Avukat Şeref Demirtaş’ın , HAZİNE AVUKATI olarak ilk görev yeri, yanılmıyorsam 5 yıl önce Silivri oldu.
Çok çalışkan, faal ve de neşeli bir avukat idi. Şu an, kendi isteği ile Ankara da aynı görevi icra ediyor.
Eşi Silivri İcra müdürlüğünde müdür yardımcısı olan ailenin bir oğulları hayatlarına tat katıyordu.
Yanılmıyorsam Şeref bey ,bir ateşli hastalık sonucu çocuk yaşında gözleri görme yeteneğini kaybetti.
Önce kabartma harfleri ile işe koyuldu.Kulakları son derece hassastı. Sonra eğitimine devam ederek HUKUK FAKÜLTESİNDEN başarıla hatta dereceye girerek mezun oldu.
Ankara da bir devlet dairesinde göreve başladı. Oysa Şeref beyin arzusu Avukat olarak devletin menfaatlerini mahkemelerde savunmaktı.
Dileği oldu.İstanbul Silivri ye HAZİNE AVUKATI olarak
tayini çıktı. Aynı büroda başka bir avukat hanımla birlikte avukatlık yapıyordu.
İlk günler de duruşmaya çıkmadan , en az 1 gün önce dosyanın muhteviyatını büroda görevli memure Gülçin hn.
sayfa sayfa okuyordu.
Not tutma imkanı olmadığı için,mahkemede söyleyeceği sözleri hafızasına not ediyordu.
Hakikaten ilk aylar zorlu geçti.Avukat Şeref Demirtaş yılmadı.Aldığı maaşları olduğu gibi TEKNİK ARAÇLARA yatırdı.
Artık içi rahattı.USA dan özel bir cihaz getirmişti.Bu cihazın özelliği dava dosyasının sayfalarını aynen fotokopi makinesi gibi koyuyor ve düğmeye basıyordu.
Kulağında ki kulaklığa, makine sayfada ki yazıyı aynen ve teker teker okuyordu.
Diğer elinde ki teybe de notlarını sesli aktarıyordu.
Bilahare en çok 2 kez teybi dinlemesi kendisine yetiyordu.
İnanın Avukat Şeref bey adeta zirve yapıyordu. Mahkemeleri kazanıyor ,devletin menfaatlerini koruyordu.
Avukat şeref bey eski Adliye binasında ve yeni adliye binasında elinde beyaz baston rahatlıkla, normal gören insandan farksız dolaşabiliyor, tüm ihtiyaçlarını karşılar hale gelmiş ve tüm hakim ve avukatların sempatisini kazanmıştı.
İlk göreve başladığı günler idi. Diğer Hazine avukatı bayan heyetle köye keşfe gitmişlerdi.
Aniden ve acil olarak Kamiloba’ da ki meşhur bir otelde yetkili hakimin keşif yapması gerekti.
Bu otel de daha evvel meşru şekilde yasal kumar oynatılıyordu.Kumar oynamak otellerde yasaklanınca,alet ve edevatlar bodrum katına taşındı.
Aklımda kaldığına göre otel sahibinin alacaklı dostları bu makinelere haciz getirdi. Makinelerin maddi değeri belirlenecekti.
Savcı veya hakim bey,bu keşfe HAZİNE AVUKATI da katılsın dedi. Ancak gelecek olan kişinin Avukat Şeref bey olacağı bilinmiyordu.
Nihayet araçlara binildi. Malum otelin bodrumuna inildi. Kumar makineleri üst üste konmuştu.Üstleri de örtülmüştü
Şeref beyin durumu ortaya çıktı.Artık dönüş olamazdı. Çevresinde ki heyette bulunanlar tek tek Şeref beye kumar makinelerinin durumunu anlattı.Hatta elleri ile dokundu.ve hayalinde canlandırıp tespit yapıldı.
Şeref bey tespitin altına HAZİNE AVUKATI olarak imzasını attı.Olayı heyettekiler, otel yetkilileri ve benden başka bilen olmadı.
Olay o gün unutuldu gitti. Silivri den Şeref beye selam
Özcan BÜYÜKOĞLU
Bu olay, haber olarak ilk defa yapıldı.