Silivri Facebook
banner88

Eğitim İş'ten bombardıman!

Haber MERKEZİ

Eğitim İş Silivri Temsilciliği, yaptığı basın açıklamalarıyla hükümeti bombardımana tuttu. Öğretmen evi bandrollerinin %330’lara varan oranda zamlandırılarak 60 YTL ye çıkarılması, yönetici atamalarında bir hayli önemli olan takdir ve teşekkür belgelerinde veren makamın bilerek yanlış işaretlenmesi ve adam kayrılması, iller arası özür durumuna bağlı yer değiştirmelerde yapılan haksızlıklarla ilgili basın açıklamaları yapan Eğitim İş, MEB’e uyarıda bulundu.

“ Kendi evimizde kiracı olmak istemiyoruz”

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin paraları ile yapılan Öğretmen evlerinin bandrol kart ücretlerini 2009 yılı için yüzde 330 zamlandırarak 18 YTL'den 60 YTL'ye yükseltmiştir. Üstelik, bandrol alma zorunluluğu getiren yeni genelgeye göre, bandrol almayan öğretmenler, öğretmen evleri ve sosyal tesislerinin tüm hizmetlerinden indirimsiz faydalanacaktır. Öğretmenlerin, kendi paraları ile inşa edilen öğretmen evlerini kullanmak için bandrol ücreti ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu genelge ile öğretmenlerin ve ailelerinin öğretmen evlerinden yararlanma olanakları kısıtlanmaktadır.
Bandrol fiyatını 18 YTL’den 60 YTL’ye çıkaran AKP hükümeti söz konusu olan maaş zamları olduğunda aynı duyarlılığı göstermemektedir. Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen evlerine yönelik uygulamalarının arkasında özelleştirip, satma düşüncesinin olduğu bilinmektedir.
Öğretmenler ve eğitim çalışanları, personel kimlik kartları ile doğrudan tüm hizmetlerden yararlanmalıdır. Eğitim-İş bu sağlanana kadar kararlılıkla mücadele edecektir. Milli Eğitim Bakanı’nın bizi kendi evimizde kiracı yapmasına izin vermeyeceğiz.
Eğitim-İş olarak bakanlık çalışanlarının personel kimlik kartlarıyla doğrudan tüm öğretmen evi hizmetlerinden yararlanmaları yönünde talebimizi iletmek üzere tüm Türkiye’de imza kampanyası başlatmış bulunmaktayız. İlçemizdeki okullarımızda da iki haftadır bu çalışma sürdürülmektedir.
Eğitim-İş eğitim çalışanlarının haklarını sonuna kadar koruma kararlılığını sürdürecektir
                              
Eğitim-İş'ten MEB'e uyarı

Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Takdir ve Teşekkür Belgesi Verilmesine İlişkin Yönergeye dayalı olarak verilen ödüllerden; daire başkanları, il veya ilçe milli eğitim müdürleri tarafından verilen ödüller için İLSİS'de "veren makam" olarak valiliğin veya bakanlığın işaretlenmesi yönündeki uygulamaların derhal sona erdirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurduk. Bakanlığın işaret ettiğimiz yanlışta ısrarcı olması halinde, Sendikamız konuyla ilgili geniş kapsamlı hukuki süreç başlatacaktır.
Bilindiği üzere 24.04.2008 tarih ve 26856 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği” yönetici olarak atanma talebinde bulunan adayların değerlendirilmeleri EK-2’de yer alan “Yönetici Değerlendirme Formu” üzerinden yapılmaktadır. 15.10.2008 tarih ve 27025 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetici Değerlendirme Formu’na göre; -atamaya yetkili amirce verilmiş olan üç belge ile sınırlı olmak kaydıyla- her ödül belgesi için belirli bir puan verilmekte ve verilen bu puan yönetici seçiminde son derece belirleyici olmaktadır.

Müvekkil Eğitim-İş Sendikası’nın yaptığı araştırmalar sonucunda, konuyla ilgili olarak uygulamada birbiriyle çelişik tasarruflara imza atıldığını tespit etmiştir. Örneğin; Dairesi Başkanlarınca verilen teşekkür belgesi için İLSİS’de veren makam olarak “Bakanlık” işaretlenmekte veya İl Milli Eğitim Müdürleri tarafından verilen teşekkür belgesi için “Valilik” işaretlenmektedir.
Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği Ek-2’nin Danıştay’ın iptal kararı öncesindeki ilk halinde; aylıkla ödül ve teşekkür belgeleri puanlamada dikkate alınmaları için “yetkili amirlerce verilmesi şartı” yoktu. Konu ile açılan davalar ve uygulamada karşılaşılan/karşılaşılabilecek haksızlıklar gözetilerek EK-2’nin ilgili hükümlerinde değişikliğe gidilmiş, bütün ödüller için “atamaya yetkili amirlerce verilmiş olma şartı” getirilmiştir. Getirilen yeni düzenleme ile uygulamadaki keyfiliğin giderilmesine çalışılmış, ödüllerin puanlanmaya dahil edilmesi daha zor şartlara bağlanmıştır.
 
Milli Eğitim Bakanlığı Personeline Takdir ve Teşekkür Belgesi Verilmesine İlişkin Yönerge’nin “Takdir Belgesi Verecekler” başlıklı 6. maddesi ile “Teşekkür Belgesi Verecekler” başlıklı 7. maddesi incelendiğinde de, takdir ve teşekkür belgelerinin atamaya yetkili amirler dışındaki daire başkanları, il milli eğitim müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürleri tarafından da verilebildiği görülmektedir.
Dolayısıyla, il veya ilçe milli eğitim müdürlerinin –ödülleri bakan veya vali adına verseler dahi- verdikleri ödüller puanlamaya dahil edilemez. Aksi uygulama, Danıştay kararlarıyla revize edilen MEB Eğitim Kurumları Yöneticileri Yönetmeliği ile Danıştay kararlarını hukuka aykırı olarak dikkate almama anlamına gelmektedir.

“ Bütün hukuka aykırılıkların karşısında eğitim iş var”

2009 yılı "Öğretmenlerin Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzu" unun; 2.1 numaralı "İller Arası Yer Değiştirmek İsteyenler"  başlığı altında yer alan 3. fıkranın eksik düzenleme nedeniyle ve 3 numaralı "Başvuru Yapamayacak Öğretmenler" başlığı altında yer alan 3 numaralı düzenlemenin ise, dayanak üst norma aykırılık teşkil etmesi nedeniyle yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla dava açtık.

2009 yılı “Öğretmenlerin Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzu” nun 2.1 numaralı “İller Arası Yer Değiştirmek İsteyenler”  başlığı altında yer alan üç fıkra hükmü ile sahip olduğu özür nedeniyle iller arası yer değiştirmek isteyen öğretmenlerin durumu düzenlenmiştir. İlk iki fıkra gereğince, özrü nedeniyle iller arası yer değişikliği isteyen bir öğretmene, gitmek istediği ilde alanında ilan edilen eğitim kurumlarından en fazla 25 tanesi için tercihte bulunma ve öncelikle bu tercih ettiği kurumlara atanma imkânı bununla birlikte elektronik başvuru formundaki 26. Tercihi işaretlediğinde, tercih ettiği kurumlara atanamaması halinde, gitmek istediği ildeki boş diğer eğitim kurumlarına atanabilme imkânı tanınmıştır. Özetlemiş olduğumuz ilk iki fıkra hükmünün, herhangi bir hukuki uyuşmazlığa veya hak kaybına sebebiyet verecek bir düzenleme içermemesine rağmen, aynı başlık altında yer alan 3. fıkra hükmü “Özür Durumuna Bağlı Yer Değiştirme Müessesesinin” amacına aykırı bir düzenleme getirmiştir. Dava konusu 3. fıkra hükmü aynen şu şekildedir;
 
“…Hizmet puanı üstünlüğü esasına göre yer değiştirme istekleri alanında norm kadro açığı bulunmaması nedeniyle yerine getirilemeyen öğretmenler; takip eden yer değiştirme dönemlerinde isteğe bağlı ya da özür durumundan tekrar başvuru yapabilecekleri gibi yürürlükteki Yönetmeliğin 40’ıncı maddesi kapsamında aylıksız (ücretsiz) izinli sayılma isteğinde de bulunabileceklerdir.”
Görüldüğü üzere, tercih ettiği 25 okula ve 26 tercihini yapmış olmasına karşın yer değiştirmek istediği ildeki diğer okullara atanamamış öğretmene dava konusu 3. fıkra iki ihtimal tanımıştır. Bu durumdaki öğretmen ya takip eden yer değiştirme dönemlerini bekleyerek isteğe bağlı ya da özür durumuna bağlı başvuruda bulunabilecek ya da yönetmeliğin 40. maddesi gereğince aylıksız izinli sayılmak için başvuruda bulunabilecektir.  Dava konusu 3. fıkra hükmünün düzenlemesiyle tanınan iki ihtimal de özre sahip öğretmenin durumuna çözüm getirir nitelikte olmayıp, içinde bulunduğu şartlar dahilinde göreve devam etmesini veya ekonomik açıdan daha da zor bir duruma düşmesini öngörmektedir.
Davalı idare önceki yıllarda, 3. fıkrada belirtilen durumda bulunan öğretmenleri, -yani yapmış olduğu tüm tercihlere ve boş kalan diğer eğitim kurumlarına da atanamayan öğretmenleri- dağıtım için özrünün bulunduğu il emrine atamaktaydı. Bu şekildeki uygulamayla özre sahip öğretmenler en azından özrünün bulunduğu ile geçiş yapabilip sonradan dağıtımlarını beklemekteydiler.
 
Bu durum mağduriyetleri büyük ölçüde gidermekteydi. Ancak bu yıl yayınlanan kılavuzun dava konusu düzenlemesinde önceki yıllarda yer alan İl Emrine Atanma ibaresine yer verilmeyerek, bu durumdaki öğretmenlerin özürlerinin bulunduğu il emrine atanmaları imkânı kaldırılmıştır. Davalı idare önceki yıllarda İl Emrine Atama imkânı ile konunun kesin çözümüne yönelik daha elverişli bir uygulama gerçekleştirmiş olmasına rağmen bu yıl yayınlanan kılavuzun dava konusu düzenlemesinde “İl Emrine Atanma” ibaresine yer verilmemesi nedeniyle özre sahip olup da belirtilen durumda olan öğretmenlerin bu durumları çözümsüz kalmış ve bu öğretmenler mağduriyetlerine katlanmak ya da aylıksız izin almaya itilerek varolan özür durumlarının yanı sıra ekonomik ve mesleki açıdan kendileri için daha zor olan bir durumun içine girmek zorunda bırakılmışlardır.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol