Işıklar: Durumdan Vazife Çıkaran Tetikçiler Var...

IŞIKLAR : “DURUMDAN VAZİFE ÇIKARAN TETİKÇİLER VAR!”

CHP Silivri İlçe Örgütü, genel seçimlere sayılı günler kala, Fatih Mahallesi’nde Havuzlu Kahve’de düzenlediği seçim toplantısında, yüzlerce kişiyi bir araya topladı. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, “Benim konuşmam sizi neden rahatsız ediyor?” diyerek AKP’ye yüklendi.

CHP Silivri İlçe Örgütü tarafından Fatih Mahallesi Havuzlu Kahve’de düzenlenen seçim toplantısı geniş bir kalabalığın katılımına sahne oldu. Seçimlere sayılı günler kala, Silivri merkezinde adeta gövde gösterisinin yapıldığı toplantıda hararetli konuşmalar yapıldı, gündem yine AKP ve geçmiş dönem Belediye yönetimi oldu.

HÜSEYİN ŞAHİN : “FATİH MAHALLESİ AYDINLIĞIN KALESİDİR.”

Toplantıda ilk olarak CHP Silivri İlçe Başkanı Hüseyin Şahin söz alırken, CHP’nin projelerini anlatmakla söze başladı. Aile Sigortası projesinden bahseden Şahin, “12 Haziran’da yapılacak seçim için, son viraja girdik. Biz Fatih Mahallesi’ni demokrasinin, ilericiliğin, aydınlığın kalesi, merkezi olarak biliyoruz. 12 Haziran’da hep birlikte, 9 yıllık AKP hükümetine dur diyeceğiz. Ancak, bu iktidar devam ederse, Cumhuriyetimiz, karanlığa doğru yol alacak. Bu yüzden CHP’nin plan ve projelerini sizlere anlatmamız lazım ki, siz de etrafınızdakilere bunları anlatın, bu gidişe dur diyelim.

“KAYNAKLARI YANDAŞLAR DEĞİL, VATANDAŞLAR KULLANACAK.”

9 yıldır AKP, devletin olanaklarını hep yandaşlarına kullandırdı. Biz devletin kaynaklarını, olanaklarını yandaşa değil, vatandaşa kullandıracağız. Bir Aile Sigortası projemiz var, AKP’yi korkuya düşürdü.

“DEVLET OLANAKLARINI KULLANARAK İKTİDARA GELDİLER.”

Mevcut hükümet seçim zamanları fakir fukaranın yoksulluğunu bir fırsat bilerek, devlet olanaklarını kullanarak iktidara geliyordu. Halka sen oyunu ver, ben sana yeşil kart veririm, ramazanda çadırlar kurarım, yazın kömür kışın buzdolabı veririm, erzak veririm dediler.

“İŞÇİ KÖYLÜ FUKARA OLDU.”

Dokuz yılda memuru, işçiyi, köylüyü fakir fukara hale getirdiler. Bu yüzden de vatandaş, mecburen bunlara yöneldi. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, Aile Sigortası projesini ortaya koydu. Vatandaşım geçinemiyorsa, zor durumdaysa, ben devlet olarak vatandaşımın yanında olacağım dedi.

“İNSANLAR RENCİDE EDİLMEYECEK.”

Ekonomik durumuna göre, gelir durumuna, çocuk sayısına, yaşlısına, engellisine göre, ayda 600 liradan başlayıp, 1200 liraya kadar yardım edilecek. Bu yardım ailede, kadının banka hesabına yatırılacak. İnsanlar kuyruklarda fakirlikleri ilan edilerek, rencide edilmeyecek. Bankadan, kimse bunun yardım olduğunu bilmeden gidip kendi parasını çeker gibi, bu parayı çekecek, çocuklarının, ailesinin ihtiyaçlarını karşılayacak.

“120 GÜNDE SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ.”

Genel Başkanımızın tam 41 tane projesi var. Türk halkına 41 sözü var. Bunların hepsi, halkımızın sorunlarını dinleyip, uzmanlarla, bilim adamlarıyla geliştirilmiş çözüm yolları. 9 yılda AKP, sorunları çözemedi, daha da kötü duruma getirdi. Biz, iktidara geldikten sonra 120 gün içinde bu projeleri hayata geçirip, sorunları çözeceğiz. Bu yüzden, 12 Haziran’da CHP’yi iktidar, Kemal Kılıçdaroğlu’nu Başbakan yapmamız lazım.” Dedi.

ÖZCAN IŞIKLAR : “BENİM KONUŞMAM AKP’Yİ NEDEN RAHATSIZ EDİYOR?”

Şahin’den sonra söz alan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da, AKP iktidarına ve geçmiş dönem AKP’li Belediye yönetimine yüklendiği konuşmasında alandaki yüzlerce kişiden alkış aldı.

“EN DUYGUSAL KONUŞMAM.”

Alanda bulunanlara “Sevgili Komşularım” diye hitap eden Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, doğup büyüdüğü mahallede ilgiyi görmekten ötürü gurur ve mutluluk duyduğunu belirterek, “Bu gecenin benim için çok duygusal bir yönü var. Doğup büyüdüğüm mahallenin, hem de tam göbeğinde, çocukluğumu yaşadığım bu yerde, duygularımızı, yetişkin olarak yaşadıklarımızı, acıyı ve kaygıyı sizlerle paylaşmak güzel bir duygu. İki aydır köy köy, mahalle mahalle dolaşıyoruz. Hiç bu kadar duygusal olmadım. Yaşadıklarımızı paylaşma isteği tamamen kendimizden kaynaklanıyor.

“SORUNLARIMIZI HALKLA PAYLAŞACAĞIZ.”

Şimdi kimileri diyor ki, otur ne işin var, Belediye başkanı bu işin içerisine girer mi? Niye rahatsız ediyor seni benim konuşmam? Silivri halkımızla paylaşmayacak mıyız, sorunlarımızı anlatmayacak mıyız onlara? Silivri’yi nasıl bulduk, nerelere getirdik paylaşacağız. Herkes yan yana da gelecek, karşı karşıya da gelecek, demokrasinin olgunluğu bu. Bir şeyleri paylaşacağız, yaşadıklarımızı halka anlatacağız. Bundan daha aydınlık, daha demokratik, daha olgun bir süreç var mı? Yaşadıklarımızı gün ışığında anlatacak, sonra sandığa gideceğiz. Bundan sakınmak, bundan kaçmak, imtina etmek yanlış.

“SİLİVRİ’Yİ UÇURUMUN KENARINDAN TESLİM ALDIK.”

Gittiğim her yerde söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Silivri uçurumun kenarındaydı biz görevi aldığımızda. 8 tane belediye, kendi inançları, kendi beklentileri için bir araya getirilip, bunları bir hamur halinde tutup, bu yaratılan rantı bir yerlere aktarma düşüncesiyle toplanmadı mı buraya? Ne derdi vardı Gümüşyaka’nın, Selimpaşa’nın, Çavuşlu’nun? Yerinden yönetim anlayışına ne oldu? Bunları beldeler kapanırken söyledik.

“BELEDİYE BÜTÇESİNİN %95’İ KADAR BORÇ YAPMIŞLAR.”

Silivri Belediyesi’ni hiçbir şey yapılmamış halde, uçurumun kenarından aldık, şimdi bir iş yüküyle karşı karşıya kaldık. Ama bunun üstesinden geleceğiz. Karalamak bizim işimiz değil. Doğup büyüdüğümüz bu şehrin kaynaklarını da, fırsatlarını da, imkanlarını da biliyoruz. Bunları büyük bir dürüstlükle, açık, adil ve saydam bir şekilde, halkın yararına kullanarak, yoksulluğu, çaresizliği bir kader olmaktan çıkaracağız. İlçemize de yakışan bu. 45 Trilyon borçla devraldık, zaten belediyenin bütçesi 50 Trilyon. Bütçenin % 95’ine yakını borç yapmışlar.

“İFTAR ÇADIRI KURUP, GELENLERİ KAMERAYA ÇEKİYORLARDI.”

Kapıya icra arabalarının geldiği noktadan, Silivri’nin en ücra köşesine kadar bir hizmet anlayışı yarattık. Temizliğini de, imarını da, altyapısını da, hepsini biz üstlendik. Biz devraldığımızda çarşı meydanına iftar çadırı kuran, ellerinde kamerayla gelenleri çeken, o insanların fakirliğini, çaresizliğini, açlığını ve yoksulluğunu yüzüne vuran bir anlayış vardı. Fakirlikten beslenen, yoksulluğu bir umut gibi gören bir anlayış vardı. Çünkü halk fakir, çaresiz kalacak, muhtaç kalacak ki ona oy vermek zorunda kalsın. İnsanları bir paket makarnayla, bir çuval kömürle, yoklukla, çaresizlikle terbiye eden bir anlayış. Bunu çözmeye kalkar mı buradan beslenen bir kültür? Sadaka kültürünü insana dayatan bir anlayış bunu çözmek yoluna gider mi?

“NEREDE TARHİ YATIRIMLARINIZ?”

Tarihi yatırım yapıldığı söyleniyor. Nerede bu yatırımlar? Nerede olduğunu soruyorum her seferinde. Üç tane binanın arkasına saklanmışlar. O binaların bir tanesi de Belediye kaynaklarıyla yapılmamış. Devlet yapmış, tabii ki yapacak. Silivri’nin merkezi hükümete gönderdiği paraları, merkezi hükümetin Silivri’den aldığı vergileri hesaplasanıza yıllardır. Bunun karşılığında ne almış Silivri yıllardır? Yapılan bu binalar lütuf mu, ihsan mı? Hastane binasını bir lütuf gibi mi göreceğiz? Yapılması gereken bir binayı ihsan gibi mi göreceğiz? Tabii ki bunlar yapılacak.

“BİNALARI BOŞ VER, İNSANLAR İÇİN NE YAPTIN?”

Binaları boş ver, fakiri, yoksulu, çaresizi, hastası, yaşlısı, engellisi için ne yaptın? Üç binayla seçimlere çıktılar, yüzyılın yatırımı diye. Onlar göreve geldiğinde 8100 olan esnaf sayısı, biz geldiğimizde 3200’e düşmüştü. 1900’e yakın engelli, yaşlı vardı belediyenin sıcak elini bekleyen. Bugün 13 Bin kişiye, 3 bin aileye düzenli gıda yardımı yaparak, onları fakirliği, çaresizliğiyle yüzleştirmeden, yüzüne vurmadan, Beyaz Masa’da ahiret soruları sormadan el uzatıyoruz. Bunun ismi sosyal belediyeciliktir.

“4 BİN’E YAKIN İŞSİZİ İŞE YERLEŞTİRDİK.”

Dayanışma içerisinde, tarafsız, yansız, sosyal bir devlet, yerel bir yönetim, âli bir devlet anlayışıyla, o yaraları sarmaya kalktık, bunu da başardık. Yoksullukta eşitlik ve adaleti sağlamak mümkün mü? Türkiye’nin gelenek ve göreneklerini, örf ve adetlerini korumak, aile yapısını da korumak istiyoruz. Silivri’de bunu yaptık, Türkiye’de de yapacağız. Silivri’de bu kısıtlı imkanlarla bugün yatağa aç giren hemşehrimizi bırakmadıysak, engelli ve yaşlısına kucak açmış, onlara umut olmuşsak, 4 Bin’e yakın işsiz kardeşimizi işe yerleştirdiysek, bunu Türkiye’de de yaparız.

“ESNAFA ZENGİNLİK YARATIYORUZ.”

Esnafımız burada, onların şehrin göbeğine diktikleri bir Kipa rezaleti burada. 300-400 esnafın kepenk kapatmasına sebep oldu bu alışveriş merkezleri. Esnaflarla benim işim yok, ben çiftçiyim, ben memurum deyip kenarda oturanlara da şunu söylemek istiyorum. Esnaflarda para yoksa, toplumun bütün kesiminde yoktur. O bir gösterge, o bir parametredir. Şehir içinde ticari bir hayat olacak, bu zenginliğe neden olacak. İşte buradan başladık, ilçemizi terk edilmiş bir kasaba görüntüsünden kurtarıp, sahilinden başlayıp şehir merkezinde devam edecek yeni cazibe noktaları oluşturuyoruz. İşe ihtiyacı olan, muktedir olan insanlara imkanlar yaratıyoruz. Burasını bir çekim merkezi haline getireceğiz.

“YALAN SÖYLÜYORSUN, ALLAH’TAN KORK!”

45 Trilyon borçla devralıp, 46 Trilyon yatırım yapar hale nasıl geldiğimizi hala anlamamış olacak ki, Belediye’nin 80 Trilyon borcu var diyor. Allah’tan kork diyorum ben de. Bütün muhasebe kayıtları internet ortamında halka açtık. Buna rağmen, bu yalanı söyleyebiliyor. Sıcak borcu 8 Trilyon’a kadar çektik. 80 trilyon değil, bir sıfır fazla söylüyor. 720 milyar yerlerde otel masrafı demiş. 18 milyarlık faturayı 118 diye etrafta söylüyor, yalan söylüyor, çünkü eleştirecek bir şey bulamamış. İki tane fatura söylüyor, faturalar ortada. Gidelim bakalım, her şey şeffaf. 

“GİDERAYAK DAĞITTIKLARI KÖMÜRLERİN PARASINI BİZ ÖDEDİK.”

Onların giderayak dağıttığı yardımların ve kömürlerin faturasını biz ödedik. Burada bir gerçeği vurgulamak istiyorum. Burada yaratacağımız zenginliği,  eşit, adil, hakkaniyetle dağıtacağız. Silivri’nin her yerine bu anlayışı yayacağız. Belediye’nin imkanlarını kullanarak, yoksa borçlanarak yapacağız. Oturup ağlamak bizim işimiz değil. Şimdi bunu telaşına düştüler. Nereden bu yatırımlar? Nereden bu para, nereden bu kaynak? İşte bu işi siz bilmezsiniz. Biz biliriz, çünkü bizim geleneğimizde var, bizim belediyecilik anlayışımızda yıllardır, kamu kaynaklarımızı çalmadan, çırpmadan, onurunuzla, dürüstçe, açık saydam şekilde kullanırsanız bunları yapacak parayı bulursunuz diye söylenir. O para işte buradan geliyor.

“SİLİVRİ’YE KAYNAK VE FIRSAT YARATIYORUZ.”

Bütün Silivri’ye kaynak ve fırsat yaratacak projeleri yapıyoruz. Bugün çay bahçelerinde başladığımız projeyi, Silivri’nin her yerinde yapacağız. Beldelerde ve Silivri’nin merkezinin tamamında bu şehri aydınlığa götürecek bütün yatırımları yapıyoruz. Nüfusun % 64’ü 39 yaşın altında olan bir ilçeyiz.  Ve bunların %20’si de işsiz. Bunu yanı sıra, işinde mutsuz olan, asgari ücretle çalışan, özellikle bu torba yasadan sonra kapı önüne konma tehlikesiyle çalışanları da işi var sayarsak onlarla % 30’u buluyor. 

“80 KİŞİYLE ALDIĞIMIZ KÜLTÜR MERKEZİ’Nİ 4 BİN KİŞİYE ÇIKARDIK.”

Bugün 80 kişiyle devraldığımız sanat evini, 4000 kişiye kültür merkezi haline getirdik. 16 Bin metrekarelik dev bir kültür merkezinin temelini atıyoruz. Her evden bir hemşehrimizi orada gelecek umuduyla yetiştireceğiz. Halk eğitimi, toplumsal eğitimler vereceğiz.

“AYDA BİR MÜFETTİŞ GÖNDERİYORLAR, HAFTADA BİR GELSİN!”

Sevgili hemşehrilerim, biz yerel yönetim olarak anlattığım bu konuların her koşulda ve ortamda, her türlü açıklıkta ve saydamlıkta hesabını vermeye hazırız. Bize baskı yapamazlar. Yaptıkları baskı her seferinde geri tepiyor. Ayda bir gelen müfettiş haftada bir gelsin. Açık ve saydam, onuruyla çalışan bir anlayışla, her zaman tertemiz, beyaz bir sayfayla çalışacağız. 

“GECE PAZARINI PEŞKEŞ ÇEKMEDİK, SİLİVRİ ESNAFINA VERDİK DİYE, SORUŞTURMA GEÇİRİYORUZ.”

Bir yıldır hakkımızda inceleme sürüyor, geçen yıl esnafa gece pazarı kurdurduğumuz için. Belediye bu yeri parasız bir şekilde, para almadan, gece pazarı kursun diye Esnaf  ve Sanatkarlar Odası’na verdiği  için. Bunun için nerdeyse bizi idamla yargılayacaklar. Esnafı insanımızın ayağına getirme projesi bu. Esnafımızı yazlığa gelen misafirlerimizle buluşturma geceleriydi bu. Önceki dönem 5 milyara varan fiyatlarla, kim olduğu belli olmayan insanlara verilmişti bu yerler. Bu kaynakların nereye gittiği de belli değildi. Biz buna hayır dedik. Buranın esnafına vereceğiz, oda başkanımıza verelim, oda başkanı kendisine kayıtlı olan esnafa, Silivri’nin esnafına, umudunu geleceğini burada kazanan insanlara versin dedik. Bu sene de yapıyoruz. Bunun için şikayet edildik, müfettiş geldi, neredeyse bir yıla yakındır soruşturma sürüyor. Kamu kaynaklarını, görevi kötüye kullanmışız. Bir defa daha kullanıyorum, seneye de kullanacağım. Bu yerleri peşkeş çekmeyip, Silivri esnafına vererek görevimizi kötüye kullanmaya devam ediyoruz.

“ONLARIN YAPMASI GEREKENİ YAPIYORUM, HAYIR OYU VERİYORLAR.”

Silivri’nin çıkışını biliyorsunuz, Arslan Yoğurtları’nın köşesi, orada tam 11 tane can verdik. AKP İlçe Başkanı günlerdir söylüyor, söyleyin destek olalım diye… Büyükşehir Belediyesi’nin yapmakla yükümlü olduğu ana altere, E-6 Karayolu’nun bağlantı noktasına bir yıldır sadece tretuvar taşlarını istiyorum. Cevap yok, neredeyse kapısında yatacağız. Lütuf ve ihsan değil, bu halkın ödediği vergilerden hakkımızı istiyoruz. Sonunda ihaleyi kendimiz yaptık. 300 Bin lira tutuyor. Bu ihaleyi borçlanarak yapıyorum, meclise getiriyorum AKP hayır oyu veriyor. Büyükşehrin yapmakla yükümlü olduğu, yapmadığı, benim yaptığım şeye hayır oyu veriyorlar. Onu da geçtik, haydi ihalesini biz yapıyoruz, sinyalizasyon sistemi koyun siz de dedik. Bir haftadır genel sekreter yardımcısına ulaşmaya çalışıyoruz. Böyle bir adalet olabilir mi?

“BURADA TETİKÇİLER VAR, TOPBAŞ’A ŞİKAYET EDİYORUM, BAŞBAKAN’A ŞİKAYET EDİYORUM!”

Ben Büyükşehir Belediye Başkanı’na buradan sesleniyorum. Burada durumdan vazife çıkaran tetikçiler var, onları şikayet ediyorum. Başbakan’a kadar şikayet ediyorum. 11 tane can verilen yerde, 10 tane lambayı sizden esirgeyen anlayışı, size şikayet etmek için buradayım.” Dedi.

Işıklar’ın sık sık alkışlarla kesilen konuşmasından sonra, vatandaşlar Silivri Belediye Başkanı ile bir araya gelerek, sevgilerini gösterdiler.