Hamile Bayanlar Bilgilenecek

 

 

SPİNA BİFİDA Derneği İstanbul Şubesi Vekili ve aynı zamanda beş yaşında Spina Bifida hastalığı olan bir kız çocuğunun annesi olan Avukat Ümit Uzunoğlu, hastalık hakkındaki bilgilerini Silivri Belediyesi Sevgi Pınarı Sosyal Hizmetler Merkezi Başkanı Bahar Turan ile paylaştı. Uzunoğlu, halkı hastalık bilinçlendirmenin önemini vurgulayarak, “Özürlü veya hasta tüm çocuklarımız bizim baş tacımızdır. Ülkemizde Spina Bifidalı çocuk sayısı hızla artmaktadır. Her yıl binde 3-5 oranında Spina Bifidalı çocuk dünyaya gelmektedir. Çocuklarımızı dolayısı ile nesillerimizi Spina Bifida doğumsal anomalisinden korumak için doğurganlık çağına gelmiş herkesin hamile kalmadan en az üç ay önce folik asit kullanılması çok ama çok önemlidir. Zira folik asit vitamininin kullanılması ile Spina Bifida hastalığının yüzde 80 oranında düştüğü gözlemlenmektedir. Spina Bifidanın genetik bir anomali olmaması herkesi ilgilendiriyor olması nedeniyle folik asit kullanımı ihmal edilmemeli. Gebeliklerin, artık rastgele değil, planlı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Hamile kalmak isteyen kişinin hamile kalmadan önce doktora giderek, folik asit kullanmaya başlamasının doğmamış henüz anne rahmine bile düşmemiş çocuklarımızı korumak adına çok büyük önemi vardır. Bahar hanıma, şahsıma gösterdiği ilgiden dolayı çok teşekkür ediyorum. Lütfen bay bayan herkesi bilinçlendirelim. Çocuklarımız bizim her şeyimiz”

 

Spina Bifida hastalığının erken teşhisle yüzde 80 oranında önlenebilir bir hastalık olduğunu belirten Silivri Belediyesi Sevgi Pınarı Sosyal Hizmetler Merkezi Başkanı Bahar Turan, “Sağlık nesiller yetişmesi, annelerin hamilelik öncesi bilinçlendirmesi için biz de üzerimize düşen görevi yapacağız.” dedi.

 

Nöral tüp adı verilen yapı beyin dokusundan başlayıp, boylu boyunca omuriliği de içine alacak şekilde aşağı doğru uzanan bir yapıdır. Hamilelik döneminde jeninde Nöral tüpün herhangi bir bölgesinin açık kalması neden olur. Açıklığın omurga kanalı boyunca bir yerde olması, spina bifida olarak tanımlanır. Spina Bifida “ayrık” ya da “açık” omurga anlamına gelen Latince bir kelimedir. Spina Bifida, omurgaların iki yarısının orta hatta birleşemediği bir kusurdur. Orta hatta açık kalan bölgeden tek başına omuriliğin etrafını saran zarlar (meningosel) veya zarlarla beraber omurilik dokusu (meningomiyelosel) fıtıklaşır. Spina bifida en sık bel bölgesinde görülür. Spina bifida ülkemizde yaklaşık 1000’de 3 oranında gözlenen bir doğumsal kusurdur.

 

Spina Bifida’nın birden fazla neden bağlı olarak oluştuğu düşünülmektedir. Spina bifidalı doğan bebeklerin yakınları arasında yüzde 5 oranında bu kusura rastlanması, olasılığın kalıtsal bağlantısının güçlü olmadığını varsayılmaktadır.

 

1- Sara Hastalığı

2- Insüline bağımlı şeker hastalığı olan anne adaylarında Spina Bifida nispeten daha sık görülmektedir.

Bu hastalıkla doğan çocuklarda ileri derecede felç, mesane ve bağırsak kontrolünde güçlük, buna bağlı böbrek yetmezlikleri, beyinde su birikmesi gibi bir dizi sorunlar görülmekte.

 

Spina Bifidali bir bebek doğurmuş olan anne adaylarında durumun bir dahaki gebelikte tekrarlanmasını önlemeye yönelik olarak gebelik öncesi dönemden başlanıp, gebeliğin ilk birkaç ayı boyunca yüksek doz folik asit tedavisi uygulaması etkili bulunmuştur. Spina Bifidali bir doğum gerçekleşmesi sonrasında, yüksek doz folik asit kullanan anne adaylarında, olayın tekrarlama olasılığının azalması, hastalığın folik asit ile yakın bir ilişkisi olabileceği varsayılmaktadır.

 

Gebelik döneminde yapılan ayrıntılı ultrasonografi incelemesinde kafatasında şekil bozukluğu görülmesi, büyük kusurlarda gebelik ilerledikçe kafa içinde sıvı birikimi de ortaya çıkar. Bunun yanında üçlü testte elde edilen veya tek başına istenen alfafetoprotein incelemesinde değerin gebelik haftasına göre beklenenden fazla çıkması da Spina Bifida olasılığını gündeme getirir.