Ersin ve Nesrin... (Lütfü Ertürk)

   Dürüstlüklerinden hiçbir zaman şüphe duymayacağım iki dost. Dün bir hata yaptılar.

              Benim nazarımda, mesleklerini herzaman toplumun hizmetinde kullanan bu arkadaşlar. Mesleki becerilerini, belki de ilk defa kişisel bir hesaplaşmanın kaçırılmaz fırsatı olarak değerlendirip  yararlanmak istediler.

              Birdenbire; akıllarına, İntikam soğuk yenen bir yemektir sözü geldi. Öyle ya; artık mikro dalga fırınlar da vardı ve yemeklerini hızlı bir şeklde ısıtarak yemeğe karar verdiler.

              Afiyet Olsun…

              Öncelikle şunları söylemek isterim:

               Siyasi irade ile kavganızı sürdürün. Bu mücadelenize her zaman destek verdim ve vereceğimde, sizden asla kuşku duymadım. Toplum yararına olacak olan kavgalarınızda her zaman yanınızda olacağım, sizde bundan kuşku duymayın. Sizden beklediğimiz Sivil toplum örgütlerinin yanında olmanız. Onları, siyasi kargaşının içine çekmeyin.

               Özcan Işıklar’ın bu iki yıl içindeki icraatları içersinde yapmış bulunduğu  en doğru hareketi,  sadece Ali Korsan’a olan kızgınlığınızdan dolayı., yerle bir ediyorsunuz.. Sayın ışıklar, bu güne kadar hiç kimsenin düşünmediği bir hareketi yaptı. İki derneğe çay bahçesi tahsis etti. Derneklerin kamu yararına çalışan kurumlar olduklarını unutmayın.

               Bunlardan biri, benimde; üyesi bulunduğum Silivri Çevre Derneği, diğeri ise; Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği. İkincisinin önemini, sizlere arz etmeme gerek yok sanırım.

              Derneğimiz, Ali Korsan’ın babasının malı değildir. Her ne kadar başkanı olsa da; karar mekanizması dernek yönetimidir.

              Gözden kaçırdığınız birkaç önemli noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Derneğin merkezine; Ali Korsan, bürosunu tahsis etmiştir. Hiçbir kira talebinde bulunmamaıştır. (15 yıldır bu böyle) Yani sizin iddia ettiğiniz gibi Ali Korsan, derneğin bürosunu emlak bürosu olarak kullanmıyor yani.

              Silivri Çevre Derneğinin Tabela Derneği olduğunu iddia ediyorsunuz. Silivri için ve çevre konusunda hiçbir faaliyette bulunulmadığını iddia ediyosunuz.

Pekala, bakalım şimdi:

               2009 ve 2010 yılları içerisinde Cezaevinin foseptik salınımları için tam 3 kez protesto gösterileri düzenlenmiş, ilgili bakanlıklarla gerekli yazışmalar yapılmıştır. Bu konu ulusal Medyanın gündemini günlerce meşgul etmiş. İlgili bakanlıklarca bizzat derneğimize yazılı açıklamalar gönderilerek gerekli önlemlerin alınacağı bildirilmiştir.

             2008 yılında, ilçemizde, B,Çavuşlu bölgesinde kurulması düşünülen,  Kimyasal atık bertaraf etme tesisinin kurulmasının önlenmesi için yapılan çalışmalar yurt içinde takdirle izlenmiş ve başarıya ulaşmıştır. 2011 Yılında aynı tesisin Çorlu’da faaliyete geçirilmek istenmesi üzerine; Silivri Çevre Derneği, bu bölgenin Çevre Derneklerince davet edilmiş ve projenin iptalinde önemli rol oynamıştır.

            2010 ve 2011 yıllarında Ergene İnisiyatif hareketin içinde yer alarak Ergene Nehrinin kirliliği protestolarına ve kurtarma projelerine bizzat bölgelerine giderek çevreci destek ve katıılımlarda bulunmuştur.

            Yine 2010 ve 2011 yıllarında Nükleer karşıtı gösterilere katılmak üzere, Ankara, İstanbul ( Örneğin:24.04.2011  yarın kadıköy meydanında ) İğneada’ya gidilerek protestolara destek verilmiştir.

            Bergama’da, Bayramiç’te siyanürle altın aramaya karşı direnişe kalabalık bir grupla gidilmiştir.

            Sizce, bütün bunları hiçbir geliri olmayan bir derneğin nasıl başardığını hiç düşündünüz mü? Düşünmediniz!

            Aramızda para toplayarak ve Ali Korsan’ın, arabasını derneğin hizmetine vermesiyle…

            Eee!

            Yapmayın dostlar, toplumun menfaatlerini kızgınlığınıza harcatmayın. Unutmayın, Ali kardeşimizde bir zamanlar sizin kadim dostunuzdu. Kimbilir ileri de ilişkilerinizin tekrar düzelebileceğini de asla unutmayın…

             Ersin ve Nesrin…Ah sular akar tersin, tersin…

Not: Bu yazıyı yazarken sizleri birbirinizden ayırmadım. Şu dedi, bu dedi diye! Allah ta sizi ayırmasın …