''Yarını Görmek gerekir''

 

 

Geçtiğimiz aylarda TMMOB Mmarlar Odası Silivri temsilciliği başkanlığına getirilen Mimar Ertaç Öner ve muhasip üye Necdet Canpolat’ı ziyaretimiz esnasında, mimar gözüyle Silivri’yi sorduk. Başkan Ertaç Öner, kendi penceresinden yaptığı tespitlerde, farklı konulara dikkat çekti. Oda olarak da kamu hizmeti verdiklerinin altını çizen başkan Öner, kapılarının herkese açık olduğunu ve Silivri’nin her türlü sorununa parmak basmaya da hazır olduklarını ifade etti.

 

“ Bir imar planı yapıldığı zaman, bundan 30-40 yıl sonrasının hesaplanması gerekmektedir. Mülkiyet hakkı korunacak diye bütün parseller birebir bırakıldı. İki katlı olan yerler, imar planında aynı büyüklükte bırakılırken yükseklikler 6-7 kata çıktı. Koruma altına alınması gereken Kale Mahallesi, koruma alanı olarak kabul edilmedi, yıllar sonra sit alanı ilan edildi. Geçen bu süreçte de yapılaşmalar meydana geldi. Burada kötü yapılaşmaların ardından kalan münferit yerlere izin verilmemek durumunda. Silivri sanayi şehri değildi, turist şehri değildi. Silivri eğer bir balıkçı kasabası olarak kalsaydı bugünden çok daha güzel olurdu diye düşünüyorum.

 

Tabelada yazan 108 bin nüfusun nereden bulunduğunu da anlamıyorum ve inanmıyorum da. Tabelaya bakılırsa Tekirdağ’ın da nüfusu 108 bin. Cezaevinin tam faaliyete geçmesi ve konutların dolmasıyla 40-50 bin nüfus daha gelir. Silivri’nin tabelasında bu sefer de 150-160 bin yazar. Çok abartılı bir rakam.

 

Silivri, İstanbul’un en ücra, en uç ve en şirin yerlerinden birisi olmasına rağmen,yanlış uygulamalarla, bana göre en sevimsiz yerlerden birisi oldu. Kışın dahi arabanızı park edecek yer bulamıyorsunuz. Binaların altına bodrum yapalım dediğim zaman, zamanın belediyesi buna karşı çıktı. Her yıl binlerce otomobilin trafiğe çıkması trafik ve park sorununu doğuruyor. Haliyle, bu Silivri’ye de yansıdı. Ben tabiatım gereği çok dolaşan biri olarak, köylerde dahi park edecek bir yer bulunamadığını söylemek isterim. Buna mutlaka bir çözüm getirmek lazım.Silivri’nin alt yapısında, İstanbul Büyükşehir belediyesinin ve İSKİ’nin girmesiyle büyük aşama kaydedildi. Ama bunu köyler için söylemek doğru olmaz. Köylü, çiftçi İSKİ’ye bağlandı ve hiçbir hizmet getirilmeden kuyulara el konuldu. Bu çok yanlış bir politika.

 

Silivri’de güzel şeyler olmuyor dersek, bu da olmaz. Tabi bu hizmetler Büyükşehir destekli olarak gerçekleşiyor. Özellikle hükümetin AKP olması, İstanbul Büyükşehir’in AKP’li olması, Silivri Belediye Başkanı’nın AKP’li olması çok önemli. Başka bir belediye olsaydı aynı hizmetler gelir miydi bilemiyorum ama Büyükşehir Silivri’ye büyük önem veriyor ve ihtimam gösteriyor. İGDAŞ geldi ve isteyen herkes bir yıl içinde doğalgaza kavuştu ki, bu büyük bir nimet.

 

Silivri’de tenkit edilecek çok şey var. Biz Mimarlar Odası olarak, bu sorunlara parmak basmak istiyoruz. Basından da rica ediyorum, bir olayla karşılaştıklarında bizi de bilgilendirirlerse bizde olaya müdahil olur, çözümü için gereken ne ise yaparız. Biz mimarlığın da mimarı olmak istiyoruz. Yönetim olarak sessiz gitmek yerine açık bir şekilde faaliyette bulunmayı amaçlıyoruz. İnsanlarımız kendilerini rahatsız eden uygulamaların durumunu siyasetçiden, emlakçıdan veya sokaktaki herhangi birinden sağlıksız olarak öğreneceklerine, bize başvururlarsa kendilerine seve seve yardımcı oluruz ve kişilerde daha doğru bilgileri edinmiş ve öğrenmiş olurlar. Hem biz haberdar olmuş oluruz, hem de en azından konuya teknik olarak müdahale etmiş oluruz. Bizim kapılarımız herkese sonuna kadar açıktır. Çünkü şunu herkes bilmeli ki, biz burada kamu hizmeti yapıyoruz.”