Silivri Facebook
banner88

Kız babası olmak..

Sımsıkı tutuyordu, içimden ateş gibi bir şeyler aktı gitti o an.. Eşim, “bana bunu hiç yapmadı,  ilk defa görüyorum dedi.” İşte o an bana çok ihtiyacı var diye geçirdim içimden. Yıllar sonra; o hareketin ihtiyaçtan değil, sahiplenme duygusundan kaynaklandığı anlamış oldum. “İşte bu benim babam diyor, Sen benim babamsın, yanımda ol.” Diyordu. Çoğu zaman iş dönüşü eve geldiğimde; kapının arkasına saklanır ve onu arayıp soracak mıyım? Diye, sessizce beklerdi. Minicik yüreği çarparak bekler. Bir başkası  asla değil, ben aramalıyım ve bulmalıydım.

Yedi yaşlarında iken; Sanki, dünya ikinizin etrafında döner, sadece ikiniz varsınızdır. Hemen yanı başınızdadır. Canı sıkıldığında okuldan kaçmış ve size gelmiştir.

Henüz ikinci sınıfta idi; sırılsıklam olmuş bir halde karşımda duruyordu. Sıkıca sarıldım ona yanakları buz gibiydi ama üşümüyordu artık,  yerinde duramıyordu. Seni özledim derken; çalıştığım yeri baştan aşağı inceliyordu.
 
On yaşında ilk isyanını yaşadı. Bir yılbaşı partisinde işyerinden bir bayan arkadaşımla dans ederken, Gelip aramıza girdi ve onu pistin ortasında azarladı. “Başkasıyla,  niye dans etmiyorsun? Diyerek, gönderdi.” O gece benimle ilk dansını yaparken; bebekken parmağımı nasıl sıkıyorsa? Elimi de öyle sıktığını fark ettim. Yıllar bir su misali geldi geçti; büyüdü kocaman bir genç kız oldu. Okullar bitti ve her genç kız gibi onun da kalbini verdiği bir genç adam çıktı karşısına.  Gelin olduğu gece de elimi sıkıyordu, o farkında değildi ama küçük bebeğim yine elimi sıkıyordu.
Şimdi, çok ama çok uzaklardan yazışıyoruz. Bana ne diyor, biliyor musunuz ? gezi yazıları yaz, Yemek tarifleri ver, Siyaset yazma diyor. Binlerce kilometre uzakta da olsa; babasını sahipleniyor. Yüreği çarpıyor, üzülüyor, babasının  başına bir iş gelirse diye.

Sen ağlama; dayanamam, ağlama göz bebeğim sana kıyamam.

Beni anlayacağını umarım bir tanem, 26 yaşında kocaman bir kadın oldun, yürekli bir kadın. Vatanından 3000 km uzaktasın, eşinle birlikte çalışıyorsunuz. Emeğinin hakkını almak için oradasın. İşinizi, orada bulduğunuz  için oradasınız. Emeğinizin hakkını orada alacağınıza inandığınız için oradasınız. Ya, orada olamayanlar; iş dahi bulamayanlar. Bırak, burada, ben de onlarla dertleşeyim. Senin şimdi sahipleneceğin biri var artık hayatında. Onun elini sıkı tut ve yaşamı birlikte göğüsleyin.

HAFTANIN ŞİİRİ : (Bu hafta ki Şiirimizi, kızım  için seçtim )

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun. 
                                Cahit Sıtkı TARANCI     

PORTRELER:

Bu haftaki konuğumuz; Zeki Kilim.  O bir dava adamı, inançları peşinde savrulan deli bir karayel, gözünü budaktan sakınmayan bir devrimci. Kızıl ötesi, Kınından çıkmış bir bıçak kadar keskin. Sosyalist enternasyonale ilk giren Silivri’li. Eski bir tüfek ama her an patlamaya hazır. Kan tükürüp kızılcık şurubu içtim diyen ve acıyı bal eğleyenlerden. Memleket sevdası yüzünden, kendi sevdalarını yüreğinden söküp atanlardan. Bir gidip bin gelenlerden. Ve ben ona sordum; seçim ne olur? Bana dedi ki! Bu soruyu bana sorman abesle iştigaldir. Elbette ki CHP kazanacak dedi. O bir deli yürek, doğruyu söylemekten kaçınmayan Silivri’nin Che  Guevera’sı. O bir, atlara fısıldayan adam.

HAFTANIN ŞARKISI

HER GECE YOLLARDA GÖZLEDİM SENİ

Her gece yollarda gözledim seni
İnan ki gönülden özledim seni
Güllerde aradım yakan buseni
Unutmam sevgilim, unutmam seni

Yıllar var bu hasret canıma yetti
Hicranı kalbimde sabrı tüketti
Vefasız gör bana aşk neler etti
Unutmam sevgilim, unutmam seni
Güfte: , Beste: Kasım İnal Tekin, Makam: Hüzzam
SEÇİM FIKRASI
Van"da bir kamyoncu akaryakıt istasyonuna yanaşır.
Bir de ne görsün bir partinin yolunu şaşırmış bir seçim tankeri(!). Üzerinde "Mazot 1 YTL. Olacak" yazıyor. Kamyoncular doğuda zaten kaçak ve ucuz mazot kullandıklarından kamyoncu dehşete kapılır:
—Ula adama bak be! Daha başa geçmeden mazota zam yaptı...

HAFTANIN OLAYI:  
                                                                        
Faruk BELENKOĞLU’nu tanır mısınız? O da bir deli yürek arkadaşımızdır. Ağabeyimizdir. Dün gördüm gözleri şişmiş ? Ne oldu Hasta mısın? Diye sordum. “Yok, ağladım” dedi.Yufka bir yüreği vardır. Bilirim, çabuk ağlar. İki göz iki çeşme başladı yine.

-Bak, lütfü kardeş; bizim zamanımızda böyle miydi? Seçim zamanı gruplar birbirleri ile karşılaşmamak için sokak değiştirirlerdi. Dün gece gördüğüm manzara beni  çok etkiledi. Dün gece, Değirmenköy’de  Ak partinin konuşması vardı, bütün herkes orada
birde ne göreyim? CHP’nin Seçim otobüsü hemen Ak parti otobüsünün yanında park etmiş. Bizim gençliğimizde böyle mi idi? Bu otobüsler karşılaşmamak için, birbirlerine 5 kilometre öteden geçerlerdi. Aksi halde cam çerçeve inerdi.    

Haklıydı, Faruk ağabeyim. Bu ülkeye verilecek olan hizmet yarışında  kavgalar çıkmasa ne olur. Baktım, hacının  gözünden iki damla gözyaşı daha aktı..

-Hayırdır Hacı bu sefer ne oldu?

-Bir gün eğer bu ülkede; Beşiktaş, Fenerbahçe otobüslerini de  yan yana park etmiş ve de cam çerçeve inmemiş olarak görürsem gözüm açık gitmez. Rabbim bana nasip etsin. Başka bir şey istemem.
      
Ne diyelim, söyleyene değil söyletene bak. İnşallah tez zamanda diyelim bizde.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol