Silivri Facebook

Bir Gazeteci aranıyor? (Lütfü Ertürk)

Bir dostumuz, yazılarımdan birini yorumlarken;

“Silivri yerel basınında, Silivri Cezaevi'nde yaşanan demokrasi ayıbı konusunda kalem çızıktıracak kimse yok mu?”  Diye sormuştu!

 Arkadaşıma cevap veriyorum;

“Bugün, yine düşünemeyeceğin kadar başım belada/ Köşe başları tutulmuş, üstelik yağmur yağmada, iler-tutar yanı yok/. Fişlenmişim, Adım, eşkâlim bilinmekte… Demiş şair.

 Kısacası, bende diyorum ki; damgalı eşek gibi dolaşıyoruz ortalıkta! Ya sen neredesin? 800 kilometre uzakta! Üstelik rakı balık yapıyorsundur.

Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, A.Taner Kışlalı, Turan Dursun, Metin Göktepe, Hırant Dink… Bunlar bildikleriniz. Bilemediklerinizle birlikte, suikastlara kurban verdiğimiz gazetecilerimizin sayısı 62’ye ulaşıyor.

Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Hikmet Çiçek, Deniz Yıldırım… Bu liste de, tutuklu gazetecilerimizin. Sırada 5 gazeteci daha varmış. Aslında Liste 36 kişilik!

 İster misin, ilk beşe girelim? Madalya şansını yakalarız diye düşünüyorum!

Onlar yandı…

Bunlar yandı…

Çıkamadı, yine karanlıklar aydınlığa…

Bilsem ki; benim yanmamla bitecek karanlıklar, İşte, o zaman derim ki;

Beni Yak, kendini yak, bir kıvılcım yeter. Ben, hazırım bak!

Diyorsun ki; 163 üst rütbeli subay tutuklandı. Silivri’de; bunları yazacak yerel gazeteci yok mu?

Olmaz mı? Her dönem çıkar “Bizim” gibi birileri!

İsterseniz biraz gerilere gidelim!

2007 Yılı Nisan sonlarına doğru. Genel Kurmay Başkanlığı, bir basın açıklaması yaparak; gerek, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve gerekse; Cumhuriyet rejimi hakkında görüş bildirmişlerdi.

Muhtıra dediler, gece yarısı muhtırası dediler. Ordu kışlaya çekilsin dediler.

“Kesintisiz Demokrasi“ yürüyüşleri yapıldı.

Bu arada; CHP’de, dudak ucuyla açıklamalar yapılıyor. Görüş farklılıkları ortaya çıkıyordu. Çünkü o günlerde, aynı zaman da; CHP’de Türbana rozet takma gösterileri düzenleniyordu.

Al sana kesintisiz Demokrasi.
 
Biraz daha gerilere gidelim. Mesela, 1989 yılına; Özal, 163. maddeyi kaldırırken kimler seyrediyordu?

Herkes, 141- 142’yi seyrederken; 163 aradan sıyrıldı.

141- 142 arası 163, yersen…

Al sana kesintisiz 163!

Amerika, arşivlerini açtı.( Bilerek salınıyor)  Toplum mühendisleri harıl, harıl çalışıyor. Karşı devrimler uzmanı Gene Sharp var, içlerinde bunların. Angola’dan, Zimbabwe’ye kadar üzerinde çalışmadığı ülke yok. Renkli ve Çiçekli devrimler hep onun eseridir.

Wikileaks belgeleri ile Dünya’yı çay karıştırır gibi karıştırıyorlar. En son İtalya karıştı.

Bizi karıştıramıyorlar? Çünkü biz pelte olmuşuz.

Sen, bize ne diyorsun?

Çızıktıracak kimse yok mu?

Hani, zorla çizdireceksin beni!

           Bir başka yorumcu arkadaşımız, Niçin, CHP’yi eleştirdiğimi sormuştu? Hatta benim, Ak partili olabileceğimi ima etmişti. Tabi ki; haklılığı yok da değil hani! Eleştirdin mi? Geç karşıya, onlardansın. Oysa bir baksalar geçmişe? Nasıl gelinmiş bu günlere? Bir araştırsalar, belki o zaman daha sıkı sarılacaklardır.

            CHP, 1944’ten bu yana, tarihsel yanlışlığını sürdürüyor. Bu tarihsel yanlışlık sanki parti tüzüğünün bir maddesi gibi yer almış CHP’nin içinde!

            Nedir bu?

            Parti, anlamsız bir şekilde hareket ederek, beslendiği damarları kesip atıyor!

 Nedir bu beslendiği damarlar?

İşçi örgütleri, öğrenci örgütleri, Dernekler, Çevre platformları, köy yerleşkeleri Zaman içersinde bir mirasyedi gibi davranıp, hepsini birer, birer elinden çıkardı.

              Geri kazanım için mücadele yok!

             Genelde, laf yetiştiriyorlar!
        
             Yerelde ise, oturtma yapıyorlar!

             Mutfak kültürümüz yeni bir yemek ismi kazandı!

             Şerefli Oturtma!

             Öyle ya! Yemeğin terbiyelisi oluyor da, şereflisi niye olmasın…

 

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol