Düşünce suçlusu

Yine, böyle bir gün de papağan; camda bakınırken bir kalabalık görünmüş. Solcular eylem yapıyorlarmış. Tek yol devrim diye de bağırıyorlar. Ertesi günde Sağcı gençler Eylem yaparken Papağan “ Tek Yol Devrim” diye bağırmaya başlamış.

Sağcı gençlerde evi taşlıyorlar, cam çerçeve iniyor. Adam eve gelince çok şaşırıyor ve konu komşudan olayı duyunca bizimkisini bir güzel azarlıyor. Bir daha yapma diye de tembihliyor

Bir sonraki gün solcular tekrar eylem yaparken bizimkisi  “Milliyetçi Hareket Engellenemez.”
 Diye başlıyor bağırmaya. Yine Cam çerçeve iniyor. Adam eve geliyor ki ev yıkılmış durumda. Alıyor papağanı Doğru karşı komşunun kümesine kapatıyor.

Kümeste Tavuklar.
—Ne oldu Ulan artiz? Bütün gün camda öyle durup bakmayı, laf atmayı biliyordun ne oldu Leynn?

Papağan;
-S.. ktrin gidin ulan O..pular..Ben sizin gibi  fuhuştan yatmıyorum, düşünce suçundan yatıyorum.

PARAYA YAZIK

İki boksör ringde dövüşecekler. Bak diyor, diğeri  “parayı eksiksiz aldınız 5. rauntta nakavt olacaksın unutma.”

—Merak etme sen, ben gardımı düşürdükçe sen patlatırsın ama fazlada vurma yani. Nasıl olsa 5. rauntta atacağım kendimi.

Maç başlar, başlamaz parayı veren boksör rakibine bir girişiyor; daha birinci rauntta ağız burun dümdüz. İkinci raunt başladığında dayak yiyen yanaşıyor ve “Ne yapıyorsun? Hız kez biraz, 5.rauntta demiştik böyle giderse beş raunt dayanamam, bizim de bir şerefimiz var değil mi ama” demeye kalmıyor. İkinci raunttun sonlarına doğru nakavt. Sedyede rakibinin önünden geçerken, gözünü aralayıp “Neden” diye soruyor.

Rakibi:

MUHARREM AYDOĞAN

Tam beş yıl boyunca CHP’nin sözcülüğünü yaptı, Belediye Meclisinde, arkadaşları ile CHP’yi çok güzel temsil ettiler. Hem Silivri’nin gereksinimleri için mücadele edeceksin hem de bu mücadelede halkın menfaatlerini koruyup, korumadığına kılı kırk yararak karar verip onay vereceksin ve de partin adını yücelterek yapacaksın. Bu dönem mecliste görev yapan arkadaşları canı yürekten kutlamak, onları ayakta alkışlamak gerek. Hiç biri aday olmamış önümüzdeki dönem, bu ne münevverlik? Bu ne kadirşinaslık örneği? Önümüzdeki dönem sıralarını başka arkadaşlarına devretmeleri, büyük saygınlık gerektiren çok güzel hareketler bunlar. Belki okuduğunda bana tavır bile alacak ama ben söylemekte sakınca görmedim. Kontenjandan da olsa ona yer verilmesinde yarar görüyorum. Zamanında kaç kez sırasını vermiştir bir bilseniz. Aslında bilenler bilir ya. Muharrem AYDOĞAN gibi naif bir beyefendinin orada bulunmasından yanayım.

ÜZÜMÜNÜ YE…

Sayın Özcan IŞIKLAR TV 8 kanalındaki konuşmasında bir ara “Silivri yetiştirdiği ürünlerle gündeme gelen sakin bir ilçeydi” dedi. Doğru dedi. Yoğurttan ve Üzüm bağlarından söz etti. Selimpaşa, Ortaköy, Gazitepe, Fener, Çanta, bu köylere bağlarından girilmezdi. Şimdi bir salkım üzümü manavdan alıyorlar. Bağcılığı mı canlandıracaksın? İpek böceği mi yetiştireceksin? Yok Özcan Kardeşim, tren kaçtı artık, Toprağın rengi bile değişti Azot, Sülfat, Nitrat gibi zehirleri gözüne, gözüne çaldık, toprağın rengi gitti, Toprak şimdi kül rengi. Sen Sanayi devrimini patlatabiliyor musun? Deniz kokar giydiğin gömlek. Denizin tuzu vardır teninde. Alabiliyor musun bir liman projesi? Raylı sistemi getirebiliyor musun, limanın içine kadar? Avrupa katar, katar gelsin ayaklarının dibine. Kurdurabilecek misin üç beş üniversite, Silivri’nin tepelerine? Kültür şehri Silivri ye çıksın adımız. Bağlarına biz bakarız senin. Sonra; 40 yıl üzümünü yersin sonra o koltukta. Yakışır.