Silivri Facebook
banner88

Türk: İnsanlığın Önderidir...

Geçmişi ve geleceğinde hazineler saklı bir şehirdir SİLİVRİ! Bu şehir , kasaba ve köylü zihniyeti ile yönetilemez. Geleceği görebilmek için geçmişi bilmemiz gerek. Geçmişin resmine başından sonuna bakabilirsek bütüne hakim olmuşuz demektir.
SELAMÜNALEYKÜM desek yanlış mı anlaşılırız acaba? Dinin siyasete araç edilmesi ile birlikte yapı taşlarımızdan oluşan öz değerlerimiz emperyalizmin dozerleri ile yerle yeksan edildiği şu günlerde insanlık çok derin bir şekilde yıkıma uğratılırken, aslında hepimizin bunu görüyor ve biliyor olmasına rağmen milletçe soğukkanlı oluşumuz bizi onlardan ayrı kılıyor.
En iyi savaşçı, düşmanı dosta dönüştüren savaşçı, en güçlü ordu ise düşmanını tanıyan(bilen ) ordu olduğunu kabullendiğimiz an bastığımız yerin TAHAMMÜL menzili olduğunu görürüz..Ordusuna küsen,namusuna küser...!!!
Selamünaleyküm; hepimizi yaratan O yüceliğin bize ilk seslenişi idi. (henüz Hiçbir şey yok iken,olmuş ve olacakların yazıldığı )Levhi mahfuzu bitiren kalem ona dedi ki;
EYY ALEMLERİN RABBİ,,, ONCA MUCİZEVİ VE DEHŞETLİ ŞEYLER YAZDIM, LAKİN ŞU MUHAMMED DEDİĞiNE BENDE HAYRAN KALDIM, ONA BENDEN SELAM OLSUN dediğinde,,,,,,
Alemlerin RABBİ ona;
ALEYKÜM-SELAM.....! demişti.... Kitap, besmele ile, Muhabbet selam ile başlar......!
Hıristiyan olupta İSA olmak istemiyen kişi Hz.İSA'yı ne anlamış ne sevmiştir...Ona keza MÜSLÜMAN'da aynı şekilde Hz.MUHAMMET aşkına düşmeli.O'nun adına konuşup fetva vermemeli,, O' olmalı.Yani selamı daima almaya layık biri olmalı,MUHAMMED OLMALI ses, iç'ten dışa vuruşun bir aracıdır. Ancak o da kulaktan tekrar içe döner. Kiminin içi acır, kiminin içine huzur dolar ??
..VE sonra yazı, iç'in dışa vuruşu oldu. Kalem ne karaladıysa o karaltılarda bilgi denilen nur-a ulaştı, insanoğlu. İç, içle buluştuğu an, hakikat zuhur etti, işte o zaman o hakikatlerin kimi içimizi acıttı, kimi içimizi ferahlattı..
İç denilen gönül saraylarımızda da bir halk yaşar. Çevremize şöyle bir baktığımızda Hiçbir insanın diğeri ile aynı olduğunu göremeyiz. Aynen bizim gönül sarayımızdaki hissi halk gibi... dünyada yaşayan 7 milyar insanı görmek imkansız; lakin, içimizdeki halka baktığımızda bütün insanlığın bu olduğunu görürüz.Duygusal niteliklerimiz(ESMA-ÜL HÜSNA) Kibir, tamah, hırs, benlik, kanaat, itaat,esirgeme, öfke, sabır, şiddet, akıl, iman ve daha sayamadığım ve saymaya da lüzum görmediğim, çünkü, hepimizde olan bu ruhsal yetilerin,(İSİMLERİN) hangisi gönül tahtımızda oturuyorsa biz O'yuz. Yüce Rabbimden evrende sadece insanoğluna layık görülüp verilmiş en önemli ve KIYMETLİ olanı yani, BİZE ÜFLENEN RUH'u BİZ,, emanet aldık,, bu emanetin evrensel yolculuğunu o RUH'u bize veren, elbetteki bilir..KENDİNİ BİL VE TANI diyerek sesi ile kaleme buyurdu, kalemin yazdığını ancak eğilen göz okudu.Lakin kılıca ve silaha ilk kim, neden sarıldı ve kim; kimi yok etti? Suçlu kim, haklı kim? Kaybeden kim? kazanan kim?
Düşmanımızı bile sevmeliyiz, bizdeki gücü ortaya çıkardığı için.
Andolsun ki ,daima imanla BİR olan akıl kazandı. Çünkü, gönül sarayının içindeki şiddetli kargaşa ve feryatlar, restleşmeler, çekilen kılıçlar, bozulan düzen karşısında çaresiz kalan akıl kendini yakınında olan imanın eteğinde buldu. İman ona usulca eğilerek;
BİZE GELDİYSEN TELAŞ ETME, NE YAPAYIM DERKEN DE KARARSIZ KALMA..Dedi.
Aslında iman'ın da o an en çok ihtiyaç duyduğu varlık da AKIL idi,,YÜCE RABBİM akıl ve imanın birbirine sığınacağı vakti ve mekanizmayı öyle kurmuş ki,örneğin biz Türk'ler,,düşmanın silahından çıkan kurşuna koşarak giderken ALLAH-ALLAH diyerek gideriz.Bireysel bir durumda ise,örn : Yandım ALLAH-, aman ALLAH (aman tanrım) gibi imani yaklaşımlara hep korku anında ihtiyaç duyarız. 1999 Depreminin ardından camilere sığmayan halk sokaklarda kaldırım taşına secde etti mesela..:))dün, sarhoşken işediği yere secdeye kapananları biliyorum çünkü, İnsan korkmadıkça akıl imana yaklaşmaz.
İşte, şimdi, şu an, buna vakıfsan korkuyu yaşıyorsan, aklın başında demektir, çünkü mutlak samimiyet sadece imanla mümkündür, O kibir var ya O kibir,, adamı namazda bile rahat bırakmaz ama O KORKU var ya! O korku,,, adamı, bazen gülünecek hallere düşürür. Kendi kendine yazdığı kitapta(levh-i mavuz)bile onu emrederken biz onun TAVSİYESİNİ-EMİR olarak görenler de dosta-düşmana aynı şeyi HAYKIRIYORUZ
KENDİNİ BİL..!
Bırakalım şimdi onda bunda kusur aramayı,bırakalım şimdi dünyevi yularları. NEDEN SİLİVRİ ?İle başladın ki bu yazıya diye soracak olursanız? Az önce şöyle bir yukarıdan bakıyorduk.
Fakat benim dünyaya geldiğim, bu kutsal ruhu taşıdım yer SİLİVRİ-İSTANBUL-TÜRKİYE ve DÜNYA denilen alemde ete deriye bürünüp Tansel AYYILDIZ olarak geziyor, yaşıyor, biliniyorum...
Maalesef mi Demeliyim? yakınmalı mıyım yoksa..? Hayatın bana ettiklerine , isyankar mı olmalıyım? Yoksa unutup geldiğim yeri ,unutan mı olmalıyım.? KİMSİN? Dediklerinde babamdan başlıyorsam anlatmaya ,ezelden beri olanı yani, selamı alan olmalıyım.
TEKRAR SELAMÜN-ALEYKÜM,,, diyerek selamlaşacağım insanlar burada çünkü,gönül evimde idealarıyla (tek) olanların,, burada yüzlerce-binlercesinin içinde geziyoruz işte.!
Onların fiilen ve (iradeleriyle )olduğu yerde idraklerine ulaşabilmek için,,,buradayız,
Güneşin üşenmeden milyarlarca yıldır en güzel batıp-doğduğu bir yerde SİLİVRİ 'deyiz iste.!
HIRİSTİYAN aleminin yarı hac saydığı kutsal mekandayız,,, MÜSLÜMAN'ız-TÜRK'üz ve mağrur ve şerefli birer insanız,, hatta biz buna halk dilinde DELİKANLILIK diyoruz
SİLİVRİ'de yaşıyoruz ama SİLİVRİ'ye yakışmıyoruz, DURUN,, hemen kızmayın , ÖVÜLMEK için övülecek şeyler yapmak gerekir, yücelerde oturanlara her şey,  ayan-beyan,,,,ama insan olmak için neler vermezlerdi neler?
GÖK YÜZÜZÜNDE MELEK OLMAK NE Kİ? ASIL İŞ İNSAN OLABİLMEKTİR..!
Peki sen,? SİLİVRİ'li kardeşim, SEN kimsin?Yaratan mı? Yaratılan mı? Efendim..? duyamadım?
Bak, yazım okunsun diye yazmıyorum, BURADASIN diye BURADAYIM; Partim-cemaatım-tarikatim ve maaş alacak bir birimim yok, burada çıkar meselesi yok...Her şey ortada ve biz o sahnedekileriz.....
Bir gün Mahşer yerinde yüz-yüze ve eşit olacağımız,kul haklarını sahibine teslim edeceğimiz hizan makamında kimseden şefaat dilenmemek için burayı mahşer yeri bilenleriz...
Umarım, hatırlatmıştır sana bir şeyleri bu eğilerek okudukların.
Umarım, onca satırın içindeki bir kelimeyi bile yalanlamamıştır yüreğin.
Sana göre – bana göre diye bir şey yok,,, öyle yazmış insan olmanın kurallarını bilgeler, eğer bunlar yalansa, okuduklarımızın hepsi yalan,, yazmak için okumak gerek, onlarında bilmedikleri bu diyenler de yalan demiş olurlar o zaman,
O zaman, BAKAN GÖZDE MUALLİMLİK YOKSA OKUDUĞUN HER ŞEY YALAN ,,,,diyen de yalan söylemiş,,,
O zaman, camide Müslüman, sokakta şeytan olalım yine,
O zaman, OKU emrine uymayanlardan olup, şüphe ile bakalım BİZ_BİZE yada POMPEİ halkına benzemeye devam edelim.Dinimin sahibi olan YÜCE YARATANIMIZ var iken kula tapan olalım.
O zaman, fırtınadan önceki sessizliği, hak ettiğimiz huzur zannetmeye devam edelim, boş mu verelim yani? Müslümanım;TÜRKÜM,Atatürkçüyüm,kürdüm,aleviyim deme,,,her ne isen O'nu engüzel şekilde temsil et.arkasına saklanma önünde ol önder ol.Katılma onun-bunun sürüsüne,falancı filancı değil,sen,SEN ol
Gurur ve iftiharla anlattığımız ATALARIMIZ ve destanlarımız bizimle birlikte son bulmak üzere.. BU MEMLEKETTE KENDİNİ ONLARDAN BÜYÜK GÖRENLER VAR,, Bırakalım kardeşim bu işleri,çıkar amaçlı tarikat mensuplarına yalvarıyorum kendinize gelin,biz-bizi biliriz.TASARLANANA DEĞİL,KADERE İNANIRIZ,! VE,, AMELİMİZLE YARGILANIRIZ...! ALLAH'a açık olan insana da açıktır..Göz göre-göre yapmayın..
Ö r n:ERGENEKON destanımız,ne ile yankılanıyor,ORDUMUZ ve TARİHİMİZ nelerle yargılanıyor,daha da beteri ÜLKEM'in üzerinde karanlık eller dolaşıyor ve haritasını değiştiriyor..!
KİM ?NE İLE ANSIN BİZİ? Türkiye+Silivri=Ergenekon..
TÜRK,,İnsanlığın önderidir derken,KENDİNİ BİLEN RABBİNİ-ATASINI-ZÜRRİYETİNİ-GEÇMİŞİ VE İSTİKBALİNİ BİLİR!!OLUŞ İÇİNDEKİ EN GÜZEL DURUŞ *ESAS DURUŞ*
Anlarımızın mimarı olduğumuz konusunda mutabıkız değil mi? seçim daima,iradenin işidir(nefs)olayı yani; yakınıp teslim olmayalım, bütün değerlerimizin sancaktarları olalım ama altında toplandığımız sancağa saygılı olalım, çünkü bunca asırlık yürüyüşümüz, umudumuz ona yaklaşınca son mu buldu yoksa? UNUTTURDU MU SANA ZAMAN.?
dün bu yola neden çıktığını...?
Öfke ve nefreti şuan gönlüne sokma , içten,içe bir muhabbet olup aldatmaya yönelik pış-pışlı kelimeler duyamazsınız bizden....Biz , bize buyurulduğu gibi buyurmakla mükellefiz.!
En yakınlarımla daha sert ve telaşlıyım aslında,çünkü vakit en değerli şeyimiz ve onunla ne iş yaptığımız kaderimizi belirler..HALKLARIN KARAKTERİ DE ÜLKELERİN VE DÜNYANIN KADERİNİ BELİRLER..Bu yazıya kaldığımız yerden devam ederiz.
YETERKİ BİZİMLE KALIN ve .SAĞLICAKLA KALIN........!
(muhabbete doyum olmaz ama bugün CUMA diye lafı biraz uzattık vaktinizi aldıysam af ola!)
Saygılarımla.

Tansel Ayyıldız

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol