Silivri Facebook

Kuyruğuna Bastıkça
 
Bizde kalem kutsaldır ve biz gibi elli yıllara uzanan bir geçmişle bugünlere gelmenin elbet de çok yönlü saygınlığı ve duyarlılığı vardır. Bu taraf, bu emek yolcularının en hassas tarafıdır…
Ulusal ve yerel basında onlarca yazar dostum vardır. Zaman zaman bir araya gelmeğe çalışırız. Fakat İstanbul’umuzun bilinen şartları çok yerde engeldir. Zaman ve trafik !..
 
Bu ramazan da, karşılıklı onca niyetlere karşın kıramadığım ve çoğunuzun okuduğu bir saygın yazar dostla nihayet beraber iftardayız. Başbaşa…
 
Mesleki konuları aramızda hiç konuşmayalım niyetine rağmen, yemek sonrası uzun zaman sohbetine dalınca da farkına varmadan konulara çıkıp- girerken, bir ara “yahu sende yazılarında sertsin, eh bizde öyleyiz de, eee farkına vararak veya varmadan bastığın kuyrukların feryatları bilmem nerelere fırlıyor…” sözüne, ben yok canım durup dururken neden kuyruğa basılsın ki…” cevabıma, dost yazar aynen “gözle gördüğün, olayları ve duyumları izlediğin, hatta çeteleşmiş vurgun ve soyguncuların üstüne gittiğin de oluyor bunlar dostum çokça…” diyerek o ünlü gevrek kahkahasını savuruyordu adeta…
 
HHH
 
Tesadüf bu ya, makale yazdığım bir gazetenin genç bayan editörlerinden bir kardeşle konuşuyorum dün! Sahte imza ve isim kullanan veya ismini dahi saklayıp veremeyen bir zavallı telefonla, abuk sabuk konuşarak aklınca yalan dolan hezeyanlarda bulunup ve belki de bir hınç ve kişisel aczinin hırsıyla hakaretlerde bulunmak da istemiş olabilir!.. Elbet de, bizim duvarlar ağlama- sızlama- hakaret mekanları değildir, ismini kimliğini ve açık adresini vermeyen zavallılar için. Sanırım, genç meslektaş da böyle yapmış olmalı… Çünkü bizde, isimsiz adressiz söz ve yazılar çoğulda sahtedir!
 
Bu girinti, yazı başlığımıza konu değil vesile oldu diye bu alıntıyı yaptım.
 
Ancak, bunca yazı ve yaşam yolculuğumuz da bizim olsun, yazarçizer dostların olsun veya sizlerin olsun, elbet de çok geniş çevrelerden yankılanan yüzlerce binlerce olumlu yaklaşımlar yanın da üçer beşerde olsa çatlak, yalan dolan, aşağılık duygu ve durumlarıyla yüklü hezeyanlar elbet de olacak!
 
Zaten, abuk sabuk ve tutarsız, isim ve adressizler yukarda değindiğimiz gibi çöp sepetine bile fuzuli işgal eder…
 
HHH
 
Her zaman yazıp çizdiğimiz gibi, kesin inancımız, toplumun yüzde doksan beşine yakını toplumun iyi, onurlu ve dürüst haysiyetli kesimini oluşturur…
 
Vurgun, soygun, ahlaksız davranımlar, insan kutsiyetini ve namus kavramını kendi çıkarına kullanıp yorumlayan zavallılar ise, çoğulda sessiz masum çoğunluğunda nefret ve tepkisine neden olmuyor mu? Namus ve haysiyete önem veren çoğulun tek hatası, çok yerde ve belki de “başı belaya girmesin diye” sessiz, görmedim- duymadım-bilmedim demeleriyle aslında o acizlerin artmasına neden olunuyor!..
 
Kuyruğuna bastığın, alıngan pozlarının masumiyetiyle sıyrılmaya çalışan zavallılar ise, yaşı başı ne olursa olsun sonun da kazdıkları çukurun derinliğin de kendi çap ve ölçütünde ancak birkaç çapsız zavallıyla kaybolup giderler…
 
Zaman daima, doğrunun ve gerçekten insani ve medeni değerlerin yanındadır…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol