Silivri Facebook
banner88

BÜNYE MESELESİ... (LÜTFÜ ERTÜRK)

 

 

 

            

 

             Bünye Meselesi

 

             Halk festivallere alıştı. Resmi bayramları bünyeleri kaldırmıyor artık…

 

             CHP’li dostlarımız 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması sonrasında yakınıyorlar.

 

             Çelenk Koyamadık!

 

             Sanırsın ki; bütün dertleri çelenk koyamamak!

 

             Gözünüze çarptı mı; tören meydanında kaç kişi vardı? Ben söyleyeyim yaklaşık 200 kişi. Bunun 100 kişisini protokole ayır, 20-30 kişide bandosu, mangası, sunucusu dediğinde geri kalır sana 70 kişi. Her zaman sorarız ya; “nerede bu Devlet?” Diye! Bende soruyorum şimdi… “Nerede bu millet?”

 

             Tören Başladı! İstiklal Marşı komutu verildi! O da ne?

 

             Bandonun klarnetçisi, İstiklal Marşını dokuz sekizlik üflüyor. Bandonun şefi, şaşırmış durumda. Eller kollar bir tarafta, bandomu idare ediyor, müziğe mi eşlik ediyor? Belli değil.

 

            O da ne? İlçe Başkanımız, Mümin Tuğlu ayağının ucuyla ritim tutmuş, içi fıkır, fıkır neredeyse çıkacak meydana… Öğretmenimiz, mikrofonun başında İstiklal Marşını söylemeye çalışıyor, hayatta yanlış yapmazdı ama gelin görün ki, o bile şaşırdı. Klarnetçimiz kendinden geçmiş dikmiş klarneti havaya üflüyor… Bir an Aklıma Selamsız Bandosu geldi. Halkımız marşımızı söylemek için bir iki atak yaptı ama nafile…

 

            Günün En güzel görüntüsü, Saadet Partisi’nden geldi. Yasak olmasına aldırmadan Atatürk’e çelenk getirmişler! Ağlamadan ve sızlamadan…

 

            Üç ay boyunca festival yap sonra aniden resmi bayrama gir, olmaz asla olmaz. İnsanın bünyesi bunu kaldıramaz. Öyle aniden ise hiç olmaz.

 

            İllaki birilerine öfkelenmiş gibi yapacağız, birilerine suç atmamız gerekecek.

 

            Çelenk Koyamadık!

 

            Çelenk koymayı falan boş ver, Koy Sibel Can’ı bak, kaç bin kişi topluyorsun!

 

            Ağustos sıcağında çekilir mi şimdi bu seremoni? Üstten güneş, alttan asfalt yakar adamı? Ne güzel çelenkleri bırakıp gidiyorduk değil mi? Şimdi ne diyeceğiz ne anlatacağız halka, bir şeyler söylemek lazım…

 

              Ben, bu yazıyı kaleme alırken; eminim ki sizler, düzenlediğiniz domates şenliğinde meşhur Klarnetçiye eşlik ediyorsunuzdur… Eh, dedik ya; bünye meselesi bu!

 

              Şikâyet ederek siyaset yapılmaz, ters teper. Bakıyorum, hep örgütçüler bir arada ama ortada görünen kimse de yok… Festival oldu mu herkes meydanda…

 

              Şimdi!

 

              Börekti, çörekti, kavundu, karpuzdu, Yoğurttu, pehlivandı, pilavdı, domatesti, Nazım Gecesi, Ramazan Eğlencesi, bayramdı, seyrandı derken 10’un üzerinde eğlence programı tertiplendi.

 

              Belediyenin bünyesindeki ve kiraladığı araçlarla koca yaz, yani 10 hafta boyunca Festivallere insan taşıdılar. Bir gün Silivri’ye; Bir gün Ortaköy’e Bir gün Kadıköy’e… Araçlar, gece yarılarına kadar çalıştı köylere…

 

              Haydi, size bir örgütleme şekli söyleyeyim. Bir daha ki bayramlarda belki işinize yarayabilir. “Muhtarlar Derneği Başkanı Muharrem Eren’e bir ziyarette bulunup, bir çayını içerken, törenle ilgili isteklerinizi aktardığınızda,  Silivri meydanına en az beş bin kişiyi toplardı. (Otobüsleriniz insanımızı taşımaya yetiştiremezdi)

 

              Bırak töreni, Miting yapardınız miting. Ülkeye örnek olurduk. “Türk Köylüsü Ata’sını yalnız bırakmadı” diye manşet atardı, Ulusal Basın…

 

             Dedik ya! Bünye meselesi bu…

          

             

             

 

             

 

             

 

            

            

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol