Silivri Facebook

Dışı Baca, İçi Baz
 
Kaynak : Değişim Gazetesi
 
Geçtiğimiz günlerde Silivri Kaymakamı Ali Dursun’un girişimleriyle Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bahçesine havalandırma süsü verilerek yerleştirilen baz istasyonu kaldırılmıştı.
 
Geçtiğimiz Perşembe günü Türk Elektrik Kurumu’nun Ankara görevlileri olduğunu söyleyen kişiler, aynı taktikle Ali Çetinkaya Caddesi Onur Hastanesi mevkiine de aynı havalandırmadan yerleştirdiler. Konu ile ilgili bilgi verme yetkileri olmadığını söyleyen kişiler, havalandırma ismini verdikleri iki cismi trafonun üzerine yerleştirdiler. 
 
Turkcell GSM şirketine ait olduğu öğrenilen baz istasyonu ile ilgili açıklama yapan Turkcell Basınla İlişkiler Birim Yöneticisi Nazlı Candan, takılan istasyonun sağlığa zararı olmayan bir istasyon olduğunu savundu.
 
TEDAŞ Çevreye Uyum çalışmaları programında, Telekominikosyon kurumundan izin alındığını söyleyen Basınla İlişkiler Birim Yöneticisi Nazlı Candan, takılan istasyonun sağlığa zararsız bir istasyon olduğunu bir açıklama yaparak anlattı. Turkcell Basınla İlişkiler Birim Yöneticisi Nazlı Candan’dan konu ile ilgili gelen açıklama şu şekilde;
 
“Türkiye’nin ilk GSM operatörü olan Turkcell, Şubat 1994’te faaliyete geçtiği günden bu yana, mobil iletişim alanındaki yenilikleri dünyayla eş zamanlı olarak Türkiye’ye getirmekte, müşterilerine hayatlarını kolaylaştıran, zenginleştiren, zaman kazandıran, bilgiye kolay erişim sağlayan hizmet ve ürünler sunmaktadır. Bugüne kadar lisans bedeli hariç, 6,3 milyar dolar yatırım yapan Turkcell, sürekli artan bir kalite anlayışı ile altyapı yatırımlarına devam etmektedir.
 
Turkcell, sunduğu mobil iletişim hizmetinin gereği olarak, belirlenen yerlere GSM baz istasyonu adı verilen cep telefonu alıcı-verici anten cihazları monte etmektedir. GSM baz istasyonları konusunda tüm dünyada kabul edilen ve ülkemizde de gerek mevzuatımıza girmiş, gerekse bilimsel çevrelerce de kabul edilmiş bazı limit değerler konulmuş ve baz istasyonlarının bu değerlere uygun olarak çalıştırılması kabul edilmiştir.
 
Faaliyet gösterdiğimiz telekomünikasyon sektöründe teknolojik gelişmelerin izlenmesi, tüketicinin korunması, kalkınma ve güvenlik politikalarının gözetilmesi, yasalara uygunluğun sağlanması, uluslararası normlara uygunluğun sağlanması, ülkemizde Telekomünikasyon Kurumu tarafından düzenlenmekte ve denetlenmektedir. Telekomünikasyon Kurumu, bu düzenleme ve denetim yetkisiyle telekomünikasyon alanındaki altyapı ve hizmetlerin, üretim faaliyetlerinin düzenli, güvenli, verimli ve şeffaf bir şekilde sürdürülmesini sağlamaktadır.
 
Telekomünikasyon cihazları konusunda gerekli teknik ve idari çalışmalar yapan Telekomünikasyon Kurumu tarafından hazırlanan “10 kHz –60 GHz Frekans Bandında Çalışan Sabit Telekomünikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkındaki Yönetmelik”, 12 Temmuz 2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin uygulama usul ve esaslarını belirleyen tebliğ de 9 Eylül 2001 tarih ve 24518 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır
 
Yönetmelik kapsamında, 10 kHz-60 GHz frekans bandında çalışan ve aralarında GSM baz istasyonları, radyo/TV vericilerinin de bulunduğu her türlü sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinin kurulması ve işletilmesi sürecinde uygulanmak üzere bazı özellikler getirilmiştir. Bu özellikler hakkında aşağıda kısa bilgileri bulabilirsiniz.
 
GSM baz istasyonları tarafından yayınlanan radyo dalgalarına maruz kalma değerleri, ulusal ve uluslararası standartlarda belirlenmiştir. Dünyada en çok kabul görmüş standart, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yetkilendirilen Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından yayınlanmış olanıdır. ICNIRP’nin yayınladığı değerler, ABD ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler dahil, 42 ülke tarafından kabul edilmiş değerlerdir. ICNIRP’in limit değeri, 900 MHz frekans bandında yayın yapan baz istasyonları için 42 v/m dir. Bu değerler dahi maksimum güvenliğin sağlanması amacıyla, insan vücudunun 365 gün 24 saat maruziyet esası gözetilerek tolere edebileceği asıl değerlerin onlarca defa azaltılması (yaklaşık 1/40’ı) ile elde edilmiş değerlerdir.
 
Ülkemizde ise, 12.07.2001 tarihli Yönetmelik gereği, ICNIRP tarafından belirlenmiş limit değerin (42 v/m) ¼’ü olan 10.23 v/m limit değer olarak belirlenmiştir. Yani ülkemizde uyulması zorunlu azami limit değerler, Avrupa ülkelerinden dahi daha düşük tutulmuş, böylelikle yaklaşık 16 kat daha güvenli koruma sağlanmıştır.
 
Yönetmeliğin limit değerleri ve Güvenlik Mesafesi hesabı kullanılarak, sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinin civarında insanların emniyet ve güvenle sürekli bulunabilecekleri alanlar belirlenebilmektedir. Telekomünikasyon Kurumu tarafından bir sabit telekomünikasyon cihaz veya sistemi kurma izni, ancak insanların yaşadığı mekânların güvenli alanda bulunabilmesi halinde verilmektedir. Dolayısıyla kurulan tüm baz istasyonları, gerek kurulum öncesi gerekse kurulum sonrası yapılan kontrollerle son derece güvenli hale getirilmişlerdir.
 
Diğer yandan elektrikle çalışan her cihazın etrafında cihazın gücüyle orantılı olarak bir manyetik alan oluşur. Halk arasında “radyasyon” diye anılan işte bu manyetik alandır. Radyasyon kelime anlamıyla “ışıma” demektir. Isı, ışık ve radyo dalgaları günlük yaşamdan bildiğimiz ışıma yoluyla yayılma örnekleridir. Evlerde ısınma amacıyla kullanılan radyatörler de isimlerini ısı yayıcı anlamına gelmek üzere aynı kökten alırlar.
 
Cep telefonlarının yaydığı radyo dalgaları ile nükleer radyasyonun hiçbir benzerliği yoktur. Nükleer radyasyon için uranyum, plütonyum gibi radyoaktif elementler gerekir. Cep telefonu gibi bütün dünyada yaygın bir sistemde bunların kullanılması zaten mümkün değildir. Bu konudaki yaygın inanışlar, yanlış veya eksik bilgilerden kaynaklanmakta, bu nedenle nükleer radyasyonla cep telefonu radyo dalgaları veya elektromanyetik alandan kaynaklanan ısınma etkisi birbirine karıştırılmaktadır.
 
Ayrıca konuyla ilgili ulusal ve uluslararası resmi kuruluşlarca hazırlanan bilimsel çalışma ve raporlar incelendiğinde görülecektir ki, mobil telefonlardan ve baz istasyonları antenlerinden yayılan radyo frekans dalgalarının yol açtığı ve halkın etkilendiği güç seviyelerinin sağlık sorunlarına (hamileliklerde düşük, sakat doğum, vb.) yol açtığını gösterir hiçbir laboratuar ve epidemiyolojik kanıt yoktur.
 
Dünya Sağlık Örgütü’nün GSM baz istasyonları ile ilgili yayınladığı Mayıs 2006 tarihli “Elektromanyetik Alanlar ve Kamu Sağlığı, Baz İstasyonları ve Kablosuz Teknolojiler” başlıklı raporunda, baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik dalgalarının insan sağlığına etkileri konusunda 10 yıl süren araştırma neticesinde “Toplanan bütün bulgulardan, baz istasyonlarının yaydığı radyo frekans (RF) sinyallerinin sağlığa, ne kısa süreli ne de uzun süreli, olumsuz bir etkisinin olmadığı”nın anlaşıldığı belirtilmektedir.
 
Son olarak bu konuda en güvenilir kurumlardan biri olan Avrupa Birliği kapsamındaki SCNIHR (Scientific Committee on Emerging and Newly Identified Health Risks) grubunun 21 Mart 2007 tarihli raporunda, halk sağlığı açısından yapılan değerlendirmeler ve yıllar süren tıbbi incelemelerle elde edilen sonuçların uluslararası standartlarla örtüştüğü ve cep telefonu kullanımının kanser, beyin tümörü gibi hastalıklarda artışa yol açmadığı belirtilmiştir.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol