Kaynak : Değişim Gazetesi
Belediye ve Su ürünlerine gerekli müracaatları yapmalarına rağmen herhangi bir sonuç alamadıklarını ifade eden Mahmut Oflu, cadde ortalarında açılan seyyar tezgahların nasıl oluyor da kimse tarafından görülemediğinin altını çizerek şaşkınlığını ifade etti.mahmut Oflu yaptığı açıklamada aynen şu ifadeleri kullandı; Haksız rekabete göz yumuluyor. Biz burada yasaların gerektirdiği tüm yükümlülükleri yerine getiriyoruz. Buradan ekmek yiyen insanlar var ve tüm bunlar bir maliyet. Seyyar balık satılması piyasada haksız rekabete, bizim zarar uğramamıza neden oluyor.
Bizim vatandaşa verdiğimiz balıklarla seyyar balıkçıların sattıkları arasınsa dağlar kadar fark var. Pazar balığı ayrıdır, dükkan balığı ayrıdır, gazino balığı ayrıdır. Bunları birbirine karıştırmamak lazım. Bizim tezgahımızda trol balığı dahi bulunmaz. Çünkü trol balıkçılığını desteklemek istemiyoruz. Bastığımız dalı kesmemek için bu şekilde bir politika izliyoruz. Biz bu şekilde duyarlı davranırken vatandaşlarımızın da bilinçli bir şekilde balık alıp sağlıklarını riske atmama konusunda hassas davranmalarını istiyoruz. Ben günlük tüketeceğim kadar balık alırken, seyyar alıyor 80-90 kasa balık ve günlerce aynı balığı satıyor.
Geçtiğimiz Salı günü belediyeye bu konuyla ilgili sıkıntılarımızı aktardık, su ürünlerine de sürekli bilgi veriyoruz. Su Ürünleri kolluk kuvveti olmadığı için bizi belediyeye yönlendiriyor. Belediye başkanı da dilekçe yazmamızı istedi ve bizde dilekçemizi verdik. Ancak bu güne kadar maalesef bu konuyla ilgili herhangi bir değişiklik olmadı.Ama birilerinin bunlara dur demesi gerekiyor.AB uyum yasaları gereği seyyar satıcılar yasaklandı diyenler bunları görmüyor mu?
Esnaf bindiği dalı kesiyor Burada kendi arkadaşlarımızdan da bu işi yapanlar var. Zaten onlar bu işe destek vermeseler olay bu noktaya kadar gelmezdi. Adam gelip buradaki dolabı kullanıyor, parasını ödüyor, iki taraf memnun. Herkes yolunu bulmanın derdine düşmüş. Ama bastıkları dalı kesiyorlar.
Kesinlikle seyyardaki balıkla bizim sattığımız balık aynı değil. Hatta seyyardan ve benden alınan balığı pişirelim. Eğer benim sattığım balık daha lezzetli çıkmazsa ben bütün dükkanımı hibe edeceğim. Benim aldığım fiyatın çok altında aldıkları balığı satıyorlar. Benden ucuza satabilir ama benim kalitemi sunamaz. Esnaf arkadaşlarımız bindiği dalı kesince, maalesef olayın bu noktaya gelmesi kaçınılmaz oluyor. Ayrıca ben, zabıta Sancak Dolar’a bağlı olduğu için kendisine de bu sıkıntımızdan bahsettim. Ama “bakarız” cevabından öteye giden bir şey olmadı. Biz üstüne gittikçe seyyarlar artıyor.
Benim anladığım kadarıyla bu yönetim yakaladığını yatırıp kesiyor, yakalayamadığına dönüp bakmıyor. Eski yönetim daha hassastı Daha önceki belediye bu konuya daha sıkı ve hassas yaklaşıyordu. Hatta, asılsız bir şekilde atılan iftira sonucu Selami başkan, benden dükkanımın anahtarını teslim etmemi istedi. Neyse ki gerçek ortaya çıkınca mağdur olmaktan kurtulduk. Bunu anlatmamın nedeni eski yönetimin olaya ne kadar hassas yaklaştığını göstermek.
Tolga EMEK