AK diyorlar ama ak'la alakaları yok

 

 

Geçtiğimiz günlerde CHP İl Genel Meclis Üyesi Avukat Ertuğrul Kutluay’ın Ak Parti değerlendirmesini aldık. CHP Silivri İlçe başkanlığı da yapmış olan Kutluay . AK Parti hükümetinin uyguladığı politikalar, genel ve yerel bazda uyguladığı çalışmalar hakkında görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla paylaştı.

 

AK Parti’nin genel politikası ile ilgili konuşan Kutluay “AK Parti hükümetinin siyasal ve ekonomik her iki açıdan da baktığınızda AK Parti’nin kendisine özgü bir fikri yok. AK Parti, AKP daha doğrusu bizim ifademizle. AK diyorlar ama AK’la alakaları yok. Adalet ve Kalkınma ile hiç alakaları yok. Refah boyutunun yükselmesi adına geldiler. Ortalık perişan. Esnaf, çiftçi, köylü perişan. Tüm Türkiye perişan. Siyasal olarak bunlara ortaya koyduğu hiçbir gelişme yok. Sadece küreselleşmenin getirmiş olduğu, Mustafa Kemal ülkesi, tam bağımsızlık savaşı vermiş bir ülke hariç, diğer Latin Amerikan ülkelerinde yapılabilecek olan bir siyasal çizgi. Bu gün uyguladıkları ekonomik politika Cumhuriyet Halk Partili Kemal Derviş’in ki; bana göre eksiktir, ekonomik politikalarının devamıdır. Çünkü Kemal Derviş küresel anlayışın yansıması olan bir anlayışı ifade eder. Dünya Bankası kökenlidir. Dünya Bankası IMF neticede aynı amaca hizmet eder. Dolayısıyla Kemal Derviş Türkiye’de iyi bir iş yapmıştır. Yaptığı işte yangını söndürmüştür ama yangından sonra içinde oturulacak ve misafir ağırlanacaktır. Etraf is pistir ve bu pislik hala devam etmektedir.” Dedi.

 

Hükümetin başarılı olmadığını söyleyen Kutluay “Dünyada olmayan ve AKP’nin bugün başarı olarak ifade ettiği ‘makro düzeyde biz çok iyiyiz.’ İnsanlar makro yemiyorlar. Bugün dünyanın diğer ülkelerine yabancı sermaye sıfır faizle geliyor. Faiz alıp götürmüyor. Geliyor, yatırım yapıyor. Bizden, % 20 faiz alıyor. Dolar bazında, servetine servet katlıyor. Bütün bunların bedelini ödeyen Türkiye. Ondan sonra başarılıyız. Hangisi başarılı? Çiftçi kan ağlıyor. Hangisini söyleyeyim? Hepsi yalan. Bunların kökü takiye. Takiye yapmasını, vitrin yapmasını çok iyi biliyorlar. Küresel boyutta insanlar, vatandaş kimliğinde uzaklaştırıldı tüketici kimliğine büründürüldü. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı meselesi bir kenara bırakılıyor, uluslar arası şirketlerin mallarının Türkiye’de pazarlanması adına her türlü aracılığı siyaseten yapılıyor. İyilik bu mudur?” şeklinde konuştu.

 

Yerel anlamda AK Parti hükümetini değerlendiren Ertuğrul Kutluay şunları söyledi “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir şubesi olarak çalışan Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan’ı çok başarılı buluyorum. Oradan verilen bir takım şeylerle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ben Hüseyin Turan’ı şahsen severim: Fakat siyasi çizgisi olarak bir muhalefetimiz var. Silivri’de 4 senedir başlayıp biten hiçbir iş yok. Anıt eserinin önünde bir park yapmaya kalktılar. Projesinde üç tane küçük ünite vardı. Birilerine peşkeş çekmek adına kocaman bir kompleks yarattılar. Deniz kasabası olan Silivri’de insanların sahille olan ilişkisi kesiliyor. Tamam, alt yapı güzel fakat yöntem yanlış. Silivri’de esnaf kalmadı. Fakat üç tane popüler evin bulunduğu sokak asfaltlanıyor, ağaçlandırılıyor. Öncelik sırası vardır. Önce merkezi bitirin. Çünkü burası ticaretten sosyal olarak insanların istifade ettikleri en geniş yer. Ondan sonra gidin diğer yerleri de yapın. Elbette onlarda yapılmalı, onlarda bizim insanımız. Ama öncelik sırasına önem verilmeli.”

 

CHP İl Genel Meclis Üyesi Avukat Ertuğrul Kutluay son olarak şunları söyledi “AKP, bu ülkenin insanlarına refah, mutluluk, esenlik getirme vaadiyle geldi. Bütün bu servisleri maalesef dışarıdaki finans kuruluşlarına yatırdı. Bugün Türkiye’de gerçek parayı kazananlar Türk insanı değil. Eğer iyilik buysa, makro düzeyde iyiler. İnsanlar makro yemiyor. Domates, peynir yiyor. Bana onların fiyatını versinler. Oradaki artış nedir? Konut fiyatları Amerika’dan pahalı. Sonra kalkıyorlar ‘insanlara konut edindiriyoruz’ diyorlar. Nasıl edindiriyorsun? Zamanında sanayinin gerekli kıldığı insanları getirdin, gecekondulaştırdın şimdi ellerinden alıyorsun. Adına da kent dönüşüm diyorsun. Bunları biz yemiyoruz. Bunları yapacaksan sosyal devlet anlayışının gerekleri ne ise ona uygun yapacaksın. Birilerine servis veriyorsan, dışarıdan birileri sana bir şeyleri yaptırma gayreti içine giriyorsa, sende buna bu şekilde yaklaşıyorsan, sonuç budur.”