Silivri Facebook
banner88

ÇEVRECİ BİR RÖPORTAJ... (LÜTFÜ ERTÜRK)

ÇEVRECİ BİR RÖPORTAJ…

Çevreci Bir Röportaj

 

 

       Son günlerde İ.B.Belediyesinin iddialı projelerinden olan Biyolojik arıtma tesisleri ile ilgili açıklamalar, Silivri’nin gündemini günlerdir meşgul etmektedir. Sitemizin köşe yazarı Lütfü ERTÜRK’ün Çevreci çalışmalar içinde olduğunu bildiğimizden kendisi ile bu konu üzerinde röportaj yaparak bilgilerini ve görüşlerini sizlerle paylaşmak istedik… (Kendisinin daha önce Selimpaşa Biyolojik arıtma tesisleri ile ilgili iki yazısı sitemizde yayımlanmıştır.)

 

 

-         Behiye. M.

 

-           görev yaptım ama üye olamadım. Politik olsa gerek!

 

Çevre Derneğinin son basın bildirisinin sonundan başlamak istiyorum. Diyorlar ki; Bizi politize etmeye çalışıyorlar, biz poltikadan uzak duracağız. Siz politize olmamışsanız, çevrecide olamazsınız. Etrafınıza bir bakın, Dünya’ya bir bakın, Doğa savaşçılarına, Greenpeace ve Yeşiller’in çalışmalarına bir bakın…  Aslında bunu en iyi bilenlerden biri de Silivri Çevre Derneği Basın sözcüsü Ertuğrul Akçaoğlu’dur  Türkiye çapında çevre çalışmaları ile tanınır. Bizler, kendi çıkarları için doğayı umarsızca sömüren kapitalizme karşı mücadelemizi vermekteyiz. Ertuğrul bey bu mücadelelere destek veren tanınmış bir kişidir. Yani anlamıyorum!

 

 Biyolojik arıtma yeni bir sistem bulunana kadar en çevreci ve en iyi arıtma sistemidir. Buna karşı olmak ve de fizibilitesini yapmadan karşı harekete geçmek bir çevreci görüş değildir. Birilerinin güdümünde hareket etmektir.

 

-         B.M

 

-         Basın bildirisini yazmak dahil herşey yarım saat içinde gelişiyor. Aslında bu iş bir komediden doğdu. O gün İ.B. Belediyesinin Selimpaşa’da Arıtma sistemi ile ilgili bir paneli var. Gazetecilerin, çevre köylerin, partililerin haberi var ama ne hikmetse Çevre Derneği Başkanı Ali Korsan’ın haberi yok! Dünya’dan haberi yok. Saat öğlen 12.00, Ali Korsan Çardak Köftecisinde sabah çorbasını içmekle meşgul.  O esnada, Gazeteci ağabeyimiz Cihangir Davutoğlu, Çardak Köftecisine girer ve Ali Korsan’ı görür: “Selimpaşa’da düzenlenen  Panele gitmiyormusun” diye sorar. Ali Korsan’ın Panelden haberi yoktur.

 

Beni aradı, yarım kulakla dinlediği olayı anlatmaya çalıştı.  Ben, o gün şehir dışındaydım. Panele katılamayacığımı söyledim. Döndüğümde Basın bildirisi yayımlanmıştı bile. Uyardım kendilerini, İkinci bir basın bildirisi ile Biyolojik arıtmaya karşı olmadıklarını ama yerine karşı olduklarını ifade etmeye çalıştılar…

 

Basın bildirilerinde Biyolojik arıtmaya “Bok Çukuru” diyecek kadar çevrecidirler.

 

Yerine karşı oldukları Arıtma tesisleri, aslında  tam bir yıllık çalışmanın sonunda tamamlanmıştı. Yani bir yıldır ortada yoksun. İnşaat bitiyor,  Son dakika ortaya çıkıyorsun ve “biz asıl yerine karşıyız” diyerek, battıkça batıyorsunuz.

 

-        

 

-           Ak Parti’nin de İ.B.Belediyesinin de (Bu konuda) çevre suçu işlemiş bir durumları söz konusu değil! Bakınız ki; Selimpaşa’dan önce Ataköy, Paşaköy, Tuzla, Moda, Kadıköy, İstinye, Ambarlı biyolojik arıtma tesislerinin açılışlarında yada oluşumlarında Çevre gönüllülerinin karşı hareketlerine maruz kalmamışlardır.>

 

-        

 

-        

 

-        

 

-        

 

Öyle değilmiş meğer.

 

Yazımızı bahane ederek, görüşmeme kararı aldılar. Sonra anladık ki; yazı bahane.. Çay bahçesinin durumu da ortada. Ali .Korsan’ın durumu da! Yani, Politikadan uzak kalacağız diyen Ali Korsan, politik yatırımlarının semerisini almış bulunmaktadır. Bir taraftan basın bildirisi dağıtacaksın, bir taraftan da gazetecilik dersi vereceksin… Özcan Işıklar’a yaptığın hizmetler tamamen duygusallıktan (!) ileri gelmektedir.  Ne kadar duygusal bir çocuk olduğunu anlatayım istersen…>

 

-        

 

-         <Çok şey sayabiliriz, Ergene inisiyatifin eylemlerine katıldık. Ergene gerçekten bir facia… Benim dernekten hariç çalışmalarım olmuştu.(Saatağacı köyünde) Maalesef ki; Metin Karakaş’ın sözleri yüzümüze atılan bir şamar gibidir. Ergene’nin etrafındaki belediyelerin çoğunluğu CHP’lidir Çorlu, B.Karıştıran, Lüleburgaz, Alpullu, hayrabolu bölgelerindeki 1300 fabrikanın atıkları Ergene’ye karışmaktadır. Daha sonra Meriç nehri ile buluşup Ege’ye ulaşır. Biz, bu yüzden Yunanistan’a her yıl binlerce dolar ya da euro tazminat ödemekteyiz. Bu 25, 30 yılın sancısıdır. Ak Partisiymiş ve CHP’siymiş gibi gösterilmesin, aslında parti  meselesinden çok, eğitim ile ilgili bir olaydır.Yutaşlıktır, ülke gündemidir. Çok şey yazılıcak, çok şey konuşulacak bir konudur.>

 

-           ve Ali Korsan dersek?>

 

-        

 

-        

 

-        

 

-           yaklaşımları nasıl?>

 

-        

 

-        

 

-        

 

 

            Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen birşey olduğunu anlayacak. (Kızılderili atasözü) >

 

       -    <Lütfü bey bu röportajı verdiğiniz için teşekkür ederiz.>

 

 

 

  

 

 

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol