Silivri Facebook

Hoş Bulduk, Hoş Gördük ...
 
Sevgili arkadaşım çok sevdiğimi bildiği yumurtalı patates yapmış, açım ama yiyecek halim yok.
Ancak ısrarlarına dayanamadım ve oturdum, Pınar bir taraftan yemek masasını hazırlıyor, bir taraftan da bugünkü  Değişim Gazetesini al, bak ne yazıyor diyor, halim yok ama, hem nezaketimden, hem de, dur yahu yokluğumda  Silivri'de neler oldu Sevgili Genel Yayın Koordianatörüm yine hangi konuyu patlattı diye elime tutuşturulan gazeteye bakmaya başladım.
 
Kendi yazdığım yazıyı, misafir köşe yazarlığımı çoktan unutmuşum.
 
AAA o da ne Hoş geldin Nevin Tayfun.... ve ilk yazım...
 
Allah allah, insan kendi yazdığı yazıyı gazetede basılı görünce sanki o yazıyı ben yazmamışım gibi bu kadar ilgiyle okur mu? Okur.
 
Nasıl mutlu oldum, nasıl yorgunluğumu unuttum anlatamam. Sanki üzüntüm bile hafifledi.
 
Global'de senelerce Gazette adında şirket içi haberleri içeren aylık gazete çıkardım, her santimetre karesini kendim hazırladığım gazeteyi baskıdan geldiğinde nasıl da mutluluk, gurur ve ilgiyle okurdum.... Sakın yanlış anlaşılmasın bir iddiam yok, kendimi gazeteci sayamam benimki tamamen amatörce bir köşe misafirliği, sevgili okurlar bu misafirlikten, sohbetten memnun kalırlarsa ne ala.
 
Değişim Ailesi'ne ve onun çok sevgili saygın okurlarına hoş bulduk, hoş gördük diyorum.
 
Bu arada tabii ki sevgili Genel Yayın Koordinatörümün de yazısını okudum ve üzülerek de olsa hak verdim.
 
Geçtiğimiz hafta Pınar'la Maxi'deyiz, şimdi isim vermeyeceğim, çok şık ve kaliteli ve de ucuz olmayan bir mağazadan bir doğum günü hediyesi alıyoruz ve tabii ki şık bir paket istiyoruz. Ama o ne? açılalı epey olmasına ve daha önce de böyle küçük çaplı bir paketleme krizi yaşanmasına ve nazikçe uyarmamıza karşın yine paket kağıtlar ve paket süslemelerinin olmadığını belirtiyorlar!!! Tabii ki bir paket yapılıyor ve poşete konuyor ama bizim istediğimiz şık ve süslü bir paketti.
 
Oradan çıkıyoruz Pınar gidecekleri bir düğünde takılmak üzere altın alıyor, altın küçük bir paket kağıdına konuyor, kese yok mu diye soruyoruz, cevap:- maalesef bitti.
 
Bakın sevgili esnaf arkadaşlar, şeytan ayrıntıda gizlidir. Bunlar belki küçük detaylar ama çok önemliler.
 
Ayrıca pahalılığa da deyinmeden geçemeyeceğim.
 
Çok basit bir örnek;
Geçenlerde kızıma gittim, Moda'da oturuyor. Moda İstanbul'un en mutena, eski ve köklü, modern ama dokusu bozulmadan kalabilmiş bir semti.
 
Kuaföre gitmesi gerekiyordu anne sen de gel zaten seni az görüyorum dedi, kalktık gittik. Son derece şık, kapısının önünde arabanız için park yeri ayrılmış, ayrıca yer olmadığında arabanızı park yerine götürecek bir görevli... Veeee şık bir afiş: Aylık 24.-YTL (Yirmidört YTL) nakit ödeme yapana, 1 ay sınırsız fön.
 
Nişantaşı - Topağacı ki, İstanbul'un sosyetik nitelendirilen semtlerindendir; basit bir mahalle arası kuaföründe fön 5.-YTL (Beş YTL)
 
Silivri'de fön 8.-YTL (SekizYTL)
 
Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz, genelleme yapacak değilim ama bunları da göz ardı edemiyorum.
 
Sohbetimize bir başka ziyaretimizde devam etmek üzere sağlıcakla kalın, hoşça kalın.
 
Sevgilerimle...........

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol