Silivri Facebook

Gerçek Devrimi Biz Yapacağız...

“7 derviş bir posta sığmış, iki hükümdar bir dünyaya sığmamış.” İran Atasözü

Derviş gibi olmaya niyetliyim artık... Sahip olmak istediğim hiç bir şey yok... Son model yeni bir cep telefonu yerine küçücük bir sırt çantasıyla Küba’ya gezmeye gitmeyi bin defa tercih ediyorum...  Yalnız Küba’mı? Tabii ki hayır, görmek istediğim o kadar çok yer var ki şu yeryüzünde... Yat, kat, araba, dolaplara sığmayan binlerce giyecek, evlerde ağzına kadar eşyalar, koltuk takımları, vitrinler, kocaman masalar, binlerce ıvır zıvır, süsler, altın takılar, elmaslar, insanı daha da yaşlandıran kimyasal kozmetikler vs vs almak yerine, sadece bir sırt çantasıyla dünyayı gezerim, hiç tanımadığım insanlarda kalır, hiç tatmadığım tadları öğrenir, hiç duymadığım müzikleri dinler, hiç yüzmediğim sularda yüzerim... Eşyalara sahip olmak yerine yaşamımı daha güzel ve anlamlı kılacak şeyler yapmayı yeğliyorum artık... mesela 10 tane pantalon almak yerine, 10 defa sinemaya giderim... 10 tane ayakkabıyı ne yapacağım, onları alacağım parayla 20 defa gitar dersi alırım... çok şık ve pahalı bir ceketi alıp kime gösteriş yapacağım ki! Onun yerine arkadaşlarımı eve davet eder, onlara lezzetli yemekler yapar, şahane bir gün geçiririm, güzel anıları kalır kafamda en azından, kötü mü olur!

Ben eşya kirliliğinden başka sosyal kirliliği de temizliyorum kafamdan... Normal denilen kapalı ve kendi içinde örgülü kurallar ağından uzaklaşıyorum, deliliği kabul ediyorum... kabul edilmişi, alışıla gelmişi redediyorum ve davranışlarımı tuhaf  bulan bakışlar beni rahatsız etmiyor artık... ve  başkalarının sözleri de beni hiç ilgilendirmiyor.. saçma sapan kurallardan, zaman aşımına uğramış geleneklerden uzaklaşıyorum... Beynime sistem tarafından zorla kazılan bilgileri, insansal değerleri de temizliyorum... Artık kafamda tek doğru, tek yanlış yok...

Bir kuşun cıvıldaması, şahane bir şarkı, hüzünlü bir şiir, bir aşk romanı, bir yaprağın muhteşem yeşili, sonbaharın inanılmaz sarısı, yaz gecelerinin lacivert göğü, doğadaki binbir çiçeğin böceğin ihtişamı.....  herşey, her küçük şey beni mutlu etmeye yetiyor artık... Ve bende bu farkındalığı yarattığı için başıma gelen herşeye teşekkür ediyorum...

Evet, gelelim geçen hafta bahsettigim 100 eşyalık listeme ve bunu nasıl hazırladığıma:  Geçen gün İpek, Canan ve ben oturduk, hiç üşenmeden bir liste yaptık... Yaşamak için en gerekli her türlü ihtiyacımızı listeledik ve bu listeyi de 100 kalemle sınırlı tuttuk... yani maksimum 100 eşya... Ha bu arada, küçücük bir iğne bile bir kalemden sayılacak şekilde hazırladık listemizi... ve bunu başardık, şimdi bu listem doğrultusunda ihtiyaçlarımı minimuma indirmeye başladım bile ben... gerekli olmayan herşeyi atıyorum, gereksiz yeni hiç bir şey almıyorum... ve inanın ki, gereksiz eşyaları attıkça öyle bir hafifliyorum ki, bunu sizlere de öneririm... şimdi herkes eline kağıt kalem alsın ve ihtiyacı olan 100 kalem eşyayı sıralasın, bakalım sonuç ne çıkacak... çok eğlenceli bir iş, tavsiye ederim...

2 parça / diş fırçası ve macunu
5 parça / temizlik ve kozmetik malzemeleri (sabun, krem, ruj, vs)
3 parça / takı
5 parça / iç çamaşırı
3 parça / çorap
2 parça / pantalon
2 parça / etek
6 parça / kazak ve t-shirt
1 parça / hırka
2 parça / elbise
2 parça / günlük çanta ve sırt çantası
2 parça / ceket ve palto
3 parça / ayakkabı ve terlik
1 parça / Laptop
6 parça / havlu ve yatak çarşafları
3 parça / tırnak makası, iğne ve iplik
2 parça / numaralı gözlüğüm ve güneş gözlüğü
2 parça / şal
2 parça / büyük sini, bez
5 parça / şilte, yastık ve yatak
1 parça / el süpürgesi
1 parça / dolap
1 parça / kilim
4 parça / ev temizlik malzemeleri ( arap sabunu, sünger, fırça, sirke)
3 parça / tabak
9 parça / çatal, kaşık, bıçak
5 parça / bardak
2 parça / tencere
1 parça / tava
1 parça / fırın
1 parça / buzdolabı
1 parça / derin tas
1 parça / plastik kab
1 parça / Viski’nin yemek kabı
4 parça / kitap
2 parça / mp3 ve usb
2 parça / kağıt ve kurşun kalem
1 parça / Bisiklet

İşte benim listem, tam 100 kalem eşyam... hatta bazı mutfak eşyalarını, dostlarımın beni ziyaret etme olasılığını göz önüne alarak fazla fazla koydum listeye... İşte bu kadarcık eşya ile yaşamak hiç de mucize değil, sizce de öyle değil mi?

Bilmem kaç bin yıl önce insanlar mağaralarda hiç bir şey olmadan da yaşıyorlarmıs, 100 eşya bile çok hatta...  Ruhumu daha da özgür kılmak için, şimdi bunları da azaltmaya çalışıyorum... Mesela buzdolabına ihtiyacım olmayabilir pekala, eskiden buzdolabı mı vardı ki! Annelerimizin mutfağındaki tel dolabı hala hüzünle anımsarım...

Hadi vakit kaybetmeyin, başlayın listeleri hazırlamaya... açın avuçlarınızı ve bırakın sizi tutsak eden herşeyi... bakalım sahip olduğunuz nelerden vazgeçebileceksiniz, öyle ki insan bazı şeylerden kağıt üzerinde bile vazgeçemiyor, haberiniz olsun... ama unutmayın ki, vazgeçebildiğiniz oranda özgürsünüz... Sahip olduğumuz en değerli sey aşk olsun, dostluk olsun, sağlık olsun... herkese kolay gelsin...

Son söz: Sevgililer gününde sevdiğinizin yanağına kocaman bir öpücük kondurun, “onu sevmek” ten daha güzel bir hediye olabilir mi? Annenizi sevgiyle kucaklamak için anneler gününü beklemeyin... Unutmayın ki, bu çeşit saçma sapan günler, sistemin parasal tuzaklarından başka bir şey değil...

 


 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol