Silivri Facebook
banner88

Sağlık, Mutluluk Yolu ...
 
Ancak,  sağ olun teşekkür ettiğim bazı ilgi ve istekler karşısın da,  gece yarısının karanlık ve derin sessizliğin de boşluk anı  bulunca bu satırları yazma fırsatı oldu! Yukarıda çizgilediğimle bir ilgisi olmamasına karşın,  bugünler güncele oturan SİGARA konusuyla ilintili gerçek yaşanmış bir anıyı kısaca aktarmaya çalışacağım. Böyle bir giriş yapınca,  geliniz birlikte 2008 açılımına,  SAĞLIKLA girelim…Hepimiz biliriz de, SAĞLIK SORUNU bireyin uzak veya yakın çevresinin  bir sorunu olmadan GERÇEKTEN YA FARKINA VARAMIYOR VEYA PEK AKLA DA GETİRİLEMİYOR,  BU SERVET BU HAZİNE VE BU BİR DÜNYA NİMETİ!.
 
Halbuki.  SAĞLIK olmadan,  diğer ögelerin kıymeti de olamıyor. O halde hepimizin, en değerli hazinesi OLAN SAĞLIK,  MUTLULUK ve SEVGİNİN DAHİ TEMELİ. Özel gün kutlamaların da tüm mesajların sonun da SAĞLIK bağ ve temennisi  bu KUTSAL DEĞERLE NOKTALANIR…
 
GERÇEKTEN SAĞLIK,  KUTSAL BİR DEĞER VE HAZİNE.  Bunun farkına varılışı ne kadar çok genç yaşlar da başlarsa,  kaderin çizdiği ömür süreci de,  büyük bir şanssızlık ve sürpriz olmadığı taktirde o kadar emin adımlarla yol alır.  Bu da hayat serüvenine,  tereddütsüz yansır. SİGARASIZ,  SPORLA DOLU,  DENGELİ VE OLDUĞUNCA YETERLİ BESİN,  SEVGİ  İÇERİKLİ,  HUZUR KAYNAKLI VE KALBİMİZ KADAR MİDEMİZİ KORUYUP KOLLAMAK ŞARTIYLA ELBET …  Şahsen ben,  bulunduğum ve sorumluluk aldığım her ortamda,  benimle çalışacak her arkadaşa,  SİGARAYI KESİNLİKLE bırakmalarını önerir,  makul bir süre verir ve sonunda da tercihin ona göre yapılmasını kesin dille arzular ve uygulardım.
Bu tatbikatın geçmişi KIRK YIL ötelerine kadar uzanır…
 
Ve birgün,  sigarayı bıraktığına inanamadığım Rafet adında bir çalışan genç yanıma geldi. Aynen, ”efendim çevreniz bu camiada çok geniş,  burada geçinemiyorum, memleketim olan Bolu’ya atamamı yaptırmanızı ellerinizden öperek rica ediyorumla başlayan ve yaşam sıkıntılarını dile getiren gerekçeler sıralarken…” hiçbir şey söylemeden yüzünün derinliğine bir-iki dakika baktığımı dün gibi anımsıyorum…
 
Ve bu bakışımın ardından iki üç adım öteden koşarcasına hamle yapıp elimi kavrayıp büyük bir saygıyla öpmesi anlık bir durum oldu! Biliyordu ki,  el öpme gibi tavırlar en karşı olduğum durumlardı. Hemen ekledi, ”Namus sözü veriyorum bugünden itibaren ne beni mahcup eden bu bakışınızı unutacağım,  nede gizlide olsa SİGARAYI elime alacağım” sözünü verdi, artık inanmıştım bu içtenliğe. Ve Rafet’in dileği,  kısmetmiş kısa sürede orada bir ajansa yapıldı ve Rafet İstanbul’dan ailece ayrıldı. Aradan sanırım 7-8 ay geçti bir sayfalık maktup geldi.
 
Kısaca, ”Neden beni bir evladınız sanıp kafamı kırarcasına dövmediniz le” başlayıp hazin bir tablo sergileyip,  SİGARA nedeniyle sağ ayak bileğinin az üstünden kesildiğini,  acı acı anlatıyordu. Geçmiş olsun mektubumun üstünden bir 9 ay daha geçmişti ki,  bu defa diz üstünden ayni nedenlerle aynı durumun başına geldiğinin yakınma ve çığlığını duyururcasına yazıyordu…
 
Ve bir gün de bir haber geldi ki !. . . Umarım ki,  bazı okur dostlar bu acı da olsa yansıtmadan  YAŞAM HÜRRİYETİNİN,  BAZI KISITLAMALARI  DA olduğunu fark eder. DOYUMSUZ  SANILAN HAYATIN AŞK,  SEVGİ VE GÜZELLİĞİNDEKİ TEMEL,  SAĞLIK OLSA GEREK…
 
2008 de temennimiz bunun farkına varmamız olmalıdır OKUR DOSTLAR!. . 
 
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol