Madalya, bir şahsın bir ailenin en büyük yaşam onurudur.
Tartışmasız hak edilen , maddi hiçbir değerle ölçülemiyen manevi en özel bir övünç ve gurur kaynağıdır …
x x x
Bu ve diğer yazılarımı yazarken, karşım da ve kütüphane dolabımın tam orta yerinde, rahmetli babamın bu aziz toprakların kurtuluşu sırasın da gencecik bir subay olarak cephelerde çekilmiş seferi kıyafetli resmi ve hemen biti şiğinde ki çerçevede ise MİLLİ MÜCADELE SAVAŞLARIN DA diğer kahramanlarla birlikte hak ettiği ve mirascısı olmaktan ŞEREF DUYDUĞUM en büyük hazinem İSTİKLAL MADALYASI ve yanında da 1923 yılının TBMMeclisinin verdikleri resmi BERAT belgesi…
Bu manevi kazanımın yaşam boyu daima karşım da bulunması, hergün göz göze gelmemiz, tartışmasız bana yaşam heyecanının en yüce zevk ve kuvvetini verdiği inancındayım…
DEVLETİN, en üst katından hak edilerek verilen İSTİKLAL ve sonralarda da takdir edilen ŞEREF madalyaları, elbette yaşam boyu ve sonrada mirasçılarının paha biçilemez manevi hazileridir…
x x x
Yukarıda ki tesbit ve tabloyu, herhalde kişisel bir anlatım için yazmadığım anlatılmış olmalıdır !
Nedeni mi ?
Buyurun açalım !...
Tam da ATATÜRK’ÜMÜZÜN aramızdan ayrılışının 69. yılında O YÜCE ÖNDERİ andığımız gün
Ankara’ya bir uçak iner.İçinden Suudi Arabistan Kralı Abdullah çıkar. Bir uçak dolusu beyaz örtülere bürünmüş EHRAMLI arap mahiyeti, DEVLETİMİZİN en üst kademelerince büyük bir alayı-vala ile karşılama ve yüzden fazla son model kadillak otolarla Ankara-nın en lüks oteline misafir edilmeleri …
Ankara’ya bir uçak iner.İçinden Suudi Arabistan Kralı Abdullah çıkar. Bir uçak dolusu beyaz örtülere bürünmüş EHRAMLI arap mahiyeti, DEVLETİMİZİN en üst kademelerince büyük bir alayı-vala ile karşılama ve yüzden fazla son model kadillak otolarla Ankara-nın en lüks oteline misafir edilmeleri …
Bayram değil, seyran değil MİLLETCE en acılı bir günümüz de, en yüce ÖNDERİ’mizi halkımızla birlikte her yerde ve her kesim de anarken, EHRAMLARA BÜRÜNMÜŞ KRAL ABDULLAH ve EHRAMLI yüzeli kişilik tayfası herhalde bu acılı günümüzde yanımızda olmak için gelmiş olabilirler diye düşünen dostlardan mizaha dayalı onlarca mesaj aldım !..
x x x
Ve hemen anlaşıldı ki, EHRAMLARA BÜRÜNMÜŞ 84 yaşında ki ve ülkesini tam bir ŞERİAT’LA yöneten (yani, kol, bacak, kelle keserek, kırbaçlı ölüm cezaları vererek…) KRAL ABDULLAH HAZRETLERİNE ŞEREF MADALYASI verilmek için bir DAVET TEŞRİFİYMİŞ BU !...
Toplumun ve tüm insanlarımızın merakı bir türlü giderilemedi! KRİTİK bir dönemden geçen ÜLKEMİZE, Kral ABDULLAH acaba ne gibi bir hizmet de bulundu da, verilen ŞEREF MADALYASINI hak etti !..
Yermedi, oteline çağırdığı Cumhurbaşkan’ını bir tarafına ,diğer tarafına da Başbakanımızı alarak, arkasına da kendi resim ve bayrağını koydurarak çektirilen fotografları da, tüm dünya’ya servis ettiriverdiler…
ANIT KABİRİ ZİYARET Mİ DEDİNİZ ?..
Hadi canım , bundan önce olmadı ki şimdi olsun !
Amaçta ki , ŞEREF MADALYA NEDENİ DE, anlaşılmadı gitti…
ANCAK, Kral olmadan önce VELİAHT iken, İstanbul Boğazının en görkemli yerinde ki KORUYU(SEVDA TEPESİ’Nİ) malikane yapmak için aldıklarını bilenlerdeniz…Buraya inşaat yapım yasağını delmek için, ne gayretler içinde olunduğunu da, duymayan sanırım sağır SULTAN kaldı bir tek…Hadi, bir TÜRK ŞEREF MADALYASI verilmiştir madem, HALK-TOPLUM NEDENİNİ BİLMESE DE , hayırlı olsun !..
Belki, devleti yönetenler birgün AÇIKLAR !