartı aranacaktır. Sahipsiz hayvanlara yönelen şiddet eylemleri açısından Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın iş yükü çok artacağı için, mevcut durumda bile talebe cevap veremeyen Bakanlığın bununla başa çıkamayacağı açıktır. 

KONUYA İLİŞKİN TALEP: İster sahipli isterse sahipsiz olsun, hayvanlara yönelen her türlü şiddet eylemi için ŞİKAYET ŞARTI kaldırılmalıdır. Hayvanların yaşama hakkını güvence altına almayı amaçlayan bir düzenleme, insanların şikayetçi olmaları şartına bağlanamaz. Konu cumhuriyet savcılıkları tarafından re’sen soruşturulmalı; bunun yanı sıra, İlgili Meslek Odaları, STK lar, Yerel Hayvan Koruma Görevlileri ve BAROLARIN HAYVAN HAKLARI KOMİSYONLARI ve GÖNÜLLÜLER savcılıklara müracaat etme konusunda yetkili kılınmalıdır. 

5. Tasarıda yer bulan hapis cezaları ertelenebilecek, adli para cezasına çevrilebilecektir. Bu nedenle, cezai müeyyideler caydırıcı değildir. Basına yansıyan açıklamalarda 4,5 yıl ceza öne çıkarılıyorsa da tasarı metninin tamamında görülmektedir ki “Sahipli veya sahipsiz hayvana acımasız ve zalimce muamelede bulunan veya eziyet eden ya da haklı bir neden olmaksızın öldürene 4 AYDAN 3 yıla kadar hapis cezası” öngörülmüştür. 

KONUYA İLİŞKİN TALEP: hayvana yönelen şiddet eylemlerinin cezasının alt sınırının en az 2 yıl hapis cezası olmasıdır. Aksi takdirde verilen adli hapis cezaları para cezasına çevrilebilir, ertelenebilir ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Dolayısıyla iki yılın altında verilecek cezalar caydırıcılık bakımından yetersizdir.

6-Hayvana tecavüz suçtur, faillere ertelemesiz hapis cezası öngörülmelidir.Tasarıda hayvana tecavüz fiili açıktan suç olarak tanımlanarak cezalandırılmamıştır, bu fiil için sadece 2.000 TL idari para cezası öngörülmektedir. Ayrıca hayvanla cinsel ilişki ifadesi tasarıda yer almaktadır. Burada cinsel ilişki değil TECAVÜZ ve PATOLOJİK KİŞİLİK yapısı söz konusudur.

KONUYA İLİŞKİN TALEP: Hayvan bedeni ve psikolojisi üzerinde tarif edilemez yaralanmalara neden olan bu cinsel şiddet ve işkence fiili, idari para cezası ile geçiştirilebilecek bir suç değildir, mutlaka alt sınırı 2 yıldan az olmayacak şekilde ayrı bir başlıkla cezai müeyyideye bağlanmalıdır.

7-Tasarıdaki idari para cezaları yetersiz ve orantısızdır. Tasarı ile değiştirilmek istenen idari para cezalarının miktarları orantısız bir şekilde belirlenmiş olup bu cezalar, hayvan hakları ihlallerini engellemek açısından oldukça yetersizdir. Mevcut Kanunda yasak olarak belirlenen haksız fiiller ile taslaktaki idari para cezaları karşılaştırıldığında, ciddi bir orantısızlık olduğu ve bu orantısızlığın da kanunun maksadı ve lafzı ile belirgin şekilde çeliştiği görülmektedir. Bu haliyle tasarıda yer alan idari para cezaları, hayvanlara karşı işlenen suçların önüne kesinlikle geçemeyecek, 700 TL’si olan her şahsa hayvanı terk etme, 2000 TL'si olan her şahsa, istediği kadar hayvana dilediğince tecavüz etme, işkence etme hakkını tanıyacaktır.

SONUÇ: Tasarı, hayvanlara gerçekten koruma sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.

Basında yer bulan ve ülkemizdeki haklara, yaşama saygılı, duyarlı insanlara “müjde” olarak duyurulan taslak, ne yazık ki hayvanların sorunlarını çözemeyecek, onlara karşı işlenen suçları engelleyemeyecektir.

Başta belediyelerin “ceza” kapsamına alınması ve Orman Su İşleri Bakanlığına ve İl Hayvanları Koruma Kurulu'na belediyeler üzerinde idari yaptırım yetkisinin verilmesi olmak üzere, yukarıda yer verdiğimiz başlıklar kapsamında, “hayvan”, “suçlar”, “cezalar”, “suçun failleri”, “idari ve adli soruşturma-kovuşturma yolları” konularının muğlaklıktan uzak, herkesin anlayabileceği ve kolaylıkla adalete ulaşabileceği şekilde net olarak tanımlanmalıdır. 

Ayrıca, bu tasarının, ülkemizi de bağlayan “Paris İlkeleri” ve “Sivil Toplumun Karar Verme Sürecine Katılımıyla İlgili İyi Uygulama İlkeleri” dikkate alınarak Türkiye Barolar Birliği'nin, baroların hayvan hakları komisyonlarının ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alınarak, hayvanlara gerçekten koruma sağlayacak şekilde düzenlemesini talep ediyoruz.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol