Silivri Facebook

Ve İstifa Etti
 
Kaynak : Değişim Gazetesi
 
Yaklaşık 10 senedir Demokratik Parti içinde çalışmalarını sürdüren DP Silivri Kadın Kolları Başkanı Zuhal Alptekin Pamuk, partiden istifa ettiğini açıkladı. Partide birçok kişinin saman altından su yürüttüğünü, DP Silivri eski İlçe Başkanı Salih Yazıcı’nın yüzüne ayrı, arkasından ayrı konuşmalar yapıldığını öne süren Alptekin, DP’de yalakalık yapan birçok insan olduğunu belirtti.
 
Çok ciddi bir teklif gelirse işbaşı yaparım.
Farklı bir partiye geçmek gibi bir düşüncesini olmadığını söyleyen Alptekin “Farklı bir partiye geçmek, benim yapıma yakışmayacak bir hareket olur. Ben onu bir ihanet olarak düşünürüm. Bir süre kafamı dinlemek istiyorum. Birkaç gün düşünüp bir karar vereceğim. Ben bu kadar sene çırpınmışım. Sadece çok ciddi bir teklif gelirse işbaşı yaparım. Oradan oraya gezmek bana saçma geliyor.
 
Önce benim huzurum ve ekmek param önemli. Bir arabamız çalındı. Çok sıkıntı çektik ama bir kişi gelip halimi sormadı. O zaman benim eşim, çocuklarım, evim önemlidir. Benim ekmek param her şeyden önemlidir. Benim karnım doysun, içim huzurlu olsun ki sosyal faaliyetlerde bulunup verimli olayım. Huzurlu olmazsam nasıl verimli olayım. Ama bu herkes için geçerli değil. Yalakalık yaparak peşlerinde dolaşan çok var. Ben Ankara’da da çok sevilen bir insanım. Bunu başkanım da bilir. Çünkü ben çizgimi hiç bozmadım.
 
Ben kendi yapımda yardımlaşmayı seven biriyim. Benim için siyaset budur. Ben siyaset yapıyorum, politika değil. Ben bir dava kadınıyım. Ben siyaset yapıyorum, politika yapmıyorum. Politikayı her alanda yaparsınız ama siyaseti yapamazsınız. Hakiki davacı insan, siyaset insanıdır. Ben buyum. Benim ne yerel basınla, ne bir başka kimseyle bir sorunum olmadı. Hepinizi de çok seviyorum. Benim çalışmalarımı takdir edersiniz herhalde. Çünkü ben çok çalışma yaptım. Ama son zamanda duruldum.
 
Ben yapı olarak hiçbir şeyden yılmayan biriyim. Bir işin altına elimi attığımda, o işi yapmadan bırakmam. Ben bu konuda iddialıyım.” şeklinde konuştu.
 
Siyaset yapmamış insanlar ahkâm kesmeye başladı.
Alptekin konuşmalarına şu sözlerle devam etti “Benim senelerdir gördüğüm, DP’de ve birçok partide bir tüzük vardır. Bu tüzüğe uyularak hareket edilir. Ben burada kimseyi kişisel olarak suçlamıyorum. Salih başkanda bu konuda çok zor durumda kalıyordu. Benim yönetimden hiç kimseyle bir sorunum yok. Hepsi ellerinden geldiği şekilde, kendi çaplarında çalışıyorlar. Benim zoruma giden, bir insana değeri kadar değer vereceksin, yoksa değerini kaybedersin. Ben partide bunu görmedim. Çok fazla değerler verilmeye başlandı. Daha önce hiç siyaset yapmamış insanlar oraya gelip, ilgiyi, alakayı görünce ahkam kesmeye başladılar. Sizi dinlemeye başladı, ilçe başkanını dinlememeye başladı, teşkilat başkanını dinlememeye başladı. Ben bunu görüyordum. Hiç kimseyi de suçlamıyorum. Ama bir tüzük var. Bana dışarıda sizin tüzüğünüz nasıl deniyor. Bu benim zoruma gidiyor. Ben bu partide 9- 10 sene geçirdim, bizim olan tüzüğümüzü biliyorum. Sizinki nasıl bir tüzük? Alıyorsunuz, veriyorsunuz, çıkartıyorsunuz diyorlar. Ne olursa olsun ben mücadele veriyorum. Orası benim ilçe teşkilatım. Ben onları korumak zorundayım. Ama insanların ağzı torba değil ki büzesin. Dün şu başkandın, bugün bu başkan oldun. Nasıl oluyor bu? İnsanlara farklı şekilde cevap verip onları koruyorsun ama kendine sorduğun sorular farklı oluyor.
 
Ben yönetim toplantılarına da gidip onları dinliyordum, izliyordum ve çıkıyordum. Aralarında o kadar çok şey istiyorlar, o kadar çok konuşuyorlar. Sayın Salih Yazıcı içeri girdiği zaman herkes tabi başkanım, olur başkanım diyor. Önce yardım edeceksin ki, konuşmaya hak kazanasın. Kendisini takdir etmek gerekir, Salih Yazıcı tek başına birçok şeyin altından kalktı. 100 tane yere telefon açıyorsun, herkes tamam geliriz, yaparız diyor ama o gün geldiğinde kimseye ulaşamıyorsun. Ettiğin telefon paralarına mı acırsın, vaktine mi acırsın. Yoksa sözünün dinlenmediğine mi acırsın. O zaman geçin karşısına, beğenmediğiniz şeyleri varsa yüzüne söyleyin.”
 
Lay lay lomla siyaset yapılmaz.
Partiden ayrılacağımı bildirmek için ilk İl’e haber verdiğini söyleyen Alptekin “Dün İl’den arandım. Yapma dedikleri halde, yok yoruldum dedim. Çünkü bu şekilde huzursun devam edersem insanları kırardım. Evimde, işimde, arabam çalındı bazı huzursuzluklar yaşıyorum. Partiye gidip bu sorunları onlara yansıtmak istemedim. Ben dört dörtlüğüm demiyorum. Bu kadar çalışan biriydin, ne oldu sana diye bir kere soruldu mu? Sorulmadı. Anca koş. Ben amigo falan değilim ki.
 
Çoğunluk her zaman insanı mutlu eder. Bu ne konuda olursa olsun. Daha verimli, daha başarılı, daha çalışkan olursun. Ama ilçe teşkilatı olarak biz elimizden gelen her şeyi yaptığımıza inanıyorum. Belli hataların dışında inanıyorum ve gördüm. Çok ciddi koşturanlar da var. Siyasete, partilere bu bir geçek ki herkes farklı amaçlarla gelir. Herkes siyaset yapmak için gelmez. Mühim olan, parti için gerçek siyaset yapacak adamları bulup getirmektir. Getirmediğin zaman orada lay lay lomdan başka hiçbir şey olmaz.
 
Benim gözlemlediğim Silivri’de bir kere Şaban Bey dedikleri bir başkanımız belediye başkanlığı yapmış. Onun dışında herhalde hep CHP almış. Belli ki burada CHP kişisel olarak çok. Biz partimiz adına koşarız ama buranın oturmuş bir kökeni var. Bu partiye bakış açısı çok farklı olan insanlar var.” dedi.
 
Üstüne basarak söylüyorum bu tüzük DP’nin tüzüğü değil.
Alptekin konuşmasına şu sözlerle devam etti “Onlar zannediyorlar ki ben 1 aydır oraya gitmiyorum ama takdir ederlerse, başkanımız Salih Yazıcı’da takdir ederse ben oturduğum yerden evimin önündeki kanalizasyon durumunu, emniyet içine gitmişim, onlara yardımlarımda dolayı plaketimi almışım, kartlarımı almışım, İstanbul’dan oranın başkanı gelmiş beni ziyaret etmiş. Bunun dışında birçok etkinliği oturduğum yerde yaptım. Bir yere gidemiyorum ama işyerimden yine sesimi duyurmuşum. Gazetelerde çıkıp etkinliklerimi belli etmişim. Bana başka partilerden tebrik telefonları geldi. Bu plaketi aldığım için Emniyet Müdürümüz bile bana teşekkür etti. Gazeteleri acaba DP okumuyor muydu hiç? Bir tanesi bana telefon açıp teşekkür etme lutfunda bulunamadı. Yoksa bizim tüzüğümüzde teşekkür yok mu? Herhalde bizim tüzüğümüzde teşekkür yok.
 
Ben Kavaklı’nın insanlarını çok seviyorum. Onlarla çok çalıştım. Ama ilçenin politikası böyle mi diye düşünmeye başladım. Bunun üstüne basa basa söylüyorum. Bu tüzük DP’nin tüzüğü değil. Bunu Silivri bilsin. DP ile buranın tüzüğünü bir tutmasınlar. Bu ilçe yönetiminin ve başkanın tüzüğü herhalde. Bana gelen laflardan ben artık rahatsız olmaya başladım. Ben 1 buçuk seneden beri yapılan siyaseti söylüyorum. Daha önceyi bilemem. Burada değildim. Ama şunun da duyumlarını alıyorum. Önceden çoğu zaman parti binası kapalıymış. Doğru dürüst gidilmiyormuş. Ben geldiğimden beri değil 1 gün, yarım saat bile kapının kapalı olmadığını görmedim. Hep açıktı. Salih Yazıcı’da sabah gelir, akşam gider oradan. Benim tek rahatsız olduğum DP’nin bu olmaması. DP bu değil. Herkes bir şeyler yapmak için konuşuyordu. Salih Bey’de bunalıp tama yapın diyordu. Bakıyorduk yine bir şey yok. Baştaki insanlar toplama değil, siyaset yapacak insanları bulup getirmeliler bir yere gelmek için.
 
Yolları açık olsun. İnşallah başarırlar. Benim kısa bir süre önce evlilik yaptığım eşim CHP’li. Birtakım söylentiler olacaktır. Ama şunu bütün Silivri halkının bilmesini istiyorum. Benim eşim, bana siyasetle ilgili hiçbir zaman asla karışmadı ve çok demokratik davrandı. Bizim parti toplantılarımıza beni götürdü, gerekirse kapıda bekledi, gerekirse içeri girdi. Bende aynı şartlar altında, istedikleri kadar kızsalar da bende CHP’nin içinde bulundum. Çünkü benim orda dostlarım var, sevdiğim insanlar var. Siyaset düşmanlık değildir. Bu konunun eşimle bir ilgisi yok. Sadece uğraşmaktan yoruldum. Bu tüzük altında çalışmak istemiyorum. Onlara başarılar diliyorum. Tabi ki bir şeylere karar vereceğim ama biraz kafamı dinleyeceğim. Herkesin, bütün partilerin yolları açık olsun. Hak eden kazansın.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol