Silivri Facebook

ÖDÜL ALAMAYAN GAZETECİLERE... (LÜTFÜ ERTÜRK)

  Ödül Alamayan Gazetecilere

                  Festivalde, Özgür Basın ödülleri dağıtıldı ve sizler (Bende dahil) davet edilmediniz! Sizde gittiniz cebinizden masraf edip, siyah bir çelenk yaptırarak olayı protesto ettiniz öylemi?

                   Ya; arkadaşlar, sizler delimisiniz divanemisiniz? Anlayamadım!

                   Hatırlasınıza, geçen yıl Çırağan Sarayının has bahçesinde yapılan Özgür Basın törenini ve çağırılan gazetecileri.

                   Neredeler şimdi?

                   Çoğu, Silivri Ceza Evindeler. Ergenekondan yatıyorlar…

                   Aslında, çağırılmadığınız için sevinmelisiniz. Sizin yerinizde olsam siyah çelek yerine, rengarenk çiçeklerden bir buket yaptırıp, yanına da çok özel bir hediye hazırlattırırdım. ( Ersin kardeşimiz Promosyoncudur. Bu işi pekala yapabilirdi)

                   Sayın Belediye Başkanınız nasıl bir hediye vermiş gazeteci kardeşlerimize!

                   Yoğurt satan adam heykeli!

                   Siyah çelenk hiç yakıştı mı? Hemen kontr bir hareketle olayı Ersin’e havale edecektiniz!

                   Adam satan adam heykelini yaptıracaktınız!

                  Sizlerde, bu alanda  layık gördüklerinize bu ödülü verecektiniz! Heykelciğin kompozisyonunu size verebilirim yani…

                   Kocaman yuvarlık bir pasta düşünün ve başında da bir tilki oturmuş olsun. Bitmedi, tilkinin karşısına da 4, 5 tane Leylek konulsun ama pastadan bir yudum alamasınlar…Nasıl iyi mi?

                   Haydi gelin olayları bir daha irdeleyelim isterseniz! Davet edilmemenizi çok iyi anlıyorum ve de kınıyorum. Orada ve yanınızda olmayı çok isterdim.

                   Anlayamadığım ise ödül almaya giden meslektaşlarınızı kınamanız! O zaman; günün, anlam ve manasına ters düşmüyor musunuz? Ne diyoruz? Basın Özgürlüğü!

                    Herkesin olaylara bakış açısı değişiktir. Onu kendinde bir hak görebilir. Bir başka arkadaşımız o ödül anını başka bir şekilde değerlendirmeye kalkabilir. “İçerideki basın emekçileri adına alıyorum diyebilir. Bir diğeri Atatürkçü düşünce adına diyebilir. Bir başkası ise buraya davet edilmeyen arkadaşlar adına ödülü almıyorum da” diyebilirdi mesela..

                   Sizler, takmayın bunlara kafanızı! Bırakın ödül almayı, vermeyi…Bakın; bana selam bile vermiyorlar İyi mi? 

                 Ersin Özalp kardeşimizin köşe yazısını okurken Ödül törenine yaptığı tasnife takıldım ve üzüldüm. Ersin gibi duayen bir gazeteci bu hatayı nasıl yapabiliyordu? Sunucu olarak nitelediği Ömer Çetin’i başrollere koyuyor,  Cihangir bey’i ise figüranlığa itiyordu. Çok üzüldüm…

                 Sevgili Ersin kardeşim, Cihangir ağabeyimizi yeterli olarak tanımadığınızı düşünüyorum. Biraz ince düşünürseniz, onun figuran değil de; her zaman  başrolde olduğunu görebilirsiniz. Ondaki ışığı yakalayabilirsen tabi ki…

                  Sevgili arkadaşım, sen; iyisi mi git; şu adam satan adam heykelciklerini hazırlat. Bakalım kimlere nasip olacak?

                                                                                                 Saygılarımla
               
Güzel bir atasözü:

                    Bir insanın kafasının fazla büyük olması,  fazla akıllı olacağı anlamına gelmez

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol