Silivri Facebook
banner88

IŞIKLAR: KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?

 

Işıklar, AKP’nin 1/5000 ölçekli planlarla ilgili olarak kamuoyunda yaratmaya çalıştığı “planlar oybirliğiyle geçti” algısına yanıt verdi:

 

Bize “Kırk katır mı kırk satır mı?” dediler

 

Silivri Belediye başkanı Özcan Işıklar, katıldığı CHP Örgüt Toplantısı’nda, 1/5000 ölçekli planlarla ilgili olarak AKP tarafından kamuoyunda yaratılmaya çalışılan “planlar oy birliğiyle geçti” algısına cevap verdi: “ Evet oybirliğiyle geçti. Ama önümüze ‘Kırk satır mı kırk katır mı?’ cinsinden bir seçenek sunuldu.”

 

CHP Silivri İlçe Başkanlığı tarafından geçtiğimiz Cuma akşamı saat 19:30’da parti binasında gerçekleştirilen örgüt Toplantısı’na katılan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 13 orman köyünün kapatılması ve 1/5000 ölçekli planlar hakkında açıklamalarda bulundu. Işıklar, daha önce belde belediyelerinin söndürülmesinden dolayı tecrübeli olduklarını, tüzel kişilikleri sona eren köylerdeki vatandaşların hizmet alımı açısından endişe etmelerini ifade etti.

İktidarın, 2009 yılından bu yana Silivri’den hınç alırcasına bir politika izlediğine de vurgu yapan Işıklar “Sıra bize geldi. Şimdi biz onları cezalandıracağız” dedi.

Silivri’nin 1/5000 ölçekli planlarının oybirliğiyle geçtiğini de ifade eden Işıklar, ancak AKP tarafından kamuoyunda yaratılmak istenen algının doğru olmadığını söyledi ve ekledi: “Evet, planlar oybirliğiyle geçti. Ama bize resmen ‘kırk satır mı kırk katır mı?’ dediler.”

           

“SEÇMEDİKLERİ MECLİS ONLAR İÇİN KARAR ALDI”

Silivri Belediye Başkanı Özcan ışıklar, CHP Silivri İlçe Örgüt Toplantısı’ndaki açıklamalarında şu ifadeleri kullandı: “Aslına bakarsanız ilçemizi ilgilendiren çok önemli, bir idari yapılaşma ve değişimle ilgili bir çalışmamız var. Daha önce 8 belediye kapatıldı. Kumburgaz-Celaliye B. Çekmece’ye bağlandı, diğer 7’si söndürülerek bize katıldı. Şimdi de 13 orman köyünün tüzel kişilikleri sonlandırılarak bize bağlanmasıyla birlikte toplamda 35 mahalleye ulaştık. Kapatılarak mahalle statüsüne geçen bu köylerimizin sadece alan büyüklüğü 220 kilometrekare. Bu köylerimiz geçtiğimiz 2009 yerel seçimlerinde YSK kararıyla oy kullanamadılar. Böyle olunca da İBB’nin hukuki temsilinde bir boşluk oluştu. Seçmedikleri, oy kullanamadıkları bir meclis, geçtiğimiz dört sene boyunca onlar için karar aldı. 

 

“YERİNDEN YÖNETİMDEN YANAYIZ”

2009 yerel seçimleri öncesinde, o dönemlerde söndürülen beldelere giderek buradaki belediyelerin kapatılmasının ne kadar yanlış olduğunu, yerinden yönetimin daha çok güçlendirilmesi gerektiğini anlatmıştık. Bazı yetkilerin ise il düzeyinde kalarak, denetim amacıyla kullanılmasını doğru buluyoruz. Partimizin genel ifadesi ve duruşu da bu şekildeydi. Şimdi de köylerle ilgili aynı süreci yaşıyoruz. Bu köylere gerçekleştirdiğimiz ziyaretlerde endişe duymamalarını, bu konuda sekiz beldenin söndürülerek bize bırakıldığını ve tecrübe sahibi olduğumuzu ifade ediyoruz.  Türkiye’de bu kadar kapatılmış belediyeyi teslim alan çok az ilçe vardır. Bu belediyesi söndürülmüş beldelerin ilçe merkeziyle entegrasyonunu sağladık ve daha çok hizmet alır hale getirdik.

 

“KÖYLERİN YOK SAYILACAĞI BİR ANLAYIŞLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Biz, çıkartılan kanunu uygulamakla yükümlüyüz. Ama kanunun nerelerinin eksik ve sakat olduğunu da halkımızla paylaşacağız. 430 kilometre karesi tarım alanı olan Silivri’de köylümüz bir daha hayvancılık yapamayacak bu yeni kanunlarla. Tarım arazileri arsa vasfına geçtikten sonra imarlar yaşanacak. Beş yıl süreyle su dörtte bir fiyatına kullanılacak ama sonrasında köylerin yok sayılacağı bir anlayışla karşı karşıyayız. Tüm bunların içinde bizleri mutlu eden tek şey oy kullanacak olmaları. Vatandaşlarımızın bu tepkilerini göstermelerini sağlamamız gerekiyor. Zaten köylerimiz de bu anlamda büyük sıkıntılar var. Yerel seçimlerle birlikte bu yasa uygulanmaya başlanacak.

 

“ŞİMDİ BİZ ONLARI CEZALANDIRACAĞIZ”

Bu köylerimize, bize bağlı olmadıkları günlerde dahi hizmetlerimizi götürdük. Hiçbir zaman boşlamadık. Buraya karşı bir hınç alma anlayışı halen devam ediyor. Cezalandırırmış gibi… Sıra bize geldi. Şimdi biz onları cezalandıracağız. Halkımızda buna hazır. Yerinden yönetimi, yerel yönetimi yok sayan bu anlayışı artık sorgulamamız gerekiyor. Tepesinde bir kişinin olduğu, bütün memleketi yöneten anlayışa payanda olacak yasal bir mantık var burada.

 

 

“KIRK KATIR MI KIRK SATIR MI?”

Bizim planlar konusunda halkımıza bilgi vermekte geciktiğimiz yönünde kamuoyunda bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Planlar ayın 11’inde askıya çıktı. Ve bize gelişi ise ayın 4’ündeydi. Çünkü planların görüşülmesi ve incelenmesi için hafta sonu da dâhil bir hafta süremiz vardı. Biz o güne kadar planların bir fotoğrafını dahi göremedik. Bir meclise gidişimizde, duvardaki yansımasını telefonla çekmemize bile izin verilmedi. İşte bahsi geçen planlar bu kadar kamuoyuna kapalı şekilde yapıldı. Meclisten geçirilirken de ‘Silivri’nin genel planları meclisten geçsin mi geçmesin mi?’ şeklinde bir mantık sunuldu. Kırk satır mı kırk katır mı misali bir seçenek önümüze getirildi. Geçse, ortada sakat bir mantık var, geçmese her şey kilitlenecek. Bu durumda parti grubumuz şöyle bir karar aldı; Planı geçireceğiz ama çekincelerimizi ortaya koyacağız. Askı süresinde itirazımız yapacağız, gerekirse de hukuk yoluna başvuracağız diye de karar alındı. Evet, planlar bu doğrultuda oybirliğiyle geçti. Ama dediğim gibi bize resmen ‘kırk satır mı ırk katır mı?’ dediler.

 

“CAMİYE KARŞI ÇIKACAK BİR TANE CHP’Lİ YOKTUR”

Elimize bir 5000’lik taslak verildi ki, onu da büyüteçle zor görüyorsunuz. 16 kilometrelik mesafeyi bir A4 boyutundaki çıktıyla verdiler bana. Orada ne olduğunu anlamak mümkün değil ki parselleri bırakın bir kenara. Sonradan anladık ki devlet hastanesinin eski hizmet binasının olduğu yere cami konulmuş. Orada cami olduğu söyleniyor. Benim babam 83 yaşında vefat ettiğinde, orada bir cami olduğunu duymamıştım. Orada bir cami olduğunu kimseden de duymadım, belki de tesadüf etmemiş olabiliriz. Ancak tapuda bir cami olduğu, daha doğrusu mescit olduğu tapuda çıktı. Orada bir mescit olduğunu yaptığımız araştırmalar sonunda tespit ettik. Doğrudur ama şehrin iki tane aksı var. Biz de hastanenin yerini kaldıralım, arkasındaki evi de kamulaştırıp Silivri’ye girişi sağlayacak olan bir bulvar oluşturalım istedik. Yüzde 90’ı Müslüman olan bir ülkede camiye karşı çıkacak bir Allah’ın kulu yoktur. Bir tane de CHP’li yoktur. Biz buna onlardan çok daha fazla sahip çıkıyoruz. Dokuz tane de cami yeri yaptık. Bu da kamuoyunda speküle edilebilecek bir konuydu. O nedenle buna da bir açıklık getirmek istedim.  

 

“İMAR TRANSFERİ İLK DEFA SİLİVRİ’DE UYGULANACAK”

Alt ölçekli planlarda, imar transferi diye bir şey çıkarttılar. Anlaşılan o ki, ilk defa Silivri’de uygulanacak. İmar transferi ne demek? Sahil kenarı bandını 50 metreye çıkarttılar. Burada yıkılan hakkınızı, iç kesimlerde birinin hakkıyla birleştirerek orada kullanacaksınız. Yani artık sizin bir tapunuz olmayacak. Tapu yerine size gelip imar hakkı veriyor. Tapuya dönüşmesi için orada biriyle bu işi yapmanız lazım. Hiç bilmediğiniz bir parselde, birinin hakkını birlikte kullanacaksınız. Böyle sakat ve yönetmeliği olmayan imar transferi ilk defa burada denenecek.

 

“PLANLARI AKP MECLİS ÜYESİ SAFFET SERT BİLE SAĞLIKLI BULMADI”

Bir de Kentsel Dönüşüm var. Hatta bu konuyla ilgili kurmuş olduğumuz özel bir de birimimiz var. Takip ediyoruz, çaba gösteriyor ve izliyoruz ama hiçbir yetkimiz yok. Zaten bize bir şey soran da yok söyleyen de. Kentsel Dönüşüm yapılacak olan dört noktayı belirleyip gönderdik. Şimdi planda buralarda imar transferi yapılacağı söyleniyor. Silivri’nin merkez planlarında yüzde 70 oranında imar azalması söz konusu. Bu planın savunulacak yanı yok. AKP Meclis Üyesi Saffet Sert’te aynı görüşte. Katılımcı, insanların mülkiyet hakkına saygılı, daha sağlıklı bir planın yapılması için gerekli bütün çabayı göstereceğiz.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol